'Görevi ihmal' ve 'görevi kötüye kullanma'

Hükümeti sarsan ‘Özel Jet Skandalı’na yönelik milletvekilleri YENİDÜZEN’e konuştu, polis raporu sonrası ‘görevi ihmal’ ve ‘görevi kötüye kullanma’ davası açılabileceğine işaret etti...

Hükümeti sarsan ‘Özel Uçuş Özel Jet Skandalı’na yönelik milletvekilleri konuştu, polisin ön raporu sonrası ‘görevi ihmal’ ve ‘görevi kötüye kullanma’ davası açılabileceğine işaret etti.

CTP Milletvekili Avukat Fazilet Özdenefe, polisin ön raporuna göre ‘görevi ihmal’ ve ‘görevi kötüye kullanma’ gibi unsurların barındığını ifade ederek, Ceza Yasası’nda bu suçların yaptırımı olduğunu belirtti.

TDP Milletvekili Zeki Çeler, kamera kayıtları silinmesinden otelin sorumlu olduğunu vurgulayarak, otellerin polise kayıt verme zorunluluğu olduğunu, aksi takdirde hapis ve para cezası olduğuna işaret etti.

Bunun yanı sıra, YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı, ciddi suç ve ihmallerin olduğunu söyleyerek, Bakanlar Kurulu kararı olmadan istisna yapılamayacağını, ilgili bakanların ‘dokunulmazlığının kaldırılması için’ kendilerinin talepte bulunması gerektiğini söyledi.

HP Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu, “Bana göre raporda en karanlık taraf, otel kameralarının kayıtlarının formatlanmış ve silinmiş olmasıdır. Otel çalışanları bu kişilerin odadan çıkmadığını söylemiştir, ancak çelişkili olarak bazı koridorlardaki kameralar silindi” şeklinde konuştu.

UBP Milletvekili İzlem Gürçağ Altuğra ise, hukuka inandığını ifade etti ve “hukuk ne emrediyorsa onun yapılması gerektiğini” söyledi.

YENİDÜZEN’e konuşan Avukat Ürün Solyalı, özel izinli olduğu söylenerek adaya karantinasız gelen uçuşla ilgili hukuki görüş belirterek, olayda ihmal olduğunu, polis soruşturmasının Başsavcılığa, dosyanın Ceza Mahkemesi’ne aktarılması ile cezai yaptırımların mümkün olduğunu ifade etti.

Ceza Yasası’ndaki ilgili maddelerden bilgi veren Solyalı, suçlara konu olacak kişinin bir Bakan veya KKTC Meclisi üyesi olması halinde, ‘Dokunulmazlığın kaldırılması’ prosedürü Başsavcılığın talebi ile işletilebileceğini kaydetti.

Geçtiğimiz gün, salgın sürecinde ‘karantina koşulu’ ile ancak ‘Bakanlar Kurulu kararı olmadan’ ülkeye gelen ve karantina kuralına da uymayan özel grupla ilgili kamera kayıtlarının silindiği, bilgisayarlar formatlandığı öğrenilmişti.

Olayla ilgili polis raporuna göre özel uçuş talebinin 11 Haziran tarihinde Sivil Havacılık Dairesi’ne iletildiği, Bakanlar Kurulu’nun da “uçağın gelişiyle ilgili mutabık” olduğu belirtilmişti.

Sivil Havacılık Dairesi’ne Sağlık Bakanlığı’ndan “uçağın karantina koşullu olarak ülkeye girebileceği” yönünde yazı verildiği de ön rapora yansımıştı.

Demokrat Parti (DP) Milletvekili Serdar Denktaş, Meclis Genel Kurulu’nda ‘jet skandalı’ araştırma raporunu okumuştu. Raporun okunmasının ardından hükümet dışındaki tüm parti milletvekilleri Meclis salonunu terk etmişti.

Rapor karantina kurallarına uyulmadığını açıkça ortaya koyarken, raporda özel jetle gelen kişilerin konakladığı Merit Royal Hotel’deki kamera kayıtlarının formatlandığını da ifade edilmişti.


 

TDP Milletvekili Çeler:

“Otel silinen kayıtlarla ilgili hesap vermek zorundadır”

 

TDP Milletvekili Zeki Çeler, mecliste DP Milletvekili Serdar Denktaş’ın polis soruşturmasının ön raporunu okuduğunu, burada en önemli noktanın kamera kayıtlarının silinmiş olduğunu vurguladı. Çeler, iddiaların sadece Bakanlar Kurulu’nu değil, otel sahibini de ilgilendirdiğini kaydederek, Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Yasası’na göre, otelin her türlü işlemlere yönelik belgeleri ve kimlik tespitini 12 yıla kadar muhafaza edip, istenmesi takdirinde polise vermek zorunda olduğunu açıkladı.

Çeler, bu yasaya uyulmaması durumunda kişi veya kişilerin 3 yıla kadar hapis ve/veya 15 Bin TL para cezasına çarptırılabileceğini kaydetti.

“Ama bizim karşımızdaki durumda, otel kayıtları silinmiş durumdadır. Polis bunun üzerinde durmalıdır. Silinen kayıtlar teknolojik olarak geri getirilebilir, kimse aksini iddia etmesin. Diyelim ki getirilemedi, bilgisayarlara format atıldı, format atılma tarihinden de neyin ne olduğu anlaşılır. Bu durum aklanmadıkça, toplum affetmez. Kayıtlarımız neden yok? Acaba başka siyasiler de mi otele giderek bu kişilerle görüştü? En üst düzey yetkililerin de gelenlerle görüştüğü iddiası var, eğer kayıtlara ne olduğu anlaşılamazsa bu şüphe çok büyük bir soru işaretidir. Burada önemli olan polisin Şans Oyunları Yasası kapsamında inceleme yapıp durumu mahkemeye taşımasıdır. Sadece para cezası değil, hapis cezası da istenebilir” şeklinde konuştu.

 

“HP yasal ama ‘etik’ olmayan bir şeyden hükümet dağıttı, şimdi ise kararların çiğnenmesini izliyor, koltuk sevdasından kalkmıyorlar”

Çeler, ülkede belli kanun ve kuralların olduğunu ifade ederek, “Salgın sürecinde bazı kararlar alındı, bazısını mantığımıza sığdırdık, bazısını hala anlamakta zorlanıyoruz. Ancak bu uçağın gelişi toplum sağlığını tehlikeye atarken, alınan kararların uygulanmasında zafiyet olduğunu da gösterdi. Bu insanlar yatırım için gelecekse, bazı yerleri gezmesi gerekiyorsa, yine karar alınabilirdi, sağlıkçılar da koşulları belirlerdi, kimse de ağzını açıp bir şey demezdi. Yatırımı da kaybetmezdik. Ama yalan beyan bir şekilde getirildiler, otele alındılar, gezdiler, görüşmeler yaptılar. Başbakan bir bakanı görevden alıp yerine başka bir bakanını koyarak kendini akladığını zannediyor ancak 11 kabine üyesinin tümü kabahatlidir. En kabahatli kim sıralaması yapabiliriz ama hepsinin suçu vardır. Bu rezilliğin üzerine istifa etmeleri gerekirdi. HP zamanında, 50 dönüm için, yasal olsa da ‘etik olmayan davranıştan’ hükümeti bozdu, şimdi kendi aldığı kararlar çiğnendi, koltuk sevdasından kımıldamıyorlar. UBP’liler ‘bizi kimse yönlendiremez’ diyor ama HP istedikleri yönden çeviriyor” diye konuştu.

 


 

CTP Milletvekili Özdenefe:

 “Yasamızda eksiklik yoktur, polisin soruşturmasını titizlikle yürütmesini bekleyeceğiz”

 

CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe, Bakanlar Kurulu ile sınırlandırılmış olağandışı bir salgın sürecinde olduğumuzu, bu nedenle ‘istisnai durumlarla ilgili’ alınacak kararlar için yine Bakanlar Kurulu kararı gerektiğini hatırlattı. Özdenefe, “Başbakan polise ‘talimat vererek’ konu ile ilgili soruşturma başlatmıştır. Pazartesi günü Başbakan soruşturmada ön raporun hazırlandığını söyledi. Sonrasında ise Serdar Denktaş bu ön raporu meclis kürsüsünden okudu. Soruşturma henüz bitmiş değil, bekleyerek yakinen takipçisi olacağız. Ancak ön rapordan anladığımız kadarıyla, görevi ihmal etme ve görevi kötüye kullanma gibi suç unsurları barındıran davranışlar mevcuttur. Polis raporu Başsavcılığa dosyalanacak, bakanlarla ilgili daha önce yapıldığı gibi dokunulmazlığın kaldırılması söz konusu olacaktır” şeklinde konuştu. Sonrasında ise dosyanın mahkemeye aktarılacağını ve nihai kararın orada verilebileceğini dile getiren Özdenefe, polisin raporunun önemine vurgu yaptı. “Polisten beklentim gündemlerine gelen bu konuyu en iyi şekilde, titizlikle araştırmasıdır. Ceza Yasası’nda görevi ihmal ve görevi kötüye kullanmaya yönelik maddeleri de, 2014’te Ceza Yasası Değişikliği’ni biz hazırlamıştık. Bu nedenle yasamızda bir eksiklik yoktur” dedi.

Özdenefe, halkın adalete ve hukukun üstünlüğe olan inancının kırılmaması için sürecin hassasiyetle yürütülmesi gerektiğine vurgu yaptı.

 


 

YDP Genel Başkanı Arıklı:

“Ciddi suç ve ihmaller var”

 

YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı, bu aşamada konunun Başsavcılığa aktarılacağını ifade etti. İhmali olan Bakanlıkların ihlalleri aklanmazsa, hükümetin şaibeli bir duruma düşeceğini belirten Arıklı, ortada şeffaflık kalmayacağını da dile getirdi. Arıklı, “Gerekirse Başsavcılığa gerek kalmadan, ilgili bakanlar meclise dokunulmazlıklarının kaldırılmasına yönelik talepte bulunabilirler, yargıdan kaçılmamalıdır” dedi. Karantina koşullarının Bakanlar Kurulu kararı ile belirlendiğini söyleyen Arıklı, bu nedenle bir istisna yapılacak veya izin verilecekse yine Bakanlar Kurulu kararı gerektiğini vurgulayarak, “Bu nedenle diğer bakanlar ‘bizim haberimiz yoktu’ diyerek işin içinden sıyrılamaz. Hepsi sorumludur. Ciddi suç ve ihmaller söz konusudur. Umarım hukuktan yana olduğunu söyleyenler, çaba göstererek konunun aydınlığa kavuşmasında rol oynar” şeklinde konuştu.

 


 

HP Milletvekili Manavoğlu:

“Otel kameraları silinmiş ve bilgi alınamıyorsa ceza kesilmelidir”

 

HP Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu, polis soruşturmasının henüz tamamlanmadığını belirterek, soruşturmanın tamamlanmasının beklenmesinden yana olduğunu söyledi. “Yasalara istinaden işlenmiş bir suç varsa hukuki işlem başlatılması gerekir. Ancak burada polisin yapacağı çalışma ve soruşturmanın tamamlanmasını beklemek gerekir. Kendi kanaatimizde şu süreçte bulunamayız. Bana göre raporda en karanlık taraf, otel kameralarının kayıtlarının formatlanmış ve silinmiş olmasıdır. Otel çalışanları bu kişilerin odadan çıkmadığını söylemiştir, ancak çelişkili olarak bazı koridorlardaki kameralar silindi” şeklinde konuştu.

Şans oyunları yasası kapsamında, casinoyu ilgilendiren maddelerin incelenmesi gerektiğini ifade eden Manavoğlu, polisin bu konuda bilgi alamıyorsa ceza kesmesini ve Maliye Bakanlığı ile birlikte araştırma yapmasını gerektiğini vurguladı.

 


 

UBP Milletvekili Gürçağ:

“Hukuk ne emrediyorsa gereğin yapılması gerektiğini düşünüyorum”

 

UBP Milletvekili İzlem Gürçağ Altuğra, “Sayın Denktaş Meclis kürsüsünde ön raporu okudu. Raporun farklı içerikleri de olabilir. Bu bir hukuk sürecidir ve polisin yapacağı araştırma, bulgu ve tespitlerle, hukuken ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Bir hukuk devletiyiz ve bu çerçevede hukuk ne emrediyorsa gereğin yapılması gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.

 


 

HUKUKİ GÖRÜŞ…

 

Av. Solyalı: “Bakanlar Kurulu bu konuda bir karar almayı ihmal etmiştir”

 

Avukat Ürün Solyalı, özel izinli karantinasız uçak meselesinde, Bakanlar Kurulu’nun 45/2018 sayılı Bulaşıcı Hastalıklar Yasası ve ilgili mevzuata dayanarak covid-19’u bulaşıcı hastalık olarak ilan ettiğini ve neredeyse tüm dünya ülkelerini ‘enfekte olmuş’ olarak nitelendirerek, yurtdışından gelecek kişiler için karantina şartı belirlediğini hatırlattı. YENİDÜZEN’e ‘karantinasız özel uçuşun’ hukuki boyutunu değerlendiren Solyalı, “Bakanlar Kurulu’nun bu konuyu delen birkaç özel kararı olduğu Bakanlarca Mecliste açıklanmış olsa da, yaşanan uçak meselesinde Bakanlar Kurulu’nun herhangi özel bir kararının olmadığı defaten Bakanlar Kurulu üyeleri tarafından açıklanmıştır. Yani Bakanlar Kurulu bu konuda bir karar almayı ihmal etmiştir” şeklinde konuştu.

Bulaşıcı Hastalıklar Yasasında önlem almayı veya önlemleri uygulamayı ihmal edenlere cezai yaptırım konusunda net bir madde olmadığını belirten Solyalı, konu ile ilgili polis raporunun sadece bir kısmının kamuoyuna yansıtıldığını söyledi.

“Sadece bu küçük detay ile ortaya konan iddialarda ve Bakanların ortaya koyduğu diğer itiraflardan anlayabileceğimiz ilk şey, birçok noktada, ki buna Bakanlar Kurulu üyeleri dahil, ciddi ihmallerin varlığıdır…” dedi.

 

“Polis görevini ihmal eden kamu görevlilerinin varlığını saptarsa soruşturma dosyasını Savcılığa aktarabilir”

Ceza Yasasının 105A maddesi üzerine konuşan Solyalı, “Görevlerinin gereklerini yerine getirmeyi ihmal eden ve başkalarının haklarını haleldar eden, ki sağlık hakkı anayasal bir hak olarak anayasamızdadır, kamu görevlileri ile ilgili cezai işlem uygulanabileceğini düzenlemiştir.

Polis bu konuda yapacağı araştırma neticesinde görevini ihmal eden kamu görevlilerinin varlığını saptar ise soruşturma dosyasını detayları ile birlikte Savcılığa intikal ettirebilir. Savcılık da yapacağı değerlendirmede bu yönde bir suç unsurunun varlığına bulgu yapar ise Ceza Mahkemesinde ilgili kişiler aleyhine ceza davası dosyalayabilir” şeklinde konuştu. Solyalı, son kararın ise mahkemenin olacağını dile getirdi. Polisin soruşturması neticesinde, ‘başkasına menfaat için görevini kötüye kullanma ve görevinin gereğine aykırı hareket etme’ saptanırsa yine Başsavcılığa ithamların gönderilebileceğini, Başsavcılığı durumu Ceza Mahkemesi’ne aktarırsa kararın ise Mahkemede belli olacağını açıkladı.

 

“Suça konu olacak kişinin bir Bakan veya KKTC Meclisi üyesi olması halinde ise, Dokunulmazlığın kaldırılması prosedürü Başsavcılığın talebi ile işletilebilir”

Solyalı, polis raporunun, herhangi bir kamu görevlisinin görevini ihmal ettiğini veya gereklerini yerine getirmediğini belgeler ve bunu İdareye bildirirse, Kamu Görevlileri Yasası tahtında ilgili Kamu Görevlisi Disiplin işlemine tabi tutulabileceğini ekledi.

Burada ise Kamu Görevlileri Yasası ve Kamu Hizmeti Komisyonu yasalarının öngördüğü Disiplin Yargılama işlemleri yapılarak, suçun sabitlenmesi halinde gerekli ceza yasaya göre takdir edilebileceğini açıkladı. Suçlama eğer Ceza Yasasına konu bir suç ise ve Ceza Mahkemesi önünde de dava varsa, Disiplin Mahkemesi yani Kamu Hizmeti Komisyonu Ceza Mahkemesini bekleyeceğine dikkat çekti.

Solyalı, “Bahsettiğim suçlara veya tespit edilecek herhangi başka bir suça konu olacak kişinin bir Bakan veya KKTC Meclisi üyesi olması halinde ise, Dokunulmazlığın kaldırılması prosedürü Başsavcılığın talebi ile işletilebilir. Sonrasında eğer o yönde bir tespit var ise Ceza davasına konu edilebilir” diye konuştu. Bunların yanı sıra, raporun detaylarının bilinmediğini ifade eden Solyalı, yapılacak tespitlere göre birçok başka yasanın hilafına işlemler yapılmışsa, o yasalarda ‘varsa’ uygulanacak cezalara göre de idari, ceza veya disiplin işlemleri sorumlulara uygulanabileceğini kaydetti.

 


 

Ceza Yasasında, kamuda çalışanların ‘görevi ihmal’ ve ‘görevi kötü kullanmaya ilişkin maddeleri ve cezai yaptırımları şu şekilde:

 

 

Görevi İhmal Etmek

45/2014

105. A. Bu bölümde ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yerine getirmeyi ihmal etmek veya görevinin gereklerini yerine getirmekte gecikmek suretiyle başkalarının haklarını haleldar eden, kamunun zararına sebep olan veya kendisine veya başkalarına menfaat sağlayan veya mahkeme kararlarını uygulamakla yükümlü olduğu halde bunları uygulamayan veya bunların uygulanmasını geciktiren kamu hizmetinde görevli bir kişi hafif bir suç işlemiş olur ve bir yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilir.

 

 

 

Görevi Kötüye Kullanma

45/2014

105. Bu bölümde ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, başkalarının haklarını haleldar etmek veya kamunun zararına sebep olmak veya kendisine veya başkalarına menfaat sağlamak amacıyla, görevinin gereklerine aykırı hareket eden veya mahkeme kararlarına aykırı fiilde bulunan kamu hizmetinde görevli kişi hafif bir suç işlemiş olur ve iki yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilir.

 

 

Özel Haber Haberleri