Gürkut: “Kanserler % 90 çevresel, % 10 genetik faktörlere bağlı”

KTTB Başkanı Dr. Özlem Gürkut, kanserlerin yüzde 90 çevresel, yüzde 10 oranında ise genetik faktörlere bağlı olarak geliştiğine işaret etti.

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB) Başkanı Dr. Özlem Gürkut, kanserlerin yüzde 90 çevresel, yüzde 10 oranında ise genetik faktörlere bağlı olarak geliştiğine işaret etti.
Gürkut, kanserden ölümlerin yaklaşık üçte birinin tütün kullanımı, yüksek vücut kitle indeksi, alkol tüketimi, düşük meyve ve sebze alımı ve fiziksel aktivite eksikliğinden kaynaklandığını belirtti.
Birçok kanser türünün erken teşhis edilip etkin bir şekilde tedavi edildiği takdirde şifa ile sonlanabildiğini vurgulayan Gürkut, kanserle mücadelede toplumun farkındalık ve bilinç düzeyinin arttırılmasının önemli olduğuna dikkat çekti.

Her 6 ölümden 1’i kanserden

Gürkut, kanser hastalığının, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, 2020’de tüm dünyada yaklaşık 10 milyon ölümün, yani yaklaşık her altı ölümden birinin sorumlusu olan, dünya çapında önde gelen bir ölüm nedeni olduğunu kaydetti.
Dünyada en sık görülen kanserlerin meme, akciğer, kolorektal ve prostat kanserleri olduğunu belirten Gürkut, ülkede en sık görülen kanserlerin, erkeklerde prostat, akciğer, kolorektal kanserler, mesane ve lenfoma, kadınlarda ise meme, tiroid, kolorektal kanserler, rahim ve akciğer kanseri olarak açıklandığını ifade etti.
Özlem Gürkut, insan papilloma virüsü (HPV) ve hepatit gibi kansere neden olan enfeksiyonların, düşük ve orta gelirli ülkelerde kanser vakalarının yaklaşık yüzde 30’undan sorumlu olduğunu kaydetti.
1-7 Nisan Kanser Haftası nedeniyle yazılı açıklama yapan Gürkut, kanserin, dünyada ve ülkede sebebi bilinen ölümler arasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer alan ve toplum sağlığını etkileyen önemli bir hastalık grubu olduğunu belirtti. 
Erken teşhis edildiğinde tedavinin mümkün olduğuna ve yaşam kalitesinin artırılabildiği birçok kanser türü mevcut olduğuna dikkat çeken Gürkut, bu noktada erken tanı ve korunmanın öneminin daha da arttığını ifade etti.

“2020 yılında küresel bazda 18.1 milyon kanser vakası saptandı”

Kanser hastalığının yükünün dünya çapında her geçen gün daha da arttığına işaret eden Özlem Gürkut, şöyle devam etti: 
“DSÖ verilerine göre 2020 yılında küresel bazda 18.1 milyon yeni kanser vakası saptanırken hastalığa bağlı 9.9 milyon ölüm gerçekleşmiştir. Dünya genelinde her 5 erkekten birinde ve her altı kadından birinde hayatları boyunca kanser gelişmesi beklenirken her 8 erkekten birinin, her 11 kadından birinin ise kanser sebebiyle hayatını kaybedeceği öngörülmektedir.”

Farkındalık ve bilinç

Kanserle mücadelede toplumun farkındalık ve bilinç düzeyinin arttırılmasının önemli olduğunu altını çizen Gürkut, bu amaçla 1-7 Nisan’ın Kanser Haftası olarak kabul edildiğini ifade etti. 
Gürkut, her yıl 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası’nda, ülke açısından da önemi giderek artan kanser hastalığına karşı toplumda farkındalık yaratmak, taramalara katılımı artırmak için etkinlikler düzenlendiğini belirtti.

“Gelecek yıllarda daha çok kanser tanısı konulacak”

Yapılan bilimsel tahminlere göre gelecek yıllarda dünya nüfusundaki artma ve yaşlanmanın yanında insanların kansere yol açabilecek risk faktörlerine daha çok ve uzun süre maruz kalmasıyla birlikte daha çok kanser tanısı konulacağına dikkat çeken Gürkut, “Bu da hastalığa bağlı ekonomik, sosyolojik ve psikolojik yükün daha da artması anlamına gelecektir” dedi.
Kanserlerin yüzde 90 çevresel, yüzde 10 oranında ise genetik faktörlere bağlı olarak geliştiğini kaydeden Gürkut, şunları belirtti: 
“Kanserlere neden olan çevresel faktörler arasında yer alan; tütün kullanımı, alkol tüketimi, fazla kilolu ve/veya obez olma ve enfeksiyonlara maruziyetin engellenmesi yolu ile günümüzde görülen kanserlerin yüzde 30-50 oranında önlenebileceği bilinmektedir.”

“En önemli kontrol stratejisi korunma ve erken teşhis”

Yapılan çalışmaların bugün kanser konusunda en önemli kontrol stratejisinin korunma ve erken teşhis olduğunu açıkça gösterdiğini vurgulayan KTTB Başkanı Gürkut, şunları kaydetti: 
“Bu kapsamda kansere neden olan faktörlerin tespiti ve risk faktörlerinden kaçınma, tarama ve erken tanı ülkelerin izlemesi gereken en önemli önleme stratejileri arasında yer almalıdır. Diğer yandan birçok kanser türünün erken teşhisiyle birlikte etkin bir şekilde tedavi edilmesi sonucu tam olarak şifaya kavuşturulabilmesi mümkün olduğundan, güncel bilimsel tedavi olanaklarına erişimin önemi de büyüktür.”

Devletin yapması gerekenler…

Özlem Gürkut, kanserle etkili mücadele için devletin yapması gerekenleri ise şöyle sıraladı: 
“-Kanser verilerimizin oluşturularak, kendi ülkemizin kanser politikalarının geliştirilmesinde dayanak sağlaması önemlidir. Bu amaçla kanser kayıt çalışmalarının devam ettirilmesi ve elde edilecek bu verilerin bilimsel metotlarla işlenmesi önemlidir.
-Toplumun kanserden ve kronik hastalıklardan korunması amacıyla sağlık bilgisi düzeyinin yükseltilerek, bireylerin kendi sağlıklarını koruyabilecek hale getirilmesi, sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazanması, zararlı alışkanlıklardan korunması önemlidir. Bu amaçla eğitim sistemi düzenlenmeli, medya, sivil toplum kuruluşları, temel sağlık hizmeti sunan birimler, yerel yönetimler ve Sağlık Bakanlığı sistemli ve sürekli çalışmalar yapmalıdır.
-Kansere yol açan çevresel faktörlerin tespit edilmesi ve bunlarla etkin mücadele şarttır. 
-Kansere yol açan faktörlerin başında gelen tütün ve tütün ürünleri ile etkin mücadele yapılmalıdır. 
-Toplumda alkol tüketiminin zararlı seviyenin altına indirilmesi için önlemler alınmalıdır.
-Tarladan çatala gıda güvenliğinin sağlanması önemlidir. Bu amaçla yasal çalışmaların yanı sıra gerekli eğitim ve denetim çalışmaları da artırılmalıdır. 
-Özellikle kentlerde hareketli yaşamın teşvik edilmesi amacı ile güvenli yürüyüş parkurları, bisiklet yolları, spor alanları/yeşil alanlar vb. artırılmalıdır. 
-Kansere sebep olduğu bilinen insan papilloma virüs, hepatit B gibi enfeksiyonlara karşı aşıların rutin aşı takviminde yer alması için çalışma yapılmalıdır.
-Kanser erken tanı ve tarama çalışmaları toplumdaki tüm risk gruplarını kapsayacak şekilde genişletilmelidir. Ayrıca ülkemiz için başta gelen kanser ölüm nedenleri arasında yer alan akciğer kanseri taramalarının da yapılması için çalışma başlatılmalıdır.

“Onkoloji merkezi’ndeki ekipler ve olanaklar artırılmalı”

-Kanser tanısı almış hastalarımızın tedavi imkanlarının artırılması amacı ile Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Onkoloji Merkezi’ndeki ekipler ve olanaklar artırılmalı, ilaç, tıbbi cihaz ve malzeme eksiklikleri giderilerek düzenli teminleri sağlanmalıdır.”

Kanser riskini azaltmak için alınması gereken bireysel tedbirler…

Tabipler Birliği Başkanı Gürkut, kanser riskini azaltmak için alınması gereken bireysel tedbirleri ise şöyle açıkladı:
“-Tütün kullanmamak.
-Sağlıklı bir vücut ağırlığını korumak.
-Yeterli meyve ve sebzenin de dahil olduğu sağlıklı bir diyet tüketmek.
-Düzenli olarak fiziksel aktivite yapmak.
-Alkol tüketiminden kaçınmak veya azaltmak.
-Aşının önerildiği bir gruba dahilseniz, HPV ve hepatit B'ye karşı aşı olmak.
-Ultraviyole radyasyona maruz kalmaktan (öncelikle güneşe ve suni bronzlaşma cihazlarına maruz kalmaktan kaynaklanır) kaçınmak ve/veya güneşten korunma önlemleri kullanmak.
-Kanser riskini öğrenmek, düzenli doktor kontrolünde olmak ve yaşınız geldiğinde erken tanı ve tarama programlarına katılmak.”

 

Haberler Haberleri