Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer’ın geçen hafta Ada’da, her iki tarafla yaptığı temaslar sonucu gündem belirlendi: “Ekim ayının ikinci yarısı görüşmeler başlıyor.”
Kıbrıs’ın güneyinde yayımlanan haftalık Kathimerini “Müzakerelerin Görüntüsü Şimdi Daha Net... Ekimin İkinci Haftası Başlayacak... Nikos Anastasiadis ve Andreas Mavroyannis, Çalışma Arkadaşlarının Listesini Ele Alıyor” başlıklı haberinde, Kıbrıs müzakerelerin yeniden başlamasıyla ilgili hazırlıkların dikkatli adımlarla ancak henüz tam netleşmeden başladığını yazdı.
Downer’in Ada’nın her iki tarafında yaptığı temaslarda iki konunun netleştirildiğini kaydeden gazete bunlardan birincisinin, müzakerelerin ekim ayında, muhtemelen ikinci yarısında yeniden başlaması olduğunu; bunun halen, Güvenlik Konseyi’nin 2114 sayılı kararıyla da onaylandığını kaydetti.
“Netleştirilen ikinci mesele, o zamana kadar iki tarafın, atadıkları müzakerecilere eşlik edecek çalışma gruplarını tamamlayacak olmalarıdır” diyen gazete, Anastasiadis’in “basından uzak” pekçok görüşme yaptığını da öne sürdü.
***
New York’a ziyaret var
Kıbrıs’ın güneyinde yayımlanan haftalık Kathimerini gazetesi, Kıbrıslı liderlerin, ekim ayı içerisinde New York’a gideceğini de iddia etti.
Kathimerini’ye göre, müzakereler, Türkiye ve Yunanistan’ın da yer alacağı, geniş bir çerçeve içinde yapılacak.
Önceliğin “mülkiyet” ve “toprak” gibi ana konular üzerine yoğunlaşacağını yazan gazete, “Tali konulara değil büyük resme bakılacak” yorumunu yaptı.
Downer belgesi masada ama....
Gazete şu yorumu getirdi:
“Görüşmelerin felsefesindeki bu farklılık, Başkan Hristofyas’ın Talat ve Eroğlu ile görüşmelerindeki görüş ayrılıkları ve görüş birlikleriyle ilgili Downer belgesine yaklaşımı da yansıtıyor. Dolayısıyla Downer belgesi masada olacak, Başkan Anastasiadis BM’ye, Kıbrıs Rum görüşlerinin hangi noktalarda değiştiğini bildirecek.”
Maraş vurgusu
Kıbrıslı Rum liderliği bütün başrol oyuncularıyla görüşmelerinde, Anastasiadis’in güven yaratıcı önlem olarak Maraş’la ilgili önerisine, müzakerelerin özü olarak yaklaşıyor. Ancak iyi bilgili bir Kıbrıslı Rum kaynağın söylediğine göre Türkiye güven yaratıcı önlem olarak Maraş’ın karşılıklarla iade edilmesi fikrini reddederken, benzer bir önerinin paralel bir prosedür çerçevesinde görüşülmesini reddetmiyor.
***
ANASTASİADİS’E GÖRE: MARAŞ “KRİTİK TEST”
Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis, “Evagoras’ın kenti (Maraş) herkes, ama özellikle de Türkiye için kritik bir testtir” dedi.
Fileleftheros, dünkü haberinde Anastasiadis’in “Maraş Belediyesi” tarafından Derinya’da düzenlenen eylemde yaptığı konuşmanın satır başlarını aktardı.
Anastasiadis, “gerçeğin bilincine varmak, hataları kabul etmek ve tarihimize saygılı bir şekilde geçmişimizi aşmak için samimi diyalog şarttır. Hedeflerimize ancak bu şekilde varabiliriz” dedi, özetle şunları savundu:
“Evagoras’ın kenti herkes için, özellikle de Türkiye için kritik bir testtir. Başka şartlar altında, müzakere masasında uzlaşıcı ve işbirliği yapan bir Türkiye’yle Maraş özlü bir güven yaratıcı önlem, Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi için büyük bir fırsat ve bir cazibedir. Maraş Kıbrıs’taki iki toplumun müşterek geleceği için kritik bir test olabilir, öyle de olmalıdır…. Kıbrıs sorununun çözümü yönünde güçlü iradeye sahibiz. Müzakereler için sürekli hazırlanıyoruz. Müzakerelerin yeniden başlaması için somut neticelere götürecek özlü müzakere için uygun şartların şekillendirilmesi gerekir. Kıbrıs Rum tarafı Maraş’ın iadesi ve paralelinde, limanın Avrupa Birliği ülkelerine ihracat maksatlı kullanılması olanağı önerdi. Maraş’ın iadesinin iki toplum arasındaki güvenin yeniden tesisine yardımcı olacağına, nihai çözüme inancı ve iyimserliği güçlendireceğine ve Kıbrıslı Rumlar ile Kıbrıslı Türklerin refah ve barış şartları altında uyum içerisinde birlikte yaşamasının mümkün olduğunu pratikte göstereceğine inanıyorum.”
***
Kasulidis: “Maraş’ın ekim ayından da önce iadesini istiyoruz”
“Maraş ve Ercan’la ilgili öneri halen masada... bu çaba artık diplomatik faliyet aşamasına girdiğinden, medya önünde olamaz”
Kıbrıs (Rum) Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis, Maraş’ın, Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye’nin işini kolaylaştıracak karşılıklarla, Rum tarafına verilmesine ilişkin bir anlaşma perspektifinden söz etti.
Politis, Kasulidis’le yaptığı geniş ölçekli söyleşiyi “Maraş’ın Ekim’den De Önce İadesini İstiyoruz... Kıbrıs Sorununda Küçük Güven Yaratıcı Önlemler Yeterli Değil Büyük Adımlar Lazım” başlığıyla, iki tam sayfa olarak aktardı.
Gazetenin “yanlışım yoksa geçen Mart ayında, yasadışı Timbu (Ercan) Havaalanı’yla ilgili itirazlarımızın kaldırılmasıyla Maraş’ın iade edilmesi konusunun görüşülebileceğini açıklamıştınız. Daha sonra hiçbir şey duymadık. Halen masada böyle bir öneri var mı?” sorusuna muhatap olan Rum Dışişleri Bakanı şu cevabı verdi:
“Var. Bu çaba diplomatik faaliyetler aşamasına girdi, bunlar artık medya önünde olamaz. Müzakereler öncesi dönemden önce –Ekim’i kastediyorum- herhangi bir ilerleme bekleniyor demiyorum”
“Başka şekilde sorayım, öteki taraf konuyu konuşmak konusunda da olsa ilgi gösterdi mi?” şeklindeki üsteleme üzerine Kasulidis “herhangi bir görüşme ihtimal dışı değil. Daha fazla bir şey demek istemiyorum. Kıbrıs sorununun, var olan güven boşluğunu dolduracak ve sorunun özünün yönetilmesine olanak tanıyacak bir oyun değişikliği unsuruna ihtiyacı var. bu oyun değişikliği müzakerecilerin gereken ciddi kararları alabilmeleri için daha çok özgüvene sahip olmasına yardımcı olmalı. Bütün tarafların çıkarına olacak önemli hareketlerde bulunulması müzakerelerin devamına ve başarı perspektifine çok yardımcı olabilir.”
“Toprak, mülkiyet, garantiler, güvenlik…”
Kıbrıs (Rum) Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis, kendileri açısından önemli sorunları da şöyle sıraladı:
“Bizi en çok yakan ve en büyük öneme sahip konular toprak, mülkiyet, garantiler, askerlerin varlığı ve güvenliktir. Şimdi, müzakerelerin başka bir şekil alması ve başlık-başlık müzakere taktiğinin terk edilmesi zamanıdır çünkü bu şekilde bir sonuca varmamız söz konusu değildir. Her zaman söylediğim gibi ilerlemeye olanak tanıyacak şey bütünlüklü veya çapraz yaklaşımdır. Aksi halde ilerleme olamaz.” (yd/tak)