1878 SONBAHARINDA KAMERA İLE KIBRIS

Galeri Kültür, sürekli yaptığı gibi kültürümüzü daha iyi tanımamıza tanımlamamıza oldukça katkı koyacak önemli bir eser yayınladı: John Thomson’un: “Through Cyprus With the Camera In the Autumn of 1878 – 1878 sonbaharında Kamera İle Kı

 

Galeri Kültür, sürekli yaptığı gibi kültürümüzü daha iyi tanımamıza  tanımlamamıza oldukça katkı koyacak önemli bir eser yayınladı:

John Thomson’un: “Through Cyprus With the Camera In the Autumn of 1878 – 1878 sonbaharında Kamera İle Kıbrıs” kitabı…

Eserin bir özelliği de Türkçe’ye çevrilen fotoğrafla ilgili her yazının İngilizcesi’nin de yer alması.

Giriş bölümünde çok içten itirafları var Thomson’un: “Beni etkileyen ilk izlenimlerime kapılıp gitseydim, Larnaka’ya iner inmez gerisin ülkeme dönmem gerekirdi; çünkü bu kasaba, salgın hastalıklardan hiç kurtulmadı. “Bitkin, ada”ya ve sefaletten kırılan halkının yarında,  göç etmelerine neden olan öngörüsüzlükleriyle hayıflanan çok sayıda mülteciyle karşılaştım.”

 

BAŞARILI BİR SONUÇ

Yine onun yazdıklarından öğreniyoruz ki sefer oldukça zor ve zahmetli geçmiş… Ama, çok başarılı bir sonuca ulaşarak… (139) sayfalık kitapta sadece çok başarılı resimler değil… Onların Türkçe ve İngilizce tanımlamaları da verilmiş ki bu tanımlar gerçekten de olağanüstü…

Eserde yer alan konu başlıklarına bir göz atacak olursak:

“Larnaka Marina Kuzey’e – Güney’e Bakış, Larnaka Deniz Kıyısı, Larnaka St. Lazarus kilisesi, Larnaka’da Bir Sokak, Bir Yerli Öküz Arabası, Ekmek Satışı, Bir Kıbrıslı Kız, Genç ve Yaşlı, Kıbrıslı Köylüler, Channel Sguadron Kapısı, Lefkoşa, Lefkoşa, Şehrin Surlarından, St. Sophia Lefkoşa, St. Nicholas Lefkoşa, Yerli Grubu Lefkoşa, Siperlerin üzerinde Lefkoşa, Bir Yaşlı Kıbrıslı, Bir Su Taşıyıcı, Emekçi Sınıfından Bir Kadın, Dilenciler, Girne Düzlüğü Tepelerden, Girne Limanı, Girne Denize Bakan Yüzü, Girne 42. Highlanders Kampının Görünüşü, Belle Paix Manastırı (Uzaktan Görünüş), Bella Paxi Girne yakınlarında, Eski Manastır, Belle Paix, Büyük Salonun girişi, Kaya Tapınağı Lapta Harabeleri…

 

İKİ LİSANDA…

Yukarıda adı yazılı her bölge ile ilgili, fotoğrafın yan sayfasında Türkçe ve altında da İngilizce bilgiler yer almakta. Bu resimler, bu tanımlamalar ülkemizde ilgili ve sanıyorum her zamankinden daha da önemli bizim için…

John Thomson’un önümüze koyduğu yaklaşık bir buçuk yüz yıllık resimleri ve onlarla ilgili “tanıklıklar dizisi” birbirinden farklı gibi görünse de… sadece geçmişimizle ilgili değil… bu günümüze dek uzanan öylesine önemli veriler / uyarılar var ki !

Bir tür geçmişimizle yüzleşme

Ülkemizin her karış toprağına ve insanına ve birbirimize göstermemiz gereken duyarlılık.

Dünle – bugünümüzü…

Dünkü yaşanmışlıkla – bugünkü beklentiyi..

İç içe taşıyan bir kitap bu…

Kütüphanelerimizde yerini almayı hak ediyor…

 


 

YEŞİL HAT

SAVAŞIN ORTASINDA TATİL

Bu kitabımız, bir çocuğun gözünden, acımasız bir savaşın gerçek öyküsü… Yazarı ise: Soner Küfi…

Küfi, İngiltere’ye göç etmiş bir ailenin üç çocuğundan biri. 1974 yılının Temmuz'unda Kıbrıs’a tatil için gelmişler ve tabii kendilerini müthiş bir savaşın içinde bulmuşlar…

Bundan sonrasını daha dün yaşamış gibi gayet canlı ve duygulu anlatıyor Soner. Babası, İkinci Dünya Savaşına İngiliz Askeri olarak katılmış gayet otoriter bir adam ama gülmekten katılan bir adam da.

Ve, 1974 Harekatı’nı bire bir yaşamışlar, tatil yerine Kıbrıs’ta…

“Bir çocuğun gözünden acımasız bir savaşın gerçek öyküsünü başarıyla anlatmış Soner Küfi…” (Okumaya değer bir kitap…)

 


 

YETER… SAVAŞMAYIN ARTIK…

·        Gözleri bayram yeridir çocukların

gözleri Akdeniz, gözleri çiçek

yürekleri kocaman birer su

akar ha akar maviye

masmavi bir balon gibi

büyür de dünya

masallara karışır çoğu kez

masallardan çıkar gelir

gülümser sevgiye…

 

·        Ne olur senede bir gün de olsa

sevgi yağsa göklerden

sırılsıklam olsak

anneler babalar, dostlar, düşmanlar

ve bütün çocuklar…

 

·        Biz yemyeşil çimen

siz kocaman filler

dövüşmeyin, savaşmayın artık büyükler

babamız, kardeşimiz, sevdiklerimiz ölüyor

biz de ölüyoruz onlarla birer birer…

 

sevinçlerimiz ölüyor, şarkılarımız, oyuncaklarımız…

hep yarım kalıyor oyunlarımız

yalnız kalıyoruz… Çoook  yalnız…

 

Sevdikleri ölünce

oyun oynayamaz ki çocuklar…

yeter artık… bizi de düşünün

anneler, babalar, dostlar, düşmanlar…

 

                                     Neriman CAHİT

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri