Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “Kıbrıs konusunda çözüm zamanının artık geldiğine işaret ederek “Kıbrıs Türk tarafı, müzakere masasına bir an önce oturarak bu soruna çözüm bulmak için hazırdır” dedi.
Hasan Erçakıca’nın BRTK için hazırlayıp sunduğu Düşünce Fırtınası-Özel programının canlı yayınına katılan Cumhurbaşkanı Eroğlu, “2014 yılı Mart ayında referandum hedeflediklerine” işaret ederek, “Ana hedefimiz çözümdür ve şu anda bunun için çalışıyoruz” dedi.
Eroğlu, “ Kıbrıs sorununun uzun bir sessizlik döneminden sonra sadece tarafların değil dünyanın da gündemine oturmuş durumda olduğunu” belirterek, Kıbrıslı Rum lideri görüşme masasına getirmeye çalıştıklarını kaydetti.
Ortak metin
Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, tarafların özel temsilcilerinin şu an iki liderin buluşmasının ardından açıklanacak bir ortak metin üzerinde çalıştığının hatırlatılması ve hangi noktada bulunulduğunun sorulması üzerine de Cumhurbaşkanı Eroğlu şöyle konuştu:
“Ortak açıklama Sayın Downer’in üzerinde durduğu bir hassasiyet. Üzerinde çalışıyoruz. Bizim hazırladığımız bunun yanı sıra Rumların hazırladığı taslaklar var ama şu ana kadar henüz ortak bir açıklama metni üzerine mutabakata varılmadı. Son olarak Sayın Downer, Sayın Ertuğ’a yeni bir taslak sunmuş ve Rumların düşüncelerini içine eklemiştir. Değerlendireceğiz ve kendi aramızda yapacağımız çalışmalar sonunda bir neticeye varacağız”
“Hedefimiz en kısa sürede referandum”
“Türk tarafının ortak metni şart olarak görmediğini, müzakerelerin, ortak açıklama yapılmadan da devam edebileceği görüşünde olduklarını” anlatan Cumhurbaşkanı Eroğlu, “önemli olan müzakerelerin başlaması ve sonuç alınmaya çalışılmasıdır” diye konuştu.
“Kıbrıs Türk tarafının ortaya koyduğu formüller ve müzakere masasına dönmek için gösterdiği esnekliklerin, BM Genel Sekreteri tarafından memnuniyetle karşılandığını, bunun New York ziyaretinde de kendilerine ifade edildiğini” söyleyen Cumhurbaşkanı Eroğlu şunları kaydetti:
“Benim üzerinde ısrarla durduğum ve Sayın Anastasiades’in kendisine son mektupta da belirttiğim gibi, gerek Talat-Hristofyas gerekse de benimle Hristofyas arasında yapılan görüşmelerde varılan yakınlaşmaları yok sayamayacağımızdır. Ben Cumhurbaşkanı olduğum zaman, görüşmelerin kaldığı yerden devam edeceğini Genel Sekreter yazdığım mektupla belirtmiştim. Tabii masaya başka konular da geldi ama görüşmeler kaldığı yerden devam etti. Ne var ki Rum tarafı, kaldığımız yeri kabul ettiğini henüz açıklamadı. ‘Var olan yakınlaşmaları dikkate alarak devam edeceğiz’ demedi. Böyle olunca akla başka şeyler geliyor? Zemini değişmek mi istiyorlar? Bunu sorduğumuzda hayır yanıtı veriyorlar. Ama bunları yok sayarak sıfırdan başlamayı hayal ediyorlarsa, demek ki bir 45 yıl daha masada oturmaya devam edeceğiz demektir. Niyetleri neyse onu söylesinler.”
ABD yetkilileriyle görüşme
Geçtiğimiz günlerde ABD büyükelçisi, dün de ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı ile uzun görüşmeler yaptığını ifade eden Eroğlu. “Kendilerinin ifade ettiği, bu sorunun Kıbrıslıların sorunu olduğu ve çözümü Kıbrıslıların bulacağıdır. Kendilerinden yardım istersek de yardıma hazır olduklarını belirttiler. Bizden istedikleri, oturup konuşup bu sorunu fazla geciktirmeden çözmektir” dedi.
“Gerçekler göz ardı edilemez”
Kıbrıs’ta 1974’yen sonra oluşan gerçekler olduğunu ve bu gerçeklerin göz ardı edilemeyeceğini ifade eden Cumhurbaşkanı, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Kıbrıs’ta var olan bazı gerçekler var. Bu gerçekleri göz ardı ederek sonuca varamayız. O yüzden bu işi gelecek yıl bitirelim diyoruz. 6 başlık var. 4 tanesi enine boyuna tartışılmıştır. Geri kalanlardan biri toprak diğeri de garantiler ve güvenliktir. Biz garantiler ve güvenliği, 5’li zirve ile çözelim önerisini sunduk. Ama Rum tarafından böyle bir niyet göremedim.”
“Anlaşma olacak inancındayım”
Kıbrıs Türk tarafının 2014 yılı Mart ayına dek bir anlaşmanın olabileceği inancına sahip olduğunu belirten Eroğlu, zaten Kıbrıs sorununun tartışılmayan tarafının bulunmadığını söyledi.
Gerekli olanın anlaşma iradesi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, şöyle dedi:
“Biz bu iradeyi bir çok kez gösterdik. Geriye kalan Rum tarafının iradesidir. Anastasiadis seçildikten sonra, Annan Planı’na evet diyen bir partinin liderli olduğu için dünya oldukça umutluydu. Ama bir şeyi unutuyorlar. Anastasiadis seçim kampanyası içerisinde, o ‘evet’ten kurtulmak için her şeyi yapmıştır. Ulusal konseye kendini çok bağlamıştır. Konseyin Yüzde 75’inin onayını almadan hiçbir öneriyi masaya getirmeyeceğini söylemiştir. Seçilir seçilmez ekonomik sıkıntıyı da kucağında bulmuştur. Aldığı tedbirlerle de Rum halkındaki sempatisini de önemli ölçüde kaybetmiştir. Kendi kendine bazı şeyleri öne sürerek, halkı üzerindeki olumsuz etkiyi azaltmayı hedeflemektedir. Maraş konusu bunlardan biridir. Alacağı yanıtı bile bile ısrarcı oluyor”.
“Son şans iyi değerlendirilmeli”
“Ben zaman zaman bu son şansı iyi değerlendirmemiz gerekir diyorum. Eğer bu şans da iyi değerlendirilmese belki de yeni bir sürecin başlaması uzun yıllar alacaktır” diye konuşan Eroğlu, bu son fırsatın en iyi şekilde değerlendirilmesi için hükümet ile uyumlu bir çalışma içerisinde olduğunu belirtti.
“Ancak biz kendi kendimiz suçlamaya devam edersek, çözümsüzlük Kıbrıslı Rumların işine gelir” diyen Derviş Eroğlu, içerdeki birlik ve beraberliğin sağlanması gerekliliği üzerinde durdu.
(tak)