Vermont Senatörü Sanders’ın, bu kadar güçlü bir aday profili çizeceğini kimse tahmin etmemişti. Kampanya başlangıcında Demokrat Parti tabanının Sanders’a verdiği destek, Hillary Clinton’ın 40 puan gerisindeyken, şimdi neredeyse eşitlenmiş durumda.
Sanders, Iowa’da gerçekleşen ön seçimlerde Demokrat oyların yüzde 49.6’sını alarak Clinton’ın yalnızca binde 3 gerisinde kaldı. New Hampshire’da ise oyların yüzde 60’ını alarak Clinton’a fark attı.
1941 doğumlu Sanders, 2006’dan bu yana ABD Senatosu’nda Vermont senatörlüğü görevini yapıyor. Aynı zamanda tek Yahudi başkan adayı.
Gençliğinde de aktivistti
Sanders’ın aktivist kimliği genç yaşlarına dayanıyor.
Sanders, 20’li yaşlarında Irk Eşitliği Kongre degelesi olarak Şikago Üniversitesi kampüsündeki ayrımcılık karşıtı oturma eylemine öncülük etti.
1981’de Burlington belediye başkanı oldu. Başkanlığı döneminde düşük fiyatlı ev projesi yaparak yoksulları ev sahibi yaptı.
ABD’nin Körfez Savaşı ve Irak Savaşı’na müdahil olmasına karşı çıktı.
‘Demokratik sosyalist’ kampanya
Sanders, kendisini ‘demokratik sosyalist’ olarak tanımlıyor ve zenginlere karşı yoksulları korumasıyla biliniyor. Gelgelelim, bu tabir onun klasik anlamda sosyalist olduğu anlamına gelmiyor. İskandinav ülkelerindeki demokratik yapıyı sıklıkla öven Sanders’ın düşüncesi sosyal demokrasiye daha yakın.
Demokrat aday düşüncesini şöyle açıklıyor: “Bana göre demokratik sosyalizm, tüm vatandaşlarımızın sağlık hizmeti hakkına sahip olmasında devletin çok önemli bir yol oynaması demek, Paranın egemen olmadığı bir hükümet kurmak demek.”
‘Yüzde bir’e karşı, ‘yüzde 99’u savunuyor
Kampanyasında “Siyasal devrim başlatmaya hazır mısın?” sloganını kullanan 75 yaşındaki aday, ‘Wall Street’i İşgal Et’in söylemine de başvuruyor: “Adaletsizlik had safhada. Dünya en müreffeh ülkesinde yaşıyoruz. Ama Amerikalıların çoğu bunu bilmiyor. Çünkü gelirlerin çoğu yüzde bire gidiyor.”
Sanders, en büyük desteği gençlerden ve bağımsızlardan alıyor.
Sanders’ın vaatleri de ‘demokratik sosyalist’ kimliğini yansıtır nitelikte.
Ekonomi: Ülkedeki gelir eşitsizliğini azaltmak için zenginlerden daha çok, yoksullardansa daha az vergi alınacak. Asgari ücret, saatlik 15 dolara yükselecek. Okullara yönelik devlet desteği artırılacak, gençlere geniş iş imkânları yaratılacak.
Adalet: Göçmenler ABD’ye daha rahat girecek. Polisin siyahilere uyguladığı şiddete karşı önlemler alınacak.
Dış Politika: Ülkelere askeri müdahale gerçekleştirilmeyecek, diplomatik çabalar ön plana çıkarılacak.
Sürpriz olmaz
Sanders, siyasi yönelimi ve vaatleriyle ABD’de alışılagelmiş başkan figürlerden epey farklı bir yerde duruyor.
Şimdiden kamuoyunda konuşulmaya başlayan ve ABD’nin tabularını yıkmayı hedefleyen Sanders’ın, Demokrat Parti adayı olduğu takdirde 8 Kasım’daki seçimlerde Cumhuriyetçi rakibini geçerek ABD başkanı olması hiç şaşırtıcı olmaz.
Kaynak: DİKEN