ZORUNLU DİN dersi ve ANDIMIZ tepkisi

CTP milletvekili Doğuş Derya, eğitim bütçesinin görüşüldüğü Meclis oturumuna yine damgasını vurdu.

CTP Milletvekili Doğuş Derya her yeni iktidarla yeni bir eğitim vizyonu tanımlandığını ancak, “milli şuur” aşılamak üzerine kurulu eğitim anlayışının değişmediğini ifade etti.

Dünyanın bu militarist ve milliyetçi eğitim anlayışını artık terk ettiğini anlatan Derya, eğitimdeki bu durumun Türkiye’den KKTC’ye aktarılan “Türkleştirme” politikalarının sonucu olduğunu kaydetti.

“Bir ülkenin yeni nesilleri elbette ki ülkenin tarihini öğrenmeli. Fakat bu bilgileri objektif bilimsel ve çocukların kendi muhakemesini yapacağı bir eğitim anlayışıyla olur” diyen Derya, din kültürü ve ahlak dersinin zorunlu olmasını 2015’te artık manalı bulmadığını kaydetti.

Bunun yerine medeniyetler tarihi, insan hakları gibi dersler konulabileceğini anlatan Derya, çocukların Atatürk’ü öğrenirken Gandi’yi, Nelson Mandela’yı ve benzerlerini de öğrenebileceğini ifade etti.

Okullarda okutulan andın geri kalmış bir uygulama olduğunu söyleyen Derya, bunun bir an önce bakanlık tarafından ele alınması gerektiğini savundu.

Kamu eğitimine yeterince para ayrılmadığı için devlet okullarında pek çok sorun yaşandığını ve maddi durumu daha iyi olan ailelerin çocuklarını özel okullara yönlendirdiğini anlatan Derya, bunun “Önce batır sonra özelleştir” yaklaşımıyla ilişkili olduğunu söyledi.

Vatandaş eğitim için vergi verirken bir de okula, temizlik vs gibi hizmetler için ekstra para vermek durumunda bırakıldığını söyleyen Derya, bazı bölgelerdeki ailelerin bu parayı ödeyemediği için bazı okullarda temizlik gibi hizmetlerin verilemediğini anlattı.

Bakanlığın bazı uygulamalarla TC kökenli öğrencilerle KKTC kökenli öğrenciler arasında ayrımcılık yaptığını örnekleriyle anlatan Derya, “bunu devlet eliyle yapılan ırkçılık” olarak tanımladı. Türkiye’den adaya gelen bazı çocukların ciddi şekilde istismar edildiğini anlatan Derya, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu konuda gereğini yapması gerektiğini anlattı.

Üniversitelere ve yeni bölüm açılmasına izin verilirken ülke şartlarının ve işgücü ihtiyaçlarının göz önüne alınması gerektiğini vurgulayan Derya, aksi halde, “üniversite sektörü bizim motor gücümüzdür” denilemeyeceğini dile getirdi.

Haberler Haberleri