Meclis, Ekonomi Bakanlığı Bütçesini görüşüyor

Bütçe görüşmelerini sürdüren Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, Mahkemeler Bütçesi'nin ardından, 17 milyon 781 bin 400 TL olarak öngörülen Ekonomi, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Bütçesini görüşmeye başladı.

 

Cumhuriyet Meclisi, 28 milyon 279 bin 300 TL olarak öngörülen mahkemeler bütçesini oybirliğiyle onayladı.

Cumhuriyet Meclisi’nin, 2016 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı üzerindeki görüşmeleri çerçevesinde Genel Kurul bugün gündeminde; 28 milyon 279 bin 300 TL olarak öngörülen Mahkemeler, 17 milyon 781 bin 400 TL olarak öngörülen  Ekonomi, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile 45 milyon 242 bin 300 TL olarak öngörülen Turizm Bakanlığı bütçelerini görüşüyor.

Cumhuriyet Meclisi bugün Meclis Başkanı Sibel Siber Başkanlığı’nda 10.15’te toplandı.

Genel Kurul’da ilk olarak onaya ve bilgiye sunuş işlemi yapıldı.

KTHY’nin uçuşlarının durdurulmasının araştırılması için oluşturulan geçici komite üyesi Özkan Yorgancıoğlu’nun Uyuşturucu Madde Bağımlıları Ve Kullanıcıları Hakkında Denetimli Serbestlik Yasa Önerisini Görüşmek Üzere Oluşturulan Geçici Ve Özel Komite üyeliğine getirilmesi, Uyuşturucu Madde Bağımlıları Ve Kullanıcıları Hakkında Denetimli Serbestlik Yasa Önerisini Görüşmek Üzere Oluşturulan Geçici Ve Özel Komite üyesi Fazilet Özdenefe’nin de KTHY’nin uçuşlarının durdurulması için oluşturulan geçici komite üyeliğine getirilmesi milletvekillerinin bilgisine getirildi.

TAÇOY: "MAHKEMELERİN BAŞINA İLK KEZ BİR KADIN ATANDI"

Mahkemeler bütçesinde ilk konuşmayı DPUG Milletvekili HasanTaçoy yaptı.

Taçoy, mahkemelerin başına ilk kez bir kadının atandığını ve zor bir görev ele aldığını kaydetti.

Mahkemelerin bina sorunları olduğunu dile getiren Taçoy, eski Polis Genel Müdürlüğü binalarının mahkemelere verilerek bina sıkıntısının giderilmesinin olumlu olacağını kaydetti.

Değişen suç şekilleriyle mücadeleye başlandığını dile getiren Taçoy, uyuşturucu satan ile kullananın aynı şekilde yargılandığını, bu suçların ayrı değerlendirilmesi gerektiği için yasal değişiklilerin yapılması gerektiğini belirtti.

Uyuşturucu konusunda 4 yasa değişikliğinin hazırlandığını duyduklarını dile getiren Taçoy, yasaların bir an önce Meclise gelip geçirilmesi ve Mahkemelerin de rahatlatılması gerektiğini kaydetti.

Taçoy, alacak davalarında icra, satış ve tahsilatların hızlanmasıyla ilgili yapılması gereken düzenlemelere ilişkin hükümetin elini çabuk tutması gerektiğini dile getirdi.

Mahkemelerin bilişim ve yeni suçlarla ilgili karar alamamasından dolayı yeni yasaların acil üretilmesi gerektiğini dile getiren Taçoy, bu suçların ayrışımının yapılarak çözüm üretilmesi gerektiğini kaydetti.

İngiliz hukuk sisteminin kullanılmasından dolayı yaşanan sorunları anlatan Taçoy, yargı sisteminin içinde bulunan kişilerin eğitime de tabi tutulabileceğini kaydetti.

Bu konuların daha ileriye taşınması için gereğinin el birliğiyle yapılması gerektiğini söyleyen Taçoy, çalışmaların takipçisi de olacaklarını belirtti.

TATAR: "DAHA ÇOK KADIN ÜST DÜZEY GÖREV YAPMALI"

UBP Milletvekili Ersin Tatar da, ilk kadın Yüksek Mahkeme Başkanı olarak atanmasından dolayı yeni başkan Narin Ferdi Şefik’i kutladı.

Yargının iyi çalışması ve zamanında karar vermesinin önemine dikkat çeken Tatar, adaletin  adil bir şekilde yerine getirilmesi gerektiğini kaydetti. Yargının doğru adalet dağıtmaması halinde ülkenin de gelişmesinde zorluklar çıkacağını dile getiren Tatar, “daha çok kadının üst düzeylerde görev yapmasını” temenni etti.

KKTC’nin yargı sisteminin İngiliz hukukundan geldiğini anımsatan Tatar, hakimlerin vereceği kararların önemli olduğunu bu yüzden işini iyi yapmasının şart olduğunu belirterek, eski hakimlerin kararlarından örnek alınmasını önerdi.

Tatar ayrıca, ileride bir anlaşma olması halinde hakim ve yargıçların da bunlara kendilerini hazırlaması gerektiğini dile getirdi.

Mahkemeler bütçesinin yetersiz olduğunu ifade eden Tatar, mahkemelerin binası ve diğer eksikliklerinin giderilmesinin çalışanların yapacağı işleri daha iyi yapmasını sağlayacağını dile getirdi.

Faizlerle ilgili davalara da değinen Tatar, faiz davalarında adaletli davranılması için yasalarda değişikliğin şart olduğunu belirterek “Zor durumda meclis müdahale edebilir. Yasa değişikliği ile hakimlerin önünü açabilir” dedi.

ÇAKICI: "HÜKÜMET, GERÇEK BİR REFORM HÜKÜMETİ DEĞİL"

TDP Milletvekili Mehmet Çakıcı, reform hükümetinin gerçek bir reform hükümeti olmadığını savunarak, mahkemelerin altyapısı ve binasının iyi durumda olmamasından dolayı, mahkemelere ayrılan bütçenin yeterli olmadığını kaydetti.

Hükümetin zenginlerden tam olarak vergi alamadığını dile getiren Çakıcı, reform hükümetinden ciddi vergi reformu, kayıt dışı ekonominin üzerine gitmesi gibi adımlar atılmasını beklediğini belirtti.

Mukayyitliklerde ciddi ihtiyaçların olduğunu, hakim, savcı, çalışan sayılarında yetersizlik olduğunu gördüğünü söyleyen Çakıcı, bu kadar yetersizliğin ardından, mahkemelerden ciddi işler beklendiğini kaydetti.

Uyuşturucu suçlarında da bazen adaletin tam dağıtılamadığını ileri süren Çakıcı, hizmet içi eğitim veya denetim mekanizması gibi çalışmaların da mahkemelerde olması gerektiğini dile getirdi. Çakıcı, aksi halde adaletin tam olarak sağlanmasının zor olacağını kaydetti.

Davalar arasında standart farklıklar olduğuna dikkati çeken Çakıcı “Bir uyuşturucu kullanıcısı para cezası alırken, bir başkasına 7-8 ay hapislik verilir. Aynı suçtan yargılanan kişiler farklı cezalar alıyor. Bu davaların adaletli olması gerekir bunun için de mahkemelerin de denetlenmesi gerekir” dedi.

Çakıcı, ülkede aile ve çocuk mahkemelerine de ihtiyaç olduğunu ve bunun hükümet programında konulduğunu belirterek, gerçekleşmesi temennisinde bulundu.

SOYER: "YARGI EN ÖNEMLİ ORGAN.."

CTP Milletvekili Ferdi Sabit Soyer de, yargı organının demokratik hukuk devletinin en önemli organı olduğunu dile getirerek, yargının siyasi tasarruftan uzak olması ve özerkliğini korumasının olumlu olduğunu kaydetti.

Yargı organının bağımsızlığının titizlikle korunması gerektiğine dikkat çeken Soyer, “Anayasal değişikliklerin referandumda kabul edilmemesinden kaynaklanan sıkıntıları” anlattı.

Hakim sayısının sınırlı olması gibi bazı sorunlardan dolayı yargının dinamiğinde yaşanan sorunları anlatan Soyer, bu anayasanın değiştirilmesi konusunda da yeni bir dinamiğin başlatılması gerektiğini vurguladı. 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) saygıdeğer bir kurum olarak yer aldığını belirterek, bunun Kıbrıs Türk toplumu için önemli bir gelişme olduğunu ifade eden Soyer, TMK’nın verdiği kararların yaşama geçirilmesi gerektiğini de belirtti.

ERHÜRMAN: “MALİ SIKINTILAR TEMEL HAKLARIN AYAKLAR ALTINA ALINMASI İÇİN GEREKÇE GÖSTERİLEMEZ”

CTP Genel Sekreteri Tufan Erhürman ise, bütçede en ciddi artışın Yüksek Mahkeme bütçesinde yapıldığını, yaklaşık %20 gibi bir artışın önemli olduğunu kaydetti.

Bu artışın en azından bazı sorunlara çözüm getireceğini dile getiren Erhürman, polis binalarının verilmesinin ve bina sorununun en azından çözülebilecek olmasının da olumlu olduğunu belirtti.

Yüksek Mahkeme’nin çok yakın bir zamanda, 4 Aralık 2015 tarihinde verdiği bir karara değinen Erhürman, 47/2010 sayılı bu kararın son derece önemli olduğunu belirterek, kararın bir toplu iş sözlemesine yönelik olduğunu kaydetti ve karar hakkında bilgi aktardı.

Erhürman, medyada hukuk alanında uzmanlaşmış ve yargının kararlarını doğru yorumlayacak basın mensubunun az olduğunu ve bunun ciddi sıkıntılara sebep olduğunu ifade etti.

Meclisin komitelerinde raporların görüşülmesinin önemli olduğunu da söyleyen Erhürman, yargının kararlarının bağlayıcı olduğunu ve tüm icraatlar açısından yol gösterici olmasından dolayı da ayrı bir önem taşıdığını bunun da meclis genel kurulunda tartışılması gerektiğini kaydetti.

Erhürman, “toplu iş sözleşmesi hakkının sınırlandırıldığı karara katılmadığını” söyledi.

Yasa koyucunun, mali açıdan sıkıntı yaşanan dönemlerde, tüm temel hakların ayaklar altına alınması için sıkıntıları gerekçe göstermesini eleştiren Erhürman, bu tür şeylerin temel hakların anlamsız kavramlar haline dönüştürülmesini meşru kılmadığını ve her hangi bir yasa yapıldığında temel hakların korunması gerektiğini kaydetti.

Erhürman ayrıca, Meclis’in mahkeme kararlarına ve ihtiyaçlarına çok daha duyarlı olmasını istedi.

GÜNDÜZ: "CİDDİ SORUN YAŞANIYOR"

DPUG Milletvekili Menteş Gündüz, mahkemelerin fiziki yapılarının önemine dikkat çekerek, suç şekillerinin de değişmesinden kaynaklanan problemler olmasından dolayı ciddi sorun yaşandığını kaydetti.

Özellikle Güzelyurt’taki mahkemelerde binanın fiziki yapısından kaynaklanan sorunlar olduğunu anlatan Gündüz, bu tür sorunlara bir an önce çözüm bulunması gerektiğini kaydetti.

Mahkemelerde nitelikli personelin önemine de dikkat çeken Gündüz, sorunların çözümü için sadece mahkemeler değil tüm kamuda nitelikli personelin atanması gerektiğini belirtti.

Anayasaya takılmasından ve yargıçların sayısının yetersizliğinden dolayı özellikle çocuk mahkemelerinin açılamadığını söyleyen Gündüz, çocukların cezaevi yerine açılacak ıslah evlerinde tutulmaları gerektiğini kaydetti.

Mahkemelerin bütçesinin yetersiz olduğunu da söyleyen Gündüz, mahkemeler bütçesinin hayırlı olmasını diledi.

ÖZDENEFE: "İYİLEŞTİRME YAPILMALI"

CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe,  mahkemelerin çok daha bağımsız ve önemli görevleri olduğunu dile getirerek, mahkemenin bazı güncel olayların gerisinde kaldığının görülmesinden dolayı yargı için iyileştirme yapılması gerektiğini kaydetti.

Parlamentoların birçok zamanlarda toplumsal ihtiyaçların gerisinde kalabildiğini dile getiren Özdenefe, mahkemelerin bu konuda da çok önemli bir icraat yaptığını belirtti.

Anayasa’da yapılması gereken değişikliklerin referandumda onaylanmamasından duyulan üzüntüyü de dile getiren Özdenefen, Anayasa’daki bazı değişikliklerin geçirilmiş olması halinde şu anda bazı sorunların çözülmüş olabileceğini kaydetti.

UBP döneminde dağıtılan tasdik memurluğu belgesini de eleştiren Özdenefe, bu tür belgelerin çok fazla verilmesinden dolayı da Avukatlık itibarının zedelendiğini belirtti.

Konuşmaların ardından 28 milyon 279 bin 300 TL olarak öngörülen Mahkemeler bütçesi oybirliğiyle onaylandı.

------------------------------------

MECLİS GENEL KURULU, EKONOMİ BAKANLIĞI BÜTÇESİNİ GÖRÜŞÜYOR

Bütçe görüşmelerini sürdüren Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, Mahkemeler Bütçesi'nin ardından, 17 milyon 781 bin 400 TL olarak öngörülen Ekonomi, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Bütçesini görüşmeye başladı.

Denktaş: "Önemli olan geçmişte yaşanan hataların tekrarlanmaması"

Görüşmede ilk sözü alan DP UG Genel Başkanı Serdar Denktaş, öncelikle Mahkemeler Bütçesi’ne değinerek, devlet dairelerinde ihtiyaç duyulan avukatlara, hukukçulara dikkat çekti. Denktaş, mahkemelere dairenin hukukçusunun gitmesi gerektiğini belirterek, bakanlığı döneminde yaşadığı bazı tecrübeleri anlattı, bu konuda yaşadığı sıkıntıları dile getirdi; çoğu kamu dairesinde yaşanan bu sıkıntıya çözüm bulunmasını  istedi.

Denktaş, Ekonomi Bakanlığı bütçesinde eleştiri yapmayacağını, durum tespiti yapacağını ifade ederek, konuşmasını, kişileri eleştirmek için değil, sistemin eksikliklerini ortaya koyacak, bakanın elini güçlendirecek ve ekonominin ayağa kaldırılması için neler yapılabileceği konusunda yapacağını dile getirdi.

Önemli olanın geçmişte yapılan hataların tekrarlanmaması ve yeni hatalar yerine sistemin gelişmesine katkı koyacak adımlar atılması olduğunu söyleyen Denktaş, bugün gazetelere yansıyan ekonomi ve iş hayatına yönelik haberlerden örnekler vererek, kamu ve özelde yaşanan istihdam darlığından dolayı, yeni açılan iş yerlerinin çok devam edemediğini kaydetti.

Denktaş, ülkede Ekonomi ve İstikrar Programının şart olduğunu, özelleştirmenin ülkeye fayda getirmediğinin birçok kez teyit edildiğini, örneğin kamunun lisanslarını cep telefonu şirketlerine satmasıyla ucuzlama yerine pahalılaşma yaşandığını, Ercan Havalimanının özele devredildiğini ancak gelir kaybı yaşandığına işaret etti.

Kamunun çok büyük olduğunu ve küçültme imkanı bulunmadığını, bu yüzden ülkede ne satılırsa satılsın ekonomik sıkıntının giderilemeyeceğini savunan Denktaş, Türkiye ile yapılan ekonomik programda da özelleştirmelerin yer aldığını ancak ülkede reel ekonomi ve pazar payının büyütülebilmesi durumunda ancak kamunun küçültülebileceğini kaydetti.

Denktaş, Ekonomi Bakanlığının ülkenin bütçe açığını kapatma, ekonomiyi büyütme ve yönlendirme gibi elinde çok imkan olmadığını ifade ederek, KKTC’nin diğer ülkelerden  ayrı özel bir yerde olduğunu, diğer ülkelerin izolasyon gibi bir derdi olmadığını belirterek, bu yönde görüşlerini dile getirdi, ülke pazarının küçük olmasının da çoğu sektörde enflasyonu getirdiğine işaret etti.

Ülkedeki yanlışın, kim ne yeni iş veya yatırım yaparsa başkasının da hemen arkasından aynı sektöre yönlenmesi olduğunu ifade eden Denktaş, bu konuda planlamanın şart olduğu ve izinin ona göre verilmesinin gerekliliğine değindi.

Denktaş, gıda alanında da bu gibi planlamaların yapılması gerektiğini, bakanlığın ülkede üretilen ürünlerin dış ülkelerde pazar bulunabilmesi için araştırma yapabileceğini ve ticaret müşavirlerini yönlendirip Mersin üzerinden dış temsilciliklere aktarabileceğini belirtti.

Denktaş, KKTC’nin dış temsilcilikleri üzerinden ticaret kapılarını açabileceğini belirterek, böylece ülke ürünlerinin çok daha rahat pazar bulabileceğini ve özel sektörün de önünün açılabileceğini anlattı.

Serdar Denktaş, kamuda bu konuda yasal düzenlemelerin yapılması ve ekonominin geliştirilmesi için çalışılmasının önemine işaret etti. Ülkede yapılan ürün üretiminde standartların yakalanmasının önemine de işaret eden Denktaş, bu konuda tüm adımların atılması gerektiğini kaydetti.

Denktaş, yerel üretim ve kontrolleri konusunda bakanlıkların anlaşamadığı konular üzerinde de örnekler vererek; uzmanlar, bakanlıklar ve diğer unsurların yardımıyla Tarım ve Ekonomi üzerinde ülkeye fayda sağlayacak yatırımların yapılabileceğini söyledi.

Bakanlığı döneminde “Sözleşmeli Köyler” yaratmak için çalışmalar yaptıklarını, burada turizme destek sağlamayı ve müşterisi hazır bir ortam yaratmayı hedeflediklerini ifade eden Denktaş, bu tip programın ülkedeki oteller için de büyük yarar sağlayacağına inanç belirtti, bu projenin devam etmesinin hem tarım, hem turizm sektörüne fayda sağlayacağına vurgu yaptı.

Denktaş, aynı sürecin sanayi ürünleri için de geçerli olduğunu, herkesin ithalattan şikayet ettiğini, ancak bunun yerine yerli üründe maliyetlerin daha ucuza sağlanması için girişim yapılabileceğini ifade ederek, ülke avantajlarının iyi araştırılıp üretim yapılması gerektiğini kaydetti.

Ekonomide denetim mekanizmasının kurulması ve yatırımlardan çıkan karın ülkede eşit paylaşılmasının önemine vurgu yapan Denktaş, ülkede her sektörde bir planlamanın büyük önem taşıdığını belirtti.

Taşımacılık sektöründe yaşanan sıkıntıları da anlatan Denktaş, taşımacılığın üniversitelerin uhdesinden çıkarılması ve bir düzenleme yapılması durumunda sektöre düzen geleceğini, gelirin paylaşılacağını, kamunun ve vatandaşların rahatlayacağını, üniversitelerin de otobüs masrafından kurtulacağını kaydetti.

Denktaş, ülke ekonomisinde kayıt dışılığın önüne geçilmesinin büyük önem taşıdığını, kamu çalışanlarının ve emeklilerin ikinci iş yaptığının bilindiğini ifade ederek, bunların kayıt dışı ekonomi yarattığını, ancak vergilerin maaşa göre değil, yaşam kalitesine göre yapılması durumunda kayıt dışılığın giderileceğini savundu.

Gelir vergisinin sıfırlanması durumunda “Göç Yasası” diye nitelendirilen yasa ile oluşan “haksızlıkların” da giderilmiş olacağını, çünkü yasanın kaldırılması durumunda bütçenin çok zora gireceğini, batacağını kaydeden Denktaş, ülkede özel uçakla gidip gelenlerin vergi verdiğini ancak yeteri kadar vermediğini, bu yüzden ülkede vergilendirilemeyen kesimlerin vergilendirilebilmesi durumunda kayıt dışılığın engelleneceğine inanç belirtti.

Ülkede tek gelişen sektörün finans sektörü olduğunu, bu yüzden bu alana daha çok bakılması gerektiğini ifade eden Denktaş, burada bir şeyler saklanıyor veya kaçırılıyorsa ortaya çıkarılmasının gerekliliğine değindi.

Denktaş, ülkede sistemin geliştirilmesi, yenilenmesi ve teknolojinin kullanılması durumunda üretimin satılamayacağı pazar olmadığını ifade ederek, elektrik, su, kira gibi giderlerin çok yüksek olduğunu, bu konularda düzenleme yapılması ve gerekli teşviklerin ortaya konması halinde Türkiye gibi büyük bir pazara satış yapmanın zor olmayacağını kaydetti.

Bu konuda önemli olanın girişim ve oradaki doğru tüccarı bulmak olduğunu ifade eden Denktaş, Türkiye’den gelen su konusuna da değindi, “Ne olacak” diye sordu.

Serdar Denktaş, Türkiye’den gelen su için bir milyar 500 bin TL harcandığını, yatırımların sürdüğünü, suyun aktığını ancak henüz kullanılamadığını, fakat tesisin elektriğinin kesileceğinin söylendiğini, ancak hükümetten ses çıkmadığını kaydetti.

Bunu eleştiren Denktaş, bakanlığın ve hükümetin; suyun yönetimi, kullanımı, tarıma yönlendirilmesi konusunda şimdiden çalışma yapmasını istedi.

Ekonomi Bakanlığının Organize Sanayi Bölgeleri için bir düzenleme yapması için Ticaret Odası ve Belediyelerle bir çalışma yapabileceğini ifade eden Denktaş, Avrupa Birliği ile ülkedeki yerel şirketler arasındaki sıkıntıları, haksızlıkları ve mahkemelere yansıyan sorunları anlattı, yerel şirketlere sahip çıkılmasını istedi.

Denktaş, AB’nin kendi için tüm ödemeleri yaptığını ancak yerel şirketlere elinden gelen zorluğu haksız yere çıkardığını belirterek, bunun yanlış olduğunu, “AB’nin AB’liğini bilmesi gerektiğini, istediği gibi at oynatamayacağını” söyledi, “AB’de rüşvet, adam kayırmacılık ve haksızlığın dik alası var” dedi.

Denktaş, AB’nin haksızlığına uğradığına inandığı yerel şirkete sahip çıkılması gerektiğini, bunun yapılması durumunda, “kendini dünyanın hakimi sanan” AB’nin “sahipsiz gördüğü” KKTC’ye karşı davranışını da değiştireceğine inanç belirterek, AB’yi “KKTC’nin eksikliklerini gidermek için çalışmak yerine, ihaleleri istediği şirketin kazanması için çalıştığı” gerekçesiyle  eleştirdi.

Denktaş, DP UG’nin bakanlık bütçesine oyunun, bu yıl için olumsuz olacağını da söyledi.

ANGOLEMLİ: "İyi ve güçlü ekonomi, ülke açısından çok önemli"

TDP Gazimağusa Milletvekili Hüseyin Angolemli de, Ekonominin Maliye ile işbirliği içerisinde olması gerektiğini ve aynı bakanlık altında olmasının daha doğru olacağına inanç belirterek, iyi ve güçlü bir ekonominin ülke açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.

Angolemli, ülkede herkesin ucuz ve kaliteli mala yöneldiğini, bu çerçevede insanların Güneye yöneldiği için eleştirildiğini, ancak kapılar kapalı olsa fiyatların ne derecede olacağının bilinemeyeceğine değinerek, Rekabet Kurulunun ülkede tam anlamında çalışmadığını; ülkede rekabet olmadığını, en pahalı cep telefonu hizmetini kullandıklarını anlattı ve kurulun çalıştırılmasını istedi.

DPÖ’nün de ülkenin önünü görmesi için yol gösterici olması gerektiğini ifade eden Angolemli, kurumun ayrıca açıklamaları ile güven verici olması gerektiğini belirtti.

Angolemli, Kuruma el atılması ve gerekli yatırımın yapılıp daha güven verici bir ortama sokulmasını istedi.

Ülkede gerçek nüfusa göre planlama yapılmaması durumunda sistemin her zaman aksak olacağını ifade eden Angolemli, Türkiye ile ilişkilerin de doğru sisteme oturtulmasının önemine değindi.

Angolemli, Mersin’in “ülke sanayicisini ağlattığını” ifade ederek, bakanlıktan bu sıkıntıyı çözmesini istedi. Türkiye’nin KKTC’ye engel çıkardığını savunan Angolemli, bunun açık ve net olduğunu, çünkü ülkesinde üretimi olan bir malın ülkesine dıştan gelmesini istemediğini öne sürdü.

Angolemli, Organize Sanayi Bölgelerinde yaşanan “arsa dağıtma, hava parasına satışlar, bakkallar, otel gibi kullanılmasına göz yummalar” gibi sıkıntılar olduğunu savundu.

Gazimağusa Büyük Organize Sanayi Bölgesi içerisindeki kazalara davetiye çıkaran ve ölümlü trafik kazalarının yaşandığı eski yolun, yeni geniş çift şeritli yolun yapılmasına rağmen halen açık olmasını eleştiren Angolemli, “Madem iş adamlarının baskılarına karşı gelemeyip yolu kapatamayacaktınız, yeni yolu insanlarımızın vergisini boşa harcayarak neden yaptınız. O yoldaki kazalardan sorumlu hükümet olacak” dedi.

Angolemli, ülkede en büyük sıkıntının istikrarsızlık olduğunu belirterek, hükümetin, vergilerin toplanması konusunda “denetimden aciz” olduğunu, örneğin casinoların hangisinin doğru vergiyi verdiğini merak ettiğini söyledi; casinoların daha kolay denetlenmesi için sayılarının azaltılması gerektiğini kaydetti.

Angolemli, casinoların üzerinden dönen hesaplaşmalar, fuhuş, uyuşturucu gibi olayların da ülkeye zarar verdiğini işaret etti.

Ekonomi Bakanlığı Bütçesinde yatırımı artıracak kalemlerin boş olduğunu ifade eden ve bunları eleştiren Angolemli, özel sektörün desteklenmesi ve kamunun şişkinliğinin giderilmesi gerektiğine değindi.

Esnafa yönelik açılımların ve desteklerin de bütçede olmadığını ifade eden Angolemli, bu konularda yedekler ödeneğine güvenildiğini ancak bütçenin gerçekçi yapılması gerektiğini söyledi.

(tak)

Haberler Haberleri