45 numunenin, 30’unda kirlilik 'Hastalık riski'

Sağlık Bakanlığı’nın Haziran ayı deniz suyu analizleri, 45 numunenin 30’unda kirlilik olduğunu ancak oranların limit altında kaldığını ortaya koydu. İskele ve Alsancak Merit’te ise limitlerin üzerinde kirlilik görüldü.

Fehime ALASYA

Sağlık Bakanlığı’nın Haziran ayı deniz suyu analizleri, 45 numunenin 30’unda ‘kirlilik’ olduğunu ortaya koydu… 30 numunede “ecoli veya entrekok” saptanırken, özellikle İskele ve Girne-Alsancak bölgesindeki bazı büyük tesislerin plajlarındaki ‘kirlilik oranı’ korkuttu…  Bazı bölgelerde denize akan kanalizasyon suları işin vahametini gözler önüne serdi, uzmanlar ‘hastalık riski’ne dikkat çekti.

Söz konusu kirlilik kimi numunede az kimisinde daha fazla olurken, uzmanlar, “Kanalizasyon sularını denize vermezsek kirlilik değerlerinde sıfırı görebiliriz” şeklinde konuştu.

Söz konusu bölgelerin Belediye Başkanları ise ‘bunun tek sorumlusu veya çözümü biz değiliz” dedi.

Yapılan analizlerde Merit Cyrstal Cove Hotel Plajı Alsancak ve İskele Halk Plajı’nın bulunduğu noktalarda 250 olması gereken üst limit, 1100’ü aştı.

Her iki plajda da yüksek derecede ‘ecoli ve entrekok’ tespit edildi.

Sağlık Bakanlığı’nın resmi deniz suyu analizlerinin açıklanmasının ardından kimi bölgelerde sosyal medyaya yansıyan bazı fotoğraflar ise görenleri hayretler içinde bıraktı. Kanalizasyon sularının denize bırakıldığını gösteren fotoğrafta, sudaki kirlilik numuneye ihtiyaç olmadan çıplak gözle de apaçık görülebildi.

 

“Tuvalet yoluyla bulaşan hastalıkların, besin zehirlenmeleri gibi enfeksiyonların ortaya çıkmasına neden oluyor…”

Sağlıkçılar, kanalizasyonun karıştığı denizlerin hastalıklara yol açma ihtimallerinin de arttığını anlattı. Sağlıkçılar, bu durumda tuvalet yoluyla bulaşan hastalıkların, besin zehirlenmeleri gibi enfeksiyonların ortaya çıkabileceğini ifade etti.

 

Mayıs- Haziran analizlerinde numune farklılıkları…

Mayıs ayı ile Haziran ayında açıklanan analizlerin karşılaştırmasının yapılması ise mümkün olmadı. Her iki ayda da alınan numunelerin farklılık gösterdiği dikkat çekti. Mayıs ayında Dipkarpaz ve Erenköy’den numune alınırken, Haziran ayında alınmadığı dikkat çekti. Haziran ayında daha çok Girne, Bafra ve İskele bölgelerinden analizler yapıldı.


İLGİLİ ÇEVRELER NE SÖYLEDİ?

DAÜ Deniz Biyologu Burak Ali Çiçek:

“Kanalizasyon sularını denize vermezsek kirlilik değerlerinde sıfırı görebiliriz”

Sağlık Bakanlığı ölçümlerinde değerleri çok yüksek olan yerlerde aşırı kirlilik olduğunu kaydeden DAÜ Deniz Biyologu Burak Ali Çiçek, kirliliğin 200’ün altında kalan bölgelerin de temiz sayılmadığını dile getirdi, “Oralarda da karışım var” dedi.

Analizlerin hangi noktalardan ve nasıl yapıldığının da önemini işaret eden Çiçek, Haziran ayı deniz analizlerini YENİDÜZEN için değerlendirdi. Çiçek, “Çok kötü değil ama bizim ülkemize göre sıfırı yakalayabileceğimiz bir yerde yaşıyoruz. Kanalizasyon sularını denize vermezsek kirlilik değerlerinde sıfırı görebiliriz.” şeklinde konuştu.

Yeni yapılanmaya başlayan bölgeler ve büyük tesislerdeki artıma veya kanalizasyon konularında gerekli çalışmaların yapılması, ilgili daire ve belediyelerin de bunları sıkı denetim altında tutması gerektiğine vurgu yapan Çiçek, aksi halde ilerleyen zaman diliminde bu kirliliğin daha da artabileceği öngörüsünde bulundu. 

 

“Bir de görsek bin de görsek oralarda karışım var anlamına geliyor”

Birçok şehirde altyapıların yetersiz olduğunu anlatan Çiçek, şöyle devam etti:

“Özellikle Merit Cyrstal Cove Hotel Plajı Alsancak ve İskele Halk Plajı, İskele Halk Plajı yanı olan bölgelerden de paylaşımlar var. Genel olarak konuşacak olursak değerleri çok yüksek olan yerlerde aşırı kirlilik var. Ama 200’ün altında kalan bölgeler de temiz sayılmaz. Oralarda da karışım var. İdeali sıfır olan kirliliktir… Ölçüm standartlar belirli aralıkları yakalayan, üst ve alt değerlerdir. Çok iyi- orta ve iyi olan derecelendirmelerde nispeten iyi demek… Uluslar arası standartlarda iyi olarak kabul edilebilir demek. Çok kötü değil ama bizim ülkemize göre sıfırı yakalayabileceğimiz bir yerde yaşıyoruz. Kanalizasyon sularını denize vermezsek sıfırı görebiliriz.

İstanbul’da 100 eşeri koli aslında tertemiz demektir. Ama bizde bu rakam çok yüksek sayılır.

Turizm sezonunun bu ay patlamasıyla rakamlar daha da yükselecek.

Bir de görsek bin de görsek oralarda karışım var anlamına geliyor. Buradaki altyapılarımız yetersiz. Çok kaliteli tesislerimizin adının bu konuya karışması çok yakışıksız…”

 

“Yetkililer konuya daha çok eğilmeli”

“Belediyelerin, sağlık bakanlığı haricinde daha sıkı çalışmalar yapması gerek. Bunun için ayrı ekipler olmalı, analiz yapmak dışında denetimlerin arttırılması, konuya eğilmesi, takibini yapması lazım.

İskele bölgesinde de uzun yıllardır konut çalışmaları var. Bunun için altyapı konusunda sürekli uyardık.”

 

“Tek suçlu aramak çok yanlış! Planlı büyüme şart…”

“Ülkede toplu konut yapan çok az şirket var, onlar sadece para kazanma derdindeyken günün sonunda sektör ölecek. Hem bu ülke cazibe olmaktan çıkacak hem de turizm sektörü yavaş yavaş bitecek. İnşaat müteahhitleri de suçlu. Bu alanda da yetkili birlikler devreye girmeli, onlar da denetlemeli, sorgulamalı. Planlı büyüme şart…

Sektördeki insanlar da, belediyeler de, çevre bakanlığı da suçlu. Tek suçlu aramak çok yanlış.

Böyle giderse çok daha kötü olacak.

Nüfus da turizm de artıyor, derhal tedbir alınmalı.”

 

“Bu analizler hangi noktalardan alındı?”

“Analizlerin alındığı nokta da çok önemli. Bu analizler hangi noktalardan alındı, kaç analiz alındı, bunların ortalaması nasıl yansıdı… Tüm bu çalışmalar da önemli…”

 

Girne Belediye Başkanı Nidai Güngördü:

“Arıtmamızda kapasite aşımı var. 2010 yılında 10 katlı binalara izin verdikleri zaman bunu düşünseydiler”

Sağlık Bakanlığı’nın analiz sonuçları üzerine çoğu zaman belediyenin de tahlil yaptırdığını belirten Girne Belediye Başkanı Nidai Güngördü, “Arıtmamızda tabii ki sorun var. 2010 yılında 10 katlı binalara izin verdikleri zaman bunu düşünseydiler” dedi.

Denizlerdeki kirliliğin en az seviyede çıkması için çalıştıklarını kaydeden Güngördü, “Buradaki denizlerde sorun var ama bunun kaynağı ne benim, ne de benden sonra gelecek olanlar, bunun kaynağı 2010 yılında üç katlı Girne’yi 10 kata çevirenlerdir. Bunun hesabının verilmesi lazım.” yorumunda bulundu.

 

“Arıtmamızda kapasite aşımı var”

Girne bölgesindeki arıtmada sorunlar olduğunu da sözlerine ekleyen Güngördü, “Kapasite aşımı var. 10,15 bin kişiye göre yapılmış bir sisteme 30 bin kişilik yükleme yaparsanız ne olmasını bekliyorsunuz?” diye sordu.

 

“Bunun çaresi sadece belediye başkanlarında değil”

Her şeye rağmen Girne denizlerinde olan kirliliğin limit altında olduğunu anlatan Güngördü, şöyle devam etti: “Bunun limit üstünde olmaması için çabalıyoruz. Kabul ediyorum ideali hiç kirliliğin olmaması, tüm denizlerin pırıl pırıl olmasıdır. Hiçbir başkan bu kirlilikten tabi ki mutlu olmaz. Ama bunun çaresinin de sadece belediye başkanları tarafından bulunmasının beklenmesi doğru değil.”

 

“Raporlama dışında hiçbir müdahale yetkimiz yoktur”

Büyük otel veya tesislere yaptırımlarının olmadığını da anlatan Güngördü, “Paket arıtmaları varsa sorumlu merci Çevre Dairesidir. Biz bunun kullanılmadığını gördüğümüz anda Çevre Dairesine ihbar ederiz. Ama raporlama dışında hiçbir müdahale yetkimiz yoktur”


İskele Belediye Başkanı Hasan Sadıkoğlu:

“Bugün analiz için yeniden numune alınacak, tüm tedbirler alındı, özel bir komite oluşturduk”

İskele Belediye Başkanı Hasan Sadıkoğlu, İskele bölgesindeki yapılaşmada kanalizasyon altyapısı ve denizlerin korunması için İçişleri Bakanlığı bünyesinde özel bir komite kurdukları bilgisini verdi.

Sadıkoğlu, “Bölgedeki yapılaşmaya karşı, özellikle kanalizasyon alanında güç birliği yaptık. Seferberlik başlattık.  Büyük bir mücadele veriyoruz” dedi.

İki hafta önce de bazı inşaat alanlarını mühürlediklerini ve dereye akıtılan kanalizasyon atıklarını anımsatan Sadıkoğlu, bölgede çok sık denetim ve çalışma yaptıklarını anlattı.

Sadıkoğlu, bölgedeki çalışmaları şöyle özetledi: “Tüm inşaat ve işletmelerin arıtmalarının çalışıp çalışmadığı, her şey denetleniyor. Zaman içinde kirli suların dereye bıraktığını tespit ettik. Son 10 gündür deredeki pis suyun büyük kısmı çekildi. Dere kurutuldu, denize akışı engellendi. Günlük kontrollerimiz devam ediyor. Dere kireçleniyor. 8 gündür akıntı yok.

Çevre Dairesinden yeniden talepte bulunduk, yarın numune alacaklar. Ağustos ayını beklemeden biz ara tahlil istedik. Hiçbir şekilde vatandaşı tehlikeye atmayız.”

 

“Seferberlik başlattık”

Oluşturulan yeni komiteyle ilgili de bilgi veren Sadıkoğlu, şunları dile getirdi:

“İçişleri Bakanlığı bünyesinde komite oluşturduk. Özellikle bölgedeki kanalizasyonlara müdahale için, devletin ilgili temsilcilerinin olduğu, avukatımız ve bilirkişilerden oluşan bir komite oluşturduk. Bu komitede müteahhitlerle de anlaşma yaptık, bölgede kanalizasyon oluşturulması ve hayata geçirilmesi için yola çıktık. Bölgedeki yapılaşmaya karşı, özellikle kanalizasyon alanında güç birliği yaptık. Seferberlik başlattık.  Büyük bir mücadele veriyoruz.”


Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Emre Vudalı:

“Kirli denizlerde suların hastalıklara yol açma ihtimalleri artıyor”

“Kirli denizlerde suların hastalıklara yol açma ihtimalleri artıyor” diyen Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Emre Vudalı, yaz sezonunda oluşan ishal salgınlarını tek başına denizlere bağlamanın doğru olmadığını anlattı. Vudalı, kanalizasyonun bulaştığı deniz sularında, tuvale yoluyla bulaşan hastalıkların, besin zehirlenmeleri gibi enfeksiyonların ortaya çıkabileceğini ifade etti.

Açıklanan sonuçlarda 2 nokta hariç, tüm denizlerin aslında ‘mükemmel kalitede’ görüldüğünü belirten Vudalı, “Hiçbir denizde sıfır bakteri olmaz, bu limit 250’dir ve bizim denizlerimizin sadece 2’sinde bu limitin üzerinde kirlilik çıktı” yorumunu yaptı.

Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan testlerin aylık ve sürekli yapılması gerektiğinin de altını çizen Vudalı, halkta güven duygusunun yaratılması için sürekliliğin ve mavi bayrak sterilizasyonunun önemine değindi.

Vudalı, “Bu testlerin aylık ve sürekli yapılması gerek, süreklilik arz etmeli. Kirlilik 250 üzerinde çıktığı zaman da hemen tedbir alınmalı. Bu mavi bayrak projesini de ülkeye getirmeliyiz. Bu güven anlamına gelir, insanlar bir birine ‘nerede denize girmeliyim’ diye sormaz”  dedi.

Vudalı, mavi bayrak sterilizasyonunun önemine ilişkin ise şunları dile getirdi:

“Dünyada deniz plajlarında, güneyde de mavi bayrak sterilizasyonu var. Bu denizin, plajın, çevrenin gerekli kriterlere sahip olması halinde kullanılan bir sistemdir. Burada suyun temizliğinin göstergeleri de var. Belli kriterleri var ve onun altındaki sonuçlar bize aslında olması gereken mükemmel kaliteyi gösteriyor. Bu uygulama hem sahil, hem çevre, hem alandaki tesis gibi birçok noktanın güvenilirliğini gösteriyor.”

 

Özel Haber Haberleri