Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Selma Eylem, Türkiye’deki AKP hükümetinin Kıbrıslı Türklere yönelik yürüttüğü politikaların, varlığı yok saymaya ve toplum mühendisliğine dönüştüğünü belirterek, bu süreçte sessiz kalan, boyun eğen hükümeti sert şekilde eleştirdi.

 “Bu ülkede summak dayı sayıldığımız tören protokollarına, açılışlara şahit olduğumuz günler yaşamaktayız” diyen Eylem, yaşananları ‘kolonileştirme’ olarak niteledi.

Törenlerde Kıbrıslı Türklerin yok sayıldığını, ülkenin sistematik olarak kuşatıldığını ve çocukların bu düzenin bedelini ödediğini belirten Eylem, “Toplum mühendisliğine, asimilasyona ve kolonileştirme politikalarına karşı direneceğiz” dedi.

“Koltuk uğruna boyun eğiliyor”

Eylem, “AKP tarafından Kıbrıslı Türklerin varlığının yok sayıldığı törenlere, siyasilerimizin ‘summak dayı’ sayıldığı tören protokollarına, açılışlara şahit olduğumuz günler yaşamaktayız. Giden gelen hükümetler tarafından tüm alanlarımızdaki dayatmalara sessiz kalınması, yok sayılması ve hatta ortaya konulduğunda itiraz edilmesi, kabul edilmemesi, koltuk uğruna, rant uğruna boyun eğilmesi, harfiyen yerine getirilmesi sonucu geldiğimiz nokta budur” ifadelerini kullandı.

Kıbrıslı Türklerin uzun yıllardır alt yönetime dönüştürülmeye çalışıldığını söyleyen Eylem, “Yıllardır dile getirdiğimiz alt yönetime dönüştürme, asimilasyon, entegrasyon politikaları dayatmaları yerini tamamen kuşatma ve kadrolaşmayla kolonileştirmeye bırakmıştır” dedi.

“Her kurum peşkeş çekiliyor”

Eylem, ülkede mafyanın ve tetikçilerin cirit attığını belirterek, “Yeşil sermayeye her kurumumuzun, dağlarımızın, kıyılarımızın peşkeş çekildiği, her türlü yolsuzluk, hırsızlık ve sahtekarlıkların döndürüldüğü, eğitimin gericileştirildiği, vakıf dernek tarikat örgütlenmeleriyle, taşınan nüfus ve haksız vatandaşlıklarla toplum mühendisliğinin sürdürüldüğü ülkemizde kolonileştirme çalışmaları Anayasa ve yasalarımız hiçe sayılarak hızlandırılmıştır” ifadelerine yer verdi.

“Çocuklarımız bedel ödüyor”

Eylem açıklamasında, bu düzenin çocuklar üzerinden kurulduğuna da dikkat çekti: “Bilinçli ve planlı şekilde yaratılan bu kopyalanmış mikro kokuşmuş düzenin bedelini çocuklarımız ödemeye devam etmektedir. Hastanede hayatını kaybederek, bedenleri üzerinden siyasi dayatmaya maruz kalarak, camilerde imamların kuran kursu adı altında, ya da tarikat yurtlarında barındırılarak beyin yıkamalarına, kitap içeriklerimiz değiştirilerek, kadının, bilimin, toplumsal cinsiyet eşitliğinin yok sayıldığı bir müfredat tasarımıyla eleştirel düşünceden uzaklaştırmaya, saraylar yapılırken konteynerlara mahkum edilmeye, 2017’de başlatılan ideolojik Çanakkale kamplarının genişletilmesiyle, Rize, Trabzon, Antalya ve İstanbul’a taşınıp AKP ideolojisi doğrultusunda eğitimlere, ziyaretlere ve gıda zehirlenmelerine maruz bırakılmaktadır.” diye konuştu.

“Toplum mühendisliğine rağmen varlık mücadelesi sürüyor”

Eylem, Kıbrıslı Türklerin tüm baskılara rağmen siyasi eşit bir varlık olarak mücadele verdiğini belirtti: “Kıbrıs Türk toplumu, TC hükümetleri tarafından uygulanan tüm baskı ve dayatmalara ve bunlara boyun eğen omurgasız hükümetlerine rağmen yıllardır siyasi eşit bir varlık olarak varoluş mücadelesi vermiştir, vermeye devam edecektir. Tüm asimilasyon, entegrasyon çalışmalarına karşı var olmayı başarmıştır.”

“Onurlu direniş sürecek”

Selma Eylem, açıklamasının sonunda şu ifadelere yer verdi:
“Dönüştürme, yok sayılma, dışlanma, eşit görülmeme, aşağılanma ve kimden gelirse gelsin baskılar, tehditler, kolonizasyon çalışmaları karşısında onurlu direnişini sürdürecektir. Kıbrıs Türk toplumunu temsil ettiğini iddia edenler, ya bu onurlu duruşun temsilcisi olacak ve gereğini yapacak ya da boyun eğmeye devam ederek ihanet etmeyi sürdürecektir.”