Cezayirin tüm güzelliklerine...

Cezayirli-Brezilyalı sinemacı Karim Aïnouz’un, Marsilya’dan bir tekneye binerek Akdeniz’i geçip ilk defa babasının memleketi Cezayir’e gitmeye karar vermesi ile geçmişi, bugünü ve geleceği arasında bir zaman yolculuğu hikayesi de başlıyor

FESTİVALDEN YANSIMALAR 3

MURAT OBENLER/İSTANBUL

Yönetmen Karim Aïnouz’un “Dağların Denizcisi” filmi belgesel özellikleri güçlü olan ve bir yönetmenin kendini sorgulaması,köklerini arayışı ve Cezayir’i resmediyor. Cezayirli-Brezilyalı sinemacı Karim Aïnouz’un, Marsilya’dan bir tekneye binerek Akdeniz’i geçip ilk defa babasının memleketi Cezayir’e gitmeye karar vermesi ile geçmişi, bugünü ve geleceği arasında bir zaman yolculuğu hikayesi de başlıyor.

Ocak 2019’da gerçekleşen seyahat Fransızlara karşı bir özgürlük mücadelesi vermiş Cezayir’in bugüne gelen geleneklerini de Avrupa hayali kuran gençleri de, İslam dininin katı kurallarıyla kuşattığı insan hayatını da, Avrupa modernitesini benimsemiş yaşam şeklini de, kapitalizmin tüm markalarıyla girdiği şehir yaşamlarını (yerel karakterlerini de kaybetmiş) da bizlere gösteriyor. Akdeniz’de başlayan yolculuk yönetmenin köklerinin olduğu ve hala daha akrabalarının yaşadığı dağ köyü Kabiliye’de bir kavuşmaya dönüşürken dağ köyünün güzelliği ve hatırların ağırlığı birbirine kavuşuyor. Aïnouz’un annesi Iracema’nın gezi günlüğü, fotoğraflar ve arşiv malzemelerini birleştiren görsel bir mektup niteliğindeki bu filmi, Cezayir ve Brezilya ülkelerinin de siyasi bir fotoğrafını çekiyor. Kerim’in köydeki geçmişiyle yüzleşmesinde genç kuzeni İneis ile tanışması ve onun da amatör sinema merakı yönetmeni başka bir yolculuğa doğru sürüklüyor.

Gerçekle rüya arasında bir Koma hali

Yönetmen Bertrand Bonello’nun senaryosunu da yazdığı “Coma”  pandemi döneminin kasvetli ve hapsedici ortamı ile rüyalarla,kabuslarla dolu sanal dünya ile gerçek dünya arasında gidip gelen, pandemiden dolayı bir odaya kapanmış genç bir kızın özel gücü sayesinde rüyalarını yönlendirme konularını karışık tekniklerle korku ve fantazi öğelerini kullanarak aktarıyor. Bonello’nun kızına yazdığı film-mektuptan ve filozof Deleuze’ün “asla başka birinin rüyasına girme, tehlikeli olabilir” sözünden esinlenen film bu yılki Berlinale’de sinema yazarlarının en beğendiği film de olmuş. Sanal bir orman,Arafta kalma halleri, gizemli youtuber Patricia Coma’nın rehberliğinde hayallerle gerçeklik arasında gidip gelen, evde kurulan bir oyun alanındaki oyuncak karakterlerin oynadığı aşk/sevgi/aldatma/sadakat temalarını işleyen kurgu tiyatral sahneler ve soyut göndermeler ile takip etmesi oldukça zor olan film karanlığın içindeki aydınlığı da arıyor.Film Gerçeklik,sanal gerçeklik, hipnoz,katatoni,bilinçaltı,osmasiz,simbiyoz,ironi gibi konuları da zihnimizde tartışmaya açan özelliğiyle dikkt çekiyor.

Bir tek “Gergedan” mı suçludur bu vahşi ormanda?

Ukraynalı sinemacı ve siyasal aktivist Oleh Sentsov’un son filmi “Gergedan” Venedik Film Festivali ile başladığı festival yolculuğunu İstanbul ile sürdürüyor. Aile içerisinde de hor görülen ve etrafındaki yaşıtları tarafından da dışlanan bir çocukluk geçiren Vova’nın gençlik döneminde suça eğilimli bir karakterden duyguları alınmış bir şehir mafya liderine dönüşünü anlatan filmde  Serhii Filimonov zor bir karakterin altından başarıyla çıkıyor ve acıma hissi olmayan, şiddetin,işkence ve cinayetin dibine vuran, çocukların dışında her şeyi şiddetle yapan Vova karakterine hayat veriyor. 

Ukrayna’nın vahşetin egemen olduğu,mafyalaşmanın tavan yaptığı 90'lı yıllarında hayatta kalmaya çalışan Gergedan lakaplı genç bir gangsterin hikayesi hem ülkedeki yaşamın ne kadar kötü olduğunu, hem ilişkilerin çıkar ve torpil ile ilerlediği, devlet-mafya ilişkilerinin çürümüş yapısı ile ülkede asayiş(!!!)in sağlanmaya çalışıldığı,eğitim almamış gençlerin şiddete ve mafyaya yöneldiği hem de silahın ve şiddetin hakimiyetini anlatıyor.

Gergedan karakteri için bir arkadaşından esinlenen Sentsov’un, 2014'te Rus İstihbarat Teşkilatı tarafından tutuklanınca filmin yapımı kesintiye uğradı ve Almanya,Ukrayna,Polonya yapımı filmin çekimleri ancak 2019’da serbest bırakılışının ardından devam edebildi ve 2021’de sinemaseverlerle buluştu.

 

 

 

Kültür & Sanat Haberleri