Özel hayata ‘Koruma’ Basında ‘ENDİŞE’!

Yasa’nın Öneri Sahibi, CTP-BG Milletvekili Tufan Erhürman, Yasa’nın komite görüşmeleri aşamasına basın örgütlerinin çağrılmasında bir ‘atlama’ yapıldığını ifade ederken, bu atlamanın da, yasanın ‘Basın mensuplarına herhangi bir suç getirmek’ maksadıyla ha

 

Meltem SONAY

‘Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanı’nın Korunması Yasa Tasarısı’, Meclis Genel Kurulu’nda onaylanmasının ve Cumhurbaşkanı’nca imzalanmasını ardından, 10 Mart 2014 tarihli Resmi Gazete’de de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Anayasa’nın 19’uncu maddesinde düzenlenen ‘Özel hayatın gizliği’ ile 21’inci maddesinde düzenlenen ‘haberleşme özgürlüğü’nün koruma altına alınması ve bu alanlara hukuka aykırı bir biçimde müdahale edenlerin tabi olacağı cezaları düzenleyen Yasa, basın camiasında ‘endişe’ yarattı.

Basın Örgütleri toplanıyor…

Basın Emekçileri Sendikası, “Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması Yasası”nın basın örgütleri tarafından ele alınacağını açıkladı, basın örgütlerine toplanma çağrısı yaptı.

BASIN-SEN Genel Sekreteri Canan Onurer yaptığı yazılı açıklamada, basın örgütlerinin bugün saat 13.00’de Basın- Sen Lokali’nde toplanarak uygulamaya konulmaya çalışılan yasayla ilgili ortak tavır geliştireceklerini belirtti.

Canan Onurer, Basın-Sen’in, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği’nin, Dış Basın Birliği’nin, Medya Etik Kurulu’nun ve Kıbrıs Türk Spor Yazarları Derneği’nin toplantıya katılacak basın örgütleri arasında olduğunu kaydetti.

--------------------------------------------

Gazeteciler Birliği Başkanı, Medya Etik Kurulu Üyesi Güven: “Oto sansür yaratacak”

Gazeteciler Birliği Başkanı, Medya Etik Kurulu Üyesi Hüseyin Güven, Yasa’nın ‘sakıncalar’ içerdiğine işaret ederken, özellikle tasarının gazetecilere de 3, 5, 6 yıla varan hapislik öngören maddelerinin, genel olarak gazetecilerin kafalarında ‘oto sansür’ oluşturacağı endişesini belirtti.

Medya Etik Kurulu’nun, Yasa’nın öneri sahibi Milletvekili Tufan Erhürman ile gerçekleştirilen toplantısında, endişelerin iletildiğini aktaran Güven, Erhürman’ın da basın örgütlerinin endişelerini ‘yazılı olarak iletmesini ve gerekirse değişiklik önerisi sunulabileceğini’ söylediğini ifade etti.
Güven, Yasa’nın en ciddi tehlikesinin, gazetecilerin ‘hapislik korkusu’ ile araştırma ile elde edecekleri haberlerden kaçınması, ‘oto sansür’ uygulaması ve ‘Protokol Haberciliği’ne kayılması olduğuna işaret etti.

“Kamu yararı kıstası yok…”
Yasa’da ‘Kamu yararı’ kıstası getirilmeden iki kişi arasındaki yazışmaların haberleştirilmesinin ‘suç’ sayılmasının ‘sıkıntılı’ olduğuna değinen Güven, “Biz de özel hayatın korunması gerektiğine inanıyoruz ancak, bugün Türkiye’de örneğini gördüğümüz gibi, bir telefon kaydı, büyük bir yolsuzluğun ortaya çıkmasına da neden olabilir. Bu tür konuların basına yansımasında kamu yararı var” şeklinde konuştu.

Yasa’ya göre sosyal medya paylaşımlarında da, önceden ifşa edilmiş olsa bile bir ses veya görüntü kaydının yeniden paylaşılmasının ‘suç’ olacağına işaret eden Güven, Yasa’nın komite çalışmaları aşamasında hiçbir basın örgütünün davet edilmediğini de belirtti.
“Yasa’nın kötü niyetle hazırlandığını düşünmüyoruz, Yasa’yı hazırlayan Milletvekili’nin bizim kadar hassas olduğuna da inanıyoruz” diyen Güven,

Yasa’ya ilişkin basın örgütlerince hazırlanacak görüşün iletileceğini belirtti, “Umarım kısa sürede, hiçbir gazetecinin başına bir şey gelmeden gerekli değişiklik yapılır” dedi.

-----------------------------------------------------

BASIN-SEN Başkanı Kemal Darbaz: “Yasa’yı bütünüyle reddediyoruz”

“Yasayı bütünüyle reddediyoruz” diyen BASIN-SEN Başkanı Kemal Darbaz, Yasa’nın hazırlanması sürecinde basında örgütlü yapıların görüşlerine başvurulmadığına işaret etti.

“Yasalar hazırlanırken, teamül olarak o yasadan etkilenecek kesimlere, komite aşamasında veya öncesinde düşünceleri sorulur. Bu yasada hiçbiri yapılmadı” diyen Darbaz, Yasa’nın yangından mal kaçırırcasına yürürlüğe girdiğini ileri sürdü.
Sanal ortamda bir takım sorunların yaşandığının ve yasal boşlukların da farkında olduklarını ifade eden Darbaz, yasanın sadece basını değil, tüm toplum bireylerini bir kalıba sokan bir yasa olduğunu savundu.

“Hiçbir ahlaksızlığı yayınlayamayacağımız bir ortam… Yolsuzluğa ilişkin bir belgeyi yayınladığımız anda, 2 ila 7 yıl arası hapislikle karşı karşıya…” diyen Kemal Darbaz, basının varlık alanının, insanların ta kendisi olduğuna işaret etti.

Darbaz, “Kamusal alanda yaşanan her şey bizim alanımız. Kimsenin evine, yatak odasına girip özelini haberleştirme derdimiz olmadı. Ancak bir milletvekilini gece kulübünden yanında bir kadınla ayrılırken görüntülersem, bu çok ciddi bir haberdir ama yayınlayamayacağım… Çünkü sözde özel alanına giriyor… Ama olay kamusal alanda gerçekleşiyor ve gerçekleştiren de kamusal alana mal olmuş bir kişi…” şeklinde konuştu.

“Toplumun haber alma hakkı gasp edildi…”
Toplumun haber alma hakkının devlet tarafından gasp edildiği ve basının zapturap alma adına bir hamle yapıldığı görüşünü belirten Kemal Darbaz, basın örgütlerinin toplanacağını belirtti.

Darbaz, yetkililerin, basın örgütlerinin ‘duyarlılık ve öfkesini’ görmezden gelmesi halinde, tüm basın- yayın organlarına, ‘Basın ilkeleri doğrultusunda yayınlarımıza devam edelim, gerekirse cezaevine de girelim’ çağrısı yaptı.

-----------------------------------------------------

CTP-BG Milletvekili Tufan Erhürman: “Basına bir takım suçlar getirilmesini öngörmedik”

Yasa’nın Öneri Sahibi, CTP-BG Milletvekili Tufan Erhürman, Yasa’nın komite görüşmeleri aşamasına basın örgütlerinin çağrılmasında bir ‘atlama’ yapıldığını ifade ederken, bu atlamanın da, yasanın ‘Basın mensuplarına herhangi bir suç getirmek’ maksadıyla hazırlanmış bir yasa olmaması nedeniyle yaşandığını belirtti.

Yasa’nın, Anayasa’da öngörülen şekilde ‘Özel Hayatın Gizliliği’ni ve ‘Haberleşmenin Gizliliği’ni korumak amacıyla hazırlandığını, yasa dışı bir biçimde elde edilen verilerin yayınlanmasının suç olarak düzenlendiğini, özel olarak basın mensuplarına birtakım suçlar getirilmesi öngörülmediği için bu konuda yeterli hassasiyetin gösterilmediğini belirten Erhürman, basın örgütlerinden, Yasa Önerisi’nin Komite’de görüşülmesi safhasında görüş alınmadığı için Komite Başkanı sıfatıyla özür dilediğini belirtti.

“Bir davet almadım…”
Yasa Cumhurbaşkanı tarafından imzalanmadan önce Medya Etik Kurulu ile görüştüğünü aktaran Erhürman, görüşmede Kurul Üyeleri’nin Yasa’yı madde madde okumak ve değerlendirmek için süre istediğini, bu çalışma yapıldıktan sonra yeniden bir araya gelmek ve gerekirse Yasa’da korunmaya çalışılan değerlere halel gelmemesi kaydıyla basın mensuplarını rahatlatacak öneriler geliştirmek üzere anlaştıklarını ancak o günden bu yana yeniden bir araya gelinmek üzere bir davet almadığını da belirtti.

Medya Etik Kurulu’na, basını rahatsız etmeyecek ama Yasa’nın korumak istediği değerleri de riske atmayacak öneriler geliştirilebilmesi halinde, ‘değişiklik’ önerisi hazırlanabileceğini de ilettiğini ifade eden Erhürman, “Kimi basın mensuplarının, böyle bir teklif yapılmamış, ya da Meclis’in böyle bir değişiklik önerisini asla kabul etmeyeceği yönünde bir tavır geliştirilmiş gibi davranışlar içerisine girmiş olması da beni üzdü” şeklinde konuştu.

Erhürman, Yasa üzerinde basın örgütleri ile oturup konuşmaya, basını rahatsız etmeyecek ama Yasa’nın korumak istediği değerleri de riske atmayacak öneriler geliştirilmesi için çalışmaya hazır olduğunu iletti.

“Yasa yanlış yorumlanıyor…”
Yasa’nın bazı basın mensuplarınca ‘yanlış yorumlandığını’ da belirten Tufan Erhürman, Yasa’nın, ileri sürüldüğü gibi, resmi veya gayrı resmi, hatta üzerinde ‘Gizlidir’ kaşesi olsa bile, devletten veya kamu kurum ve kuruluşlarından çıkan bir belgenin yayınlanmasının suç olduğuna ilişkin bir düzenleme içermediğini, bu tip belgelerin haberleşme içeriği olarak veya özel hayat kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığını ifade etti.

Yasa’daki ‘hapislik cezası’yla ilgili de bir yanlış algılama olduğunu kaydeden Erhürman, KKTC Ceza Hukuku’nda cezalar için her zaman bir ‘üst sınır’ belirtildiğini, ancak bunun verilecek cezanın üst sınırdan verileceği anlamına gelmediğini, mahkemenin yalnızca para cezası vermekle üst sınır arasında bir ceza takdir etme yetkisinin bulunduğuna işaret etti.


“Yasa dışı dinleme…”
Tufan Erhürman, Yasa’ya göre, yasa dışı bir dinlemeden elde edilen bir veri veya birinin elektronik postasına girilerek çalınan bir verinin yayınlanmasının suç teşkil ettiğini belirtti.

Erhürman, bir kişinin, bir başkasını aylarca yasa dışı bir şekilde dinlemesi sonucu elde ettiği bir veriyi basına iletmesi, basının da bunu ‘kamu yararı’ kapsamında görüp yayınlaması sonrası, yasa dışı dinlemeyi yapan kişinin amacına ulaştığı gibi, basın veriyi elde ettiği kaynağı açıklamayacağı için, işlediği suçun da ‘cezasız’ kalacağına işaret etti.

‘Haberleşmenin gizliliği’nin Anayasa’ya göre ‘esas’ olduğuna vurgu yapan Erhürman, bu gibi durumlarda yasa dışı dinlemelerin son derece meşru bir hale geleceğine ve ‘haberleşmenin gizliliği’nin korunamayacağına dikkat çekti.

Erhürman, son olarak, Yasa’nın bazı basın mensupları tarafından, doğal olarak, yalnızca mesleklerinin perspektifinden değerlendirildiğini, iletişim ve haberleşme teknolojisinde meydana gelen gelişmeler sonucunda günümüzde herkesin özel hayatının ve haberleşmesinin gizliliğinin ciddi bir tehdit altında bulunduğunun ve bu insan haklarının da korunması gerektiğinin biraz dikkatlerden kaçtığına dikkat çekti. Erhürman, konunun çok boyutlu bir biçimde ele alınması halinde, üçü de insan hakları arasında yer alan, özel hayatın gizliliği, haberleşmenin gizliliği ve basın özgürlüğünü aynı anda koruyan formüller bulunabileceğine inandığını belirterek sözlerini tamamladı.

Haberler Haberleri