Yunanistan Başbakanı Tsipras: ""Şu anda karşımızda fırsat var. Kıbrıs'ta iki toplumu adil ve kalıcı çözüm bulmak amacıyla cesaretlendirmeye karar verdik"
TC Başbakanı Davutoğlu: “Kıbrıs'ta bir fırsat penceresi var, görüşmeler yoğun şekilde devam ediyor. Türkiye ve Yunanistan olarak Kıbrıs'taki müzakerelere pozitif katkıda bulunma noktasında ortak bir yaklaşımımız var."
TC Başbakanı Ahmet Davutoğlu ile Çankaya Köşkü'nde yaptığı baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras, "Kıbrıs'ta iki toplumu adil ve kalıcı çözüm bulmak amacıyla cesaretlendirmeye karar verdik" ifadesini kullandı.
"41 yaşında olduğunu ve sürekli televizyonda 'adil ve kalıcı çözüm' sözlerini duyduğunu" belirten Tsipras, şunları söyledi: "Şu anda karşımızda fırsat var. Olması gerekenden çok fazla olumlu olmak istemiyorum. Tedbirli olmak istiyorum. Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Parlamentosu kararları çerçevesinde Kıbrıs'ta her iki toplumun birleşik çatı, federasyon çatısı altında yaşayabilecekleri çözüme ulaşabilecek çözümü desteklememiz gerekiyor. Bu çözümün herkes ve Kıbrıs halkı tarafından kabul görmesi gerekiyor. Üçüncü ülkelerin teminatları, garantörlükleri olmadan sağlanacak çözüm olması gerekiyor"
“Kıbrıs'ın tutumu önümüzdeki Türkiye- AB görüşmesinde ele alınacak”
"Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) Türkiye'nin AB müzakerelerinde bloke ettiği fasılların açılması için Yunanistan'ın ikna edici rol oynayıp oynamayacağı" yönündeki bir başka soruyu ise Tsipras şöyle yanıtladı:"Yunanistan, Türkiye'nin AB yöneliminde her zaman destekçidir. Çünkü bu süreçten her iki ülke de kazançlı çıkacak. Tabii ki bu süreçte gerekli koşulların yerine getirilmesi gerekiyor. Fasılların açılmasıyla ilgili, biz bu fasılların tabii ki açılmasını istiyoruz. Ancak bunların şartları yerine getirilmeden, kısa bir süre sonra tekrar kapatılmasını tabii ki istemiyoruz. Kalıcı, uzun süreli olmasını istiyoruz. Ön şartların tamamlanması gerekiyor.
Komşu ülkemizin AB'ye dâhil olması için, karşılıklı yarar elde edebilmemiz için bunların olması gerekiyor. Kıbrıs bir AB ülkesidir. 26 üye devletin ortaklaşa aldığı kararlara dâhil olmaktadır. Kıbrıs'ın tutumu önümüzdeki Türkiye- AB görüşmesinde ele alınacak. Bu yönde istek var. Yöntem de var. Karşılıklı adımların atılması, isteğin olduğu bir ortamda mutlaka sonuç verir"
"Avrupa, Türkiye'nin yükünü paylaşmalı"
Başbakan Tsipras "AB-Türkiye görüşmesi çerçevesinde göçmen sorunun aşılması amacıyla Frontex'in güçlendirilmesi önerecek misiniz?" sorusunu ise şöyle cevapladı:
"Göçmenlerin kimlik tespitlerinin yapılması amacıyla AB'ye 'hotspot'la ilgili terminoloji açısından öneride bulunanlardan biriyiz. Bu konuda ne demek istiyoruz? Onu anlatmak istiyorum. Burada bazı tehlikeli insanların tehdit oluşturacağını, dolayısıyla bu tanımı bu çerçevede ele almamamız gerekiyor. Hem Türkçe hem Yunanca çok zengindir. Bunu doğru tanımlayacak kelimeler bulabiliriz. İngilizce kullanmak zorunda değiliz. 'Ağırlama' ya da 'kimlik tespit merkezi' diyebiliriz" Aleksis Tsipras, karşı karşıya olunan sorunun yüz milyonlarca insanın evlerinden edilmesi sorunu olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Sadece polisiye önlemlerle bunlarla mücadele etmeye devam edeceksek, bu sorunu çözemeyiz. Türkiye'de 2,5 milyona yakın göçmen var. Her şeyden önce bu insanların sadece Türkiye'deki varlıklarına ve Yunanistan'a nakledilmeleri konusuna takılıp kalmamalıyız. Bu insanların neden evlerinden kaçtıklarını anlamamız gerekiyor. Ege'nin sularında boğulmayı neden tercih ettiklerini ve Orta Avrupa'da arzu ettikleri hedefe neden bu kadar ulaşmak istediklerini anlamamız gerekiyor" Tsipras, odaklanılması gereken noktanın Avrupalıların Türkiye ile yük paylaşımı yapması olduğunu belirterek, "Göçmenlerin gidecekleri yerlere yerleştirilmesi amacıyla daha güvenilir ve inanılır çözüm ortaya konması gerekiyor. Mülteci tacirlerinin elinden kurtarmamızın tek yöntemi budur. Polisiye yöntemi insan tacirlerini ortadan kaldırmak için kullanmamız gerekiyor" dedi.
Ege'deki güvenlik ve işbirliği
Tsipras, Davutoğlu ile son 2 yıl içinde Türkiye'nin kendi hava sahasında artmakta olduğunu iddia ettiği ihlalleri de konuştuklarını belirtti. "Özellikle Türk savaş gemilerinin Ege'deki hareketlerini görüştük" diyen Tsipras, daha samimi bir diyalog çerçevesinde bunlara çözüm bulunabileceğini ifade etti.Aleksis Tsipras, "Ege'deki güvenliği ve işbirliğini sağlayacak çözümler bulmamız gerekiyor. Diğer taraftan güven artırıcı önlemler çerçevesinde çalışmamızı artırmamız gerekiyor. Bu güven artırıcı çalışmalar, ticaret, ulaştırma, Selanik-İstanbul arasında hızlı tren ve Selanik-İzmir arasında feribot hattı ve enerji alanında olması gerekiyor. Bizim anlayışımız Ege'nin bir ticaret, turizm, kültür ve eğitim değişim programlarının olduğu bir deniz olduğunu görmek yönündedir" dedi.
Şubat ayının ilk günlerinde Türkiye'de düzenlenecek Dördüncü Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi zirvesine katılacağını hatırlatan Tsipras, "Mevkidaşım Ahmet'e Brüksel'de yapılacak olan Türkiye-AB zirvesinde kendilerine destekçi olacağımızı ifade ettim" ifadesini kullandı.
Dostluk vurgusu
Tsipras ayrıca Davutoğlu'nu tatil için de Yunanistan'da ağırlamak istediğini dile getirerek, "Yunanistan misafirperver bir ülkedir. Türk halkına kardeşlik duyguları besleyen bir halktır. Türk halkının da aynısını Yunan halkına beslediğini düşünüyorum" dedi. Bir gazetecinin Atina'da cami açılmasına ilişkin sorusu üzerine Tsipras, hükümetinin Yunanistan'daki Müslümanlarla ilgili olarak Atina'da bir cami inşa etme kararını doğruladı. "Batı Trakya farklı kültürlerin barışçıl şekilde yaşadıkları bölgedir" diyen Tsipras, Müslüman vatandaşların burada kendi dini ihtiyaçlarını ve inançlarını karışılama imkânına sahip olduklarını belirtti.
“İşbirliğimiz, Avrupa’daki dengeleri değiştirebilir”
Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras, Türkiye ile Yunanistan arasında yapılacak işbirliğinin Avrupa'daki bütün dengeleri değiştirebileceğini ve bunu değerlendirmek gerektiğini söyledi.
T.C Başbakanı Ahmet Davutoğlu ile Çankaya Köşkü'nde yaptığı baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Tsipras, Davutoğlu'na Türkiye'ye davetinden dolayı teşekkür ederek başladığı konuşmasında, Türkiye ve Yunanistan'da önceki dönemde yaşanan siyasi gelişmelerin kendisinin bu davete icabet etmesine imkan vermediğini söyleyen Tsipras, bu ziyaretinin bölgeyi ve tüm dünyayı ilgilendiren gelişmelerin olduğu kritik bir anda gerçekleştiğini söyledi.
Ziyaretinin iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni ve ümit veren bir çerçeveyi sembolize ettiğini dile getiren Tsipras, "İşbirliğimiz Avrupa'daki bütün dengeleri değiştirebilir, bunu değerlendirmemiz lazım" diye konuştu.
İşbirliği yapmamız lazım
İki ülke arasında sorunlar da olduğuna vurgu yapan Tsipras, Türkiye ile Yunanistan arasında oynanan dostluk maçına atfen, zaman öldürmek için yapılan yan paslar yerine her zaman atak oynanan futboldan yana olduğunu ifade ederek, "Göçmen akını, Ege'de meydana gelen insanlık krizleri, terörizm maalesef olumsuz bir atmosfer doğuruyor bölgemizde. Bu tehditlere karşı koyabilmek amacıyla işbirliği yapmamız gerekiyor" dedi.
Türkiye'nin son yıllarda Suriye'deki çatışmalardan kaynaklanan insan akınından dolayı çok büyük bir yükün altına girdiğini de hatırlatan Tsipras, buna çözüm bulmak amacıyla bir yöntem belirlemek gerektiğini kaydetti.
Bu krizin sadece Türkiye'nin ya da Yunanistan'ın sorunu olmadığını ifade eden Tsipras, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yunanistan son 8 ayda büyük miktarlarda mülteci akınlarına maruz kaldı. Tabi bu kişilerin nihai hedefi Yunanistan'da kalmak değil, aynı zamanda Avrupa'ya da gitmekti. Türkiye misafirperverlik çerçevesinde 2,5 milyondan fazla göçmen ağırlıyor. Yunanistan'a 650 bin civarında göçmen geldi. Halkımız bu kişileri büyük bir misafirperverlikle karşıladı. Bu konuda elbette atılması gereken daha fazla adım var. Karşılıklı anlayış ve işbirliği lazım.
İnsan tacirleriyle baş edebilmemiz için de ortak mücadele lazım. Çünkü bunlar insanlığa karşı bir tehlike, hakarettir. Çünkü insanların hayatını tehlikeye atmakta hiç tereddüt etmiyorlar. Buradaki ilk yükümlülüğümüzün Ege'deki bu insanlık dramının sonlandırılması yönünde olması gerekiyor. Bu bizim insanlık sorumluluğumuz ve biz buna cevap vermek zorundayız. Bu kriz uluslararasıdır ve hiçbir ülke bunun için tek başına mücadele edemez. Bu nedenle, somut bir eylem planı çerçevesinde Avrupa ve Türkiye'nin işbirliği planı oluşturulması gerekiyor. Türkiye içinden geçerek kıyılara gelinceye kadar bunların engellenmesi ve göçmenlerin üçüncü ülkelere yasal bir şekilde yerleştirilmesi amacıyla bu işbirliğinin yapılması gerekiyor. Nihai bir sonuca ulaşılması için bu yöndeki çabalarımızın artırılması gerekiyor."
Türkiye ile işbirliği kararı
Avrupa'nın da bu konuda sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğini belirten Başbakan Tsipras, "göçmenlere illegal bir şekilde göç yollarını kullanmalarının ortadan kaldırılması amacıyla onlara yasal bir yerleşim teminatı verilmesi gerektiğine" dikkat çekti.
Bu konuda, Türkiye ile işbirliği ve ikili ilişkiler çerçevesinde dışişleri bakanlıkları ve kamu düzeni ve göç konularında ilgili kurumlar arasında acilen bir işbirliğinin başlatılmasına karar verdiklerini dile getiren Tsipras, Yunan Sahil Güvenlik Komutanının, Türk mevkidaşıyla aralarındaki iletişimin artırılması amacıyla somut önlemlerin alınması noktasında mutabakata varıldığını kaydetti.
Davutoğlu ile görüşmeleri hakkında da bilgi veren Tsipras, mevkidaşı ile Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki geri kabul anlaşmasının detaylarını değerlendirdiklerini söyledi. Mülteci akınlarının gerçek bir şekilde önüne geçmek için çözüm yollarını birlikte araştırdıklarına ve ayrıca iki ülke arasında uzun yıllardır var olan sorunları da konuştuklarına işaret eden Tsipras, "Ahmet'in (Davutoğlu) ve bizim ülkelerimizde tekrar seçilmiş olmamız önümüzdeki 4 yıl boyunca ortaklaşa bir plan yapma imkânını bize sağlıyor. Bu nedenle bir an önce hareket etme kararı aldık. Bu konuda geç kalmamamız ve adımlarımızı rahat atmamamız gerekiyor" dedi. (AA)
ALTA YATAY
T.C Başbakanı Ahmet Davutoğlu’ndan dostluk ve işbirliği vurgusu
T.C Başbakanı Ahmet Davutoğlu, "Türkiye ile Yunanistan aynen Suriyeli mülteciler gibi Suriye sorununun mağdurlarıdırlar, müsebbipleri değildirler. Biz de bir mağdur olarak yani bütün bu sorunlardan etkilenmiş taraf olarak aldığımız kararlar çerçevesinde ikili bir teknik çalışma yürüteceğiz" dedi. Davutoğlu, Türkiye'ye çalışma ziyaretinde bulunan Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras ile Çankaya Köşkü'nde ortak basın toplantısı düzenledi. Tsipras ile New York'ta da bir görüşme gerçekleştirdiklerini anımsatan Davutoğlu, "Bugünkü ziyaretimiz bize iki mesajı, biri doğal biri sportif verdi. Birisi, iki gün önce Türkiye'de ve Yunanistan'da depremler oldu. Biri Marmara Denizi ve İyonya Denizi'nde. Sanki deprem kendisi hatırlatarak bize şunu demiş oldu: Türkiye ile Yunanistan'ın kaderi ortaktır. Depremler dahi ortak bir felaket olarak iki ülkeyi etkilemektedir. Dolayısıyla bu kader ortaklığını mutlaka göz önünde bulundurarak davranın" diye konuştu. Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Bu da ortaklıkta ve sevinçte bir olunduğunda her iki tarafın da mutlu bir şekilde stadyumdan çıkacağını gösterdi. Bunları zikretme sebebim şu: Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunlu ilişkilerden iki tarafta da memnun olanlar veya bunu tahrik edenler çıkabilir. Hatta Avrupa'da ve dünyada bunlar üzerinden kendi hesaplarını görmek isteyenler çıkabilir. Fakat bizler Atina'da ve Ankara'da sorumlu devlet adamları olarak bu çevrelerin birtakım ön yargılara dayalı yaklaşımları yerine Türkiye ile Yunanistan arasında kalıcı bir dostluğu, komşuluk ilişkilerinin önüne geçen bir dostluğu inşa etmekle yükümlüyüz. Bu açıdan Tsipras'ın ziyaretine önem veriyorum. Karşılıklı olarak birbirimizi anlamamız ve samimi bir şekilde, var olan sorunları da açık yüreklilikle konuşmamız önemli. Kendisiyle baş başa ve heyetler arası yaptığımız görüşmelerde bunu görmüş olmaktan memnuniyet duyduğumu ifade etmek isterim. Çok iyi bir iletişim ve diyalog imkânı oldu. Genel çerçevede olaylara nasıl yaklaştığımızı da paylaştık."
“İlişkilerin yeniden inşası"
Davutoğlu, Tsipras ile görüşmesi esnasında da vurguladığını belirterek, 4 ana sütun üzerinde ilişkileri geleceğe güçlü bir şekilde taşıma kanaatinde olduğunu dile getirdi.
Aynı tarih ve coğrafyayı paylaşan, aynı kahveyi bile paylaşan iki komşu olarak olumlu bir gündemle ilişkilerin yeniden inşasını ele aldıklarını vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Yani turizmde, ticarette, yatırımlarda, enerjide, ulaşımda iki ülkeyi birbirine daha çok entegre hale getirmek, birlikte paylaştığımız bir ideal. İnşallah bir gün İstanbul'dan Selanik'e hızlı trenle ya da İzmir'den Selanik'e feribotla seyahat edebiliriz. Bugün mültecilerin geçişiyle anılan topraklar ya da denizler karşılıkla turizmle zenginleşen bir coğrafya haline bizim tarafımızdan getirilebilir. Bu çerçevede 2013 yılında kurulan Türkiye-Yunanistan İşbirliği Konseyi'nin 4. toplantısını inşallah önümüzdeki şubat ayının ilk haftasında, sıra Türkiye'de olduğu için Türkiye'de yapmaya karar verdik. Bu pozitif gündemle ilişkileri inşa etmekte ikinci alan ise şimdiye kadar intikal eden kimi çok eski kimi daha yakın zamana dayanan sorunları karşılıklı anlayış içinde konuşmamız. Ege sorunları, Kıbrıs… Hangi konu olursa olsun ortak çıkarları ortak çıkar çatışmalarından daha fazla olan iki ülke olarak bütün bunlar, evrensel insan hakları ve iki ülkenin geçmişteki yükümlülükleri çerçevesinde konuşulabilir. İki gün önce İmroz, Gökçeada'dan gelen heyeti kabul ettim. Atina'ya her gidişimde, Türkiye'den giden Rum ve hala Türk vatandaşlığını koruyan vatandaşlarımızı ziyaret etmem esnasında yaşadığımız tabloları da paylaştım. Biz bu iki halkı komşu kılan bütün o güzellikleri sorunların öncesine alarak sorunlarımızı birer birer çözebiliriz. Bu noktada Ege'deki istikşafı görüşmelerde belli bir aşamaya gelinmişti. Ancak Yunanistan'daki ve Türkiye'deki seçimler sürecin daha iyi bir noktaya gelmesine imkân tanımamıştı. Şimdi bunları, yine Sayın Tsipras'ın dünkü ifadeleriyle ifade edeceğim. Dün iki takımda olduğu üzere orta sahada top çevirmek yerine, birlikte neticeye ve skora ulaşmayı denemeliyiz. Bütün bu konularda mesafe almalıyız. Kıbrıs'ta bir fırsat penceresi var, görüşmeler yoğun şekilde devam ediyor. Türkiye ve Yunanistan olarak Kıbrıs'taki müzakerelere pozitif katkıda bulunma noktasında ortak bir yaklaşımımız var."
AB'ye üyelik süreci
Davutoğlu, üzerinde durdukları üçüncü noktanın da Avrupa kıtasının geleceği konusunda Türkiye ve Yunanistan'ın ortak tavır alması ve AB sürecine Yunanistan'ın bakışı olduğunu aktardı.
Yunanistan'ın, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik sürecini desteklediğine işaret eden Davutoğlu, "Kendilerine teşekkür ediyorum. Son yıllarda birçok konuda da öncülük ettiler. Bu kritik aşamada da Yunanistan'ın, Türkiye'nin AB üyeliğine verdiği katkıyı artıracağına inanıyoruz. Çünkü Avrupa kıtası hepimizin ortak kıtasıdır ve Türkiye'nin AB üyeliği Yunanistan da dâhil olmak üzere Akdeniz'in ve Güneydoğu Akdeniz'in Avrupa'daki gücünü artıracaktır. Bu çerçevede Yunanistan ile Avrupa sorunları bağlamında ciddi bir işbirliği içinde olma konusunda birlikte bir yaklaşımımız var" diye konuştu.
Görüşmede ele alınan dördüncü konunun ise bölgesel ve uluslararası sorunlar olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bölgesel sorunlar dediğimiz de ortak bölgemiz olan Balkanlar. Balkanlar'ın huzur, barış bölgesi olması ve 90'lı yıllarda yaşanan acıların yaşanmaması için Türkiye ile Yunanistan arasında iyi bir istişare zemini olduğu kanaatindeyiz. Ortadoğu ve Doğu Akdeniz bölgesi konusunda ise son mülteci krizinde ortaya çıktığı gibi Türkiye ile Yunanistan ve bütün Avrupa buralardan kaynaklanabilecek sorunlar konusunda ortak bir kaderi paylaşıyor. Mülteciler konusunu çok konuşuyoruz. Aslında sorun mülteciler sorunu değildir. Suriye sorunu ve Suriye'deki baskıcı bir rejimle terörist grupların baskı sorunuydu. Bunlar olmamış olsaydı mülteciler ülkelerini terk etmek zorunda kalmazdı. Dolayısıyla bugün dünya gündemini meşgul eden ve Aylan bebeğin o cansız bedeninde kendini gösteren bu büyük insani sorun Türkiye'nin sorunu değildir. Yunanistan'ın sorunu da değildir. Türkiye ve Yunanistan bu mülteciler sorununda herhangi bir sorumluluk sahibi değildir. Kimse sorumluluklarını, Birleşmiş Milletler'de, Güvenlik Konseyi'nde unutarak, meseleyi Ege sahillerinde yaşanan trajedi dolayısıyla Türkiye ve Yunanistan'ın omuzlarına atmamalıdır."