Türkiye iç siyaseti uzun zamandır tek parti iktidarında ilerliyor.
AK Parti’nin üçüncü döneminde daha muhafazakar ve beklentilerin önemli ölçüde sekteye uğradığı, geleceğe ilişkin endişelerin biriktirildiği bir sürece girildiği eleştirileri var uzun zamandır.
Muhalefet ise geçerli bir alternatif yaratamıyor.
Özellikle siyasetin sol temsilcisi olarak CHP, sırf AK Parti karşıtlığının ötesine geçemeyen bir söylemle dikkat çekiyor.
Böyle bir ortamda da solda yeni bir birliktelik oluşturma çabaları başladı. Yeşiller Partisi ile Eşitlik ve Demokrasi Partisi birleşti.
Pazar günü düzenlenecek kuruluş kongresinin ardından ise, daha geniş bir örgütleme çabasına girilecek.
Bu çabalarla ilgili en fazla heyecan veren unsurların başında, imza kampanyasıyla bu harekete destek veren birçok aydını da içinde barındırması.
Özellikle geçmiş dönemde AK Parti’yi klişeleşmiş siyasi sistemin dışında görüp, ciddi bir alternatif olarak tanımlayıp, önemli bir destek verdi, aydın kesim.
Bu destek yanında iş dünyasının da desteği ile AK Parti merkezileşme yolunda önemli bir adım attı.
Çünkü parti, Kıbrıs sorunundan Ermeni ve Kürt meselesine, sivilleşmeden ekonomi alanlarına kadar sistem dışında yeni bir söylemle soyunmuştu, siyasete.
Böylelikle büyük bir kredi aldı ve heyecanla da desteklendi. Tabii bu desteğin bir tarafında da statüko tarafından mağdur edilen taraf rolü vardı AKP’nin.
Oysa şimdi yeni mağdurlar yaratmakla eleştiriliyor, en fazla.
Zamanla AK Parti muhafazakarlaştı. İş dünyasıyla limonileşmeye başlarken aydın kesimin de çekilmeye başladığı bir sürece girdi.
Yine de her şeye rağmen, üçüncü döneminde de oylarını artıran dünya liderliğine oynayan bir siyasetin temsilcisi.
Ve ne kadar eleştirilse de ne kadar demokratikleşme alanında tehdit olarak görülse de uzun süre siyasette belirleyici olmaya aday.
En azından karşısına yeni şeyler söyleyecek bir alternatif çıkmadığı sürece.
Solda yeni birleşme arayışlarının bu siyasete ne kadar alternatif olacağını zaman gösterecek. Özellikle yüksek seçim barajı bunun önünde önemli bir engel.
Ama bu alternatif arayışlarına destek veren isimler heyecan verici.
Lale Mansur’dan, Hale Soygazi’ye Cemil İpekçi’den Adalet Ağaoğlu’na kadar sanatçılar, var destek beyan edenler arasında.
Cengiz Aktar, Ahmet İnsel, Murat Belge, Ahmet Ümit gibi akademisyen, yazar, aydın kesimin temsilcileri var.
Ve daha buraya adı sığamayacak türlü isim.
Sadece bu bile ortada bir ihtiyaç olduğuna yönelik bir işarettir.
En kötü şey alternatifsizlik... Dileyelim ki, bu alanda bir ümit yaratılabilsin.
Ve dileyelim ki buralara da örnek olsun.
Zira yeni söylem geliştirmek, vizyon yaratabilmek önemli. Siyasetin hakimiyetini ele geçirmiş eski tüfek söylemlerin artık sonu geldi.
Tıkanan ve krize doğru sürüklenen, denizin bittiği yerde, yeni yollar aramak zamanı artık.
Yüzlerin, siyasetlerin, vizyonların gençleşmesi, gelişmesi ve ilerlemesi zamanı.