Theocharous: “Çözümsüzlükte bizim de sorumluluğumuz var”

DİSİ Avrupa Milletvekili Eleni Theocharous, Kıbrıs sorununun çözümsüz kalmasında Kıbrıs Rum Yönetimi adına müzakere edenlerin de sorumluluğu bulunduğunu söyledi.

 

Theocharous, haftalık Mahi’ye yaptığı açıklamada, Kıbrıs Rum Yönetimi adına müzakere edenlerin, hiçbir stratejisi olmadan “İki Bölgeli İki Toplumlu Federasyon” hedefiyle hareket ederek, AB üyeliğinin kendilerine verdiği gücü ve stratejik dayanakları sürekli buharlaştırdıklarından şikâyet etti.
“AB ilke ve değerlerinin uygulanmasında, insan haklarında, çözümün Avrupa müktesebatına uygun olmasında ısrar eden bizler de sorumluyuz çünkü kolektif bir politika ortaya koyamadık. Müzakerelere katılmadığımız için de gelişimini etkileyemiyoruz. Siyasi eşitliği olan iki bölgeli, iki toplumlu federasyon propagandası uzun vadede, modern beyin yıkama mekanizmalarıyla her bir Kıbrıslı aileye işleniyor.
İktidardakiler, iki bölgeli, iki toplumlu federasyon çözümünü idealleştirdiler. Partiler, sivil toplum örgütleri ve diğer yapılar halkı bu federasyona ikna etmek için sürekli çalışıyorlar. Çünkü bu federasyonun halk tarafından kabul edileceğinden kuşkuludurlar.”

--------------------------------------------------------------------

Tornaritis:  “Kıbrıs sorunu şimdi çözülmeli”

DİSİ Meclis Grup Sözcüsü Nikos Tornaritis konjonktürün Kıbrıs sorununun çözümü için çok uygun olduğunu, BM’den, sıradan vatandaşa kadar herkesin bu tespitte bulunduğunu belirterek “herkes, şimdi çözülmezse asla çözülmeyecek diyor” vurgusunu yaptı.

Fileleftheros Tornaritis’in Kıbrıs sorununun neden şimdi çözülmesi gerektiğine ilişkin görüşlerini özetle şu şekilde aktardı:

Akıncı faktörü
Mustafa Akıncı bir ömür birleşik bir vatan vizyonunda tutarlı davranan, özgün bir Kıbrıslıdır. Takdire şayan bir şekilde bu vizyonla yaşadı, buna devam edecek mi? herkes sorgulayabilir ancak hiç kimse Akıncı gibi bir Kıbrıslı Türk liderin bu mücadeleye devam edebileceğinden kuşkulanamaz. Şunu unutmayalım; arkasında ne parti ne de medyanın desteği olmadan Kıbrıslı Türklerin yüzde 60’ı tarafından seçildi.

Değişen ağırlık merkezi
Kıbrıs sorununun anahtarı Ankara’dadır tezinin arkasına gizlenmeye alıştık. Ancak hayatımızdaki her şey gibi bunda da değişiklikleri görüp değerlendirmek zorundayız. Kıbrıs’ta ağırlık merkezi yavaş yavaş değişiyor. Bunu küçümsemeyelim. Anastasiadis-Akıncı en üst uzlaşı seviyesinde, Kıbrıs sorununun özü de Türkiye’nin neredeyse başsız olduğu, meydanı Kıbrıslı liderlere bıraktığı bir dönemde bulunuyor. Kıbrıs sorununda tökezlemeye hiç niyeti yok görünüyor.

Katkı yapan diğer unsurlar
Bugünkü konjonktüre olumlu katkı yapan başka unsurlar da var. Bir enerji istikrarsızlığı döneminde herkes doğalgazın değerlendirilmesini istiyor. Bölgemizdeki istikrarsızlık Kıbrıs’ı istikrar gücü haline getirdi. AB’nin çözüme ve çözüm sonrasında Kıbrıs’ta istikrarın idamesine etkin katkı yapma arzusu ve olanağı var. Yunan hükümeti de gerçekten bağımsız birleşik bir Kıbrıs devleti kurulmasına katkı koyacağını beyan etti. Son zamanlardaki ekonomik kriz bile, ekonominin bütün alanlarında tek çıkış yolunun çözüm olduğunu gösteriyor.

“Şimdi çözülmezse BM çözümsüz ilan edecek”
Bütün bunlar bile şu gerçeği ortaya koyuyor: Kıbrıs sorununun çözümü için tekrarı olmayan olumlu bir konjonktürle karşı karşıyayız. Bunu yalnız biz değil BM’den sokaktaki Kıbrıs vatandaşına kadar herkes tespit ediyor. Dolayısıyla herkesin ‘şimdi çözülmezse asla çözülmez’ dediği bir sahne oluşuyor.
Kıbrıs sorunu şimdi çözülmezse BM ve genel olarak uluslararası toplum tarafından çözümsüz sorun ilan edilmesi tehlikesi vardır.” TAK

Dünya Haberleri