Sanayi Odası, hellimle ilgili yaşanan sürece ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Güney Kıbrıs makamlarının uzun bir süreden beridir, Temmuz 2015’te varılan Akıncı-Anastasiades- Juncker ortak anlayışının dışına çıkan ve Kıbrıslı Türklerin aleyhine sonuçlanacak girişimler içerisinde bulunduğunu savunan Oda, bu konuda Cumhurbaşkanı Akıncı’nın son dönemlerde yapmış olduğu girişimleri yerinde bulduklarını açıkladı.
Sanayi Odası, hellimin tescili konusunda varılan ortak anlayışın yürürlüğe girmesi konusunda Kıbrıs Türk Liderliğinin ısrarcı çabalarının artarak devam etmesini desteklediklerini vurguladı.
“Öneriler anlaşmanın açık ihlali niteliğinde”
Oda, 2 toplum liderinin AB Komisyonu Başkanı Junker huzurunda anlaşmaya vararak, el sıkıştığı ve ortak anlayış çerçevesindeki mutabakatın gerekliliklerinin ivedilikle yerine getirilmesi gereken bu durumda, Güney Kıbrıs Tarım Bakanlığı, tam aksine, ortak anlayış metnine karşı girişimlerde bulunarak, süreci işin içerisinden çıkılmaz hale soktuğuna işaret etti.
Güney Kıbrıs Tarım Bakanlığı’nın, Kasım 2015’te AB Komisyonu’na ortak anlayış metninden rahatsız olduğunu bildirerek, bir dizi değişiklik önerisi sunduğuna dikkat çeken Sanayi Odası, bu önerilerin anlaşmanın açık bir ihlali niteliğinde olduğu görüşünü de belirtti.
Açıklamada “Bu önerilere göre Güney Kıbrıs, Kuzey Kıbrıs’ta üretilen ve denetimden geçen tüm hellim ürünlerinin Yeşil Hat Tüzüğü kapsamında sınırdan geçerek, güney limanlarından ihracatının yapılmasını yasalaştırmaya çalışmaktadır” denildi.
YHT’de hayvansal gıdalar kapsam dışı olduğundan ve Kuzey Kıbrıs’ AB süt sektörüne uyum sağlanana kadar (en az 5 yıl) bu durumun devam etmesi beklendiğinden Rum Tarım Bakanlığı’nın niyetinin Kıbrıslı Türk üreticilerin tüm hellim ihracatını sonlandırmak olduğunun aşikâr olduğu da ifade edildi.
“Güney Kıbrıs makamlarının Kıbrıslı Türkleri ekonomik yıkıma itecek girişimler içerisinde bulunması bizleri ciddi anlamda endişelendirmektedir”
Sanayi Odası’nın açıklaması devamla şöyle:
“Güney Kıbrıs, bağımsız denetleme kurumu raporlarının eş zamanlı olarak AB’ye gönderilmesine GKRY’nin egemenlik haklarına halel getirecek hükümler içerdiğini iddia ederek karşı çıkmıştır. Bakanlık tüm bu talepleri ile AB Komisyonu başkanı Junker huzurunda varılan ortak mutabakatı açıkça ihlal etmiştir. Bu durum, iki toplumun birbirine olan güvenini zedelerken, müzakere sürecine de zarar vermektedir.
Bilinmesi gereken diğer bir husus ise, Kıbrıslı Türk üreticilerin de ortak anlayıştan tam olarak tatmin olmamasına rağmen, gerek liderlerin AB Komisyonu başkanı nezdinde uzlaşı sağlaması, gerekse, bu anlaşmanın Kıbrıs’ta çözüm arayışlarını destekleyecek önemli bir adım olması sebebiyle, bu ara formülün, adada kalıcı bir çözüm olana dek uygulanması uygun bulunmuştur. Ancak Güney Kıbrıs makamlarının bu anlaşmadan vazgeçmesi ve bu anlaşmanın ötesinde, AB üye devleti gücünü kullanarak, Kıbrıslı Türkleri ekonomik yıkıma itecek girişimler içerisinde bulunması bizleri ciddi anlamda endişelendirmektedir.”
KKTC ihracatının %25’ine tekabül eden, ülkemize çok ciddi istihdam ve katma değer sağlayan hellim sektörüne darbe vuracak böyle bir girişim karşısında, KTSO olarak, ilgili paydaşlarla birlikte gerek yasal süreçteki haklarımızı kullanarak, gerekse içte ve dışta yoğun bir şekilde lobi çalışmalarımıza devam etmekteyiz.”
-------------------------------------------------------------
Sanayi Odası’nın talepleri…
Sanayi Odası, bu ortamda vakit kaybedilmeden bazı önlemlerin alınması gerektiğine vurgu yaptı, AB Komisyonu’ndan taleplerini sıraladı:
“Güney Kıbrıs’ın ortak anlayışa ters düşen YHT değişikliği önerilerini AB Konseyi’nden geri çekmesi,
Ortak anlayış kapsamında AB Komisyonu başkanı Juncker’in AB Konseyine 28 Temmuz 2015’te önerdiği YHT değişiklik önerisinin aynen kabul edilmesi ve tescil süreci sona ermeden önce ivedilikle yapılması,
YHT tüzüğündeki değişikliğin sağlanamaması halinde, AB’nin Hellim/Halloumi tescil kaydının gerçekleşmeyeceğine dair garanti verilmesi,
AB Komisyonu’nun 3 liderin anlaştığı ortak anlayışın gözlemcisi olması ve bu anlaşmanın uygulanması konusunda daha baskıcı olması
Hellim/Halloumi tescil metninin içerisine ortak anlayış ve AB yasaları dikkate alınarak Kuzey’deki denetimlerin nasıl yapılacağı konusundaki hükümlerin eklenmesi”.
“Talebimiz, Kıbrıslı Türklerin de Hellim/Halloumi tescilinden faydalanabilmesinin önünün bir an önce açılmasıdır”
“Görüştüğümüz tüm paydaşlara, Akıncı-Junker-Anastasiadis’in Temmuz 2015’te vardığı ortak anlayışın gerektirdiklerini yerine getirilmesini dile getirmekteyiz. Bu sözlü mutabakatın gerektirdiklerinin, tescil metnine ve YHT tüzüğüne eklenerek yasal zemine kavuşturulması Kıbrıslı Türk üreticilerin en büyük talebidir. Bu ortamda, G.Kıbrıs Tarım bakanının gündemi çarpıtarak, gerçeği bulandırması kabul edilemezdir. Kıbrıslı Türk hellim üreticilerinin Ortak Anlayış Metni ve AB yasalarına göre atanmış bağımsız ve tarafsız bir yapı tarafından denetlenmeye her zaman açık olduğunu bir kez daha vurgularken, Güney Kıbrıs’ın politik gücünü kullanarak ortak anlayışı manipüle etmek için AB üzerinde baskı kurmasının kabul edilemez olduğunu belirtiriz. Ortak anlayış metninin mimarlarından ve garantörü olan AB Komisyonu’ndan talebimiz, ortak anlayış metninin yasal zemine kavuşturulması ve Kıbrıslı Türklerin de Hellim/Halloumi tescilinden faydalanabilmesinin önünün bir an önce açılmasıdır.”