'Yaşlılık' deyip geçmeyin

Sosyal paylaşım sitelerinin son trendi  ‘Yaşlılık’ uygulamasının altında aslında başka bir amaç olduğu ortaya çıktı.

Sosyal paylaşım sitelerine sıkça karşımıza çıkmaya başlayan ‘Yaşlılık’ fotoğraflarının perde gerisinde aslında başka bir amaç olduğu ortaya çıktı. Son günlerin popüler uygulaması  “FaceApp”ı telefonuna indiren kullanıcılardan veri toplandığı ve reklam verenlerle paylaşıldığı anlaşıldı.

Hürriyet'te yer alan  Ahmet Can imzalı haberde şu uyarılar yapıldı;

Son birkaç günden beri sosyal medyanın yeni bir fenomen uygulaması var. Rus ‘Wireless Lab’ tarafından 2017’de yayınlanan ‘FaceApp’ten bahsediyoruz. En bilinen özelliğiyle ‘yaşlandırma uygulaması’ da diyebiliriz. Akıllı telefonlara indirilen bu uygulama, görüntü işleme teknolojisiyle çalışıyor. Fotoğrafınızı çekiyorsunuz veya galeriden yüklüyorsunuz. Sonra birkaç dokunuşla filtreden geçiriyorsunuz.

İşte bu kadar. Birkaç dokunuşla kendinizi 70’li yaşlarda buluyorsunuz. Yaşlanmanın yanı sıra ücretsiz olarak gençleşmek, saç şeklinizi değiştirmek ve gözlük takmak gibi filtreler kullanılabiliyor. Yani para ödemeden eğleniyorsunuz.

İşte bu yüzden FaceApp, özellikle son 2-3 günden beri viral bir şekilde patladı. Ünlü ünsüz herkes bu uygulamayla yaptığı yaşlı fotoğraflarını paylaşıyor. Mesela, şu anda Instagram’ı açın ve hikâyelere (stories) bölümüne bakın. Mutlaka birkaç fotoğraf denk gelecektir.

Buraya kadar işin eğlence boyutunu anlattık. Ancak kullanıcıların bu tip ücretsiz olan servislerde unutmaması gereken bir söz var. O da, “Aldığınız hizmet karşısında bir ücret ödemiyorsanız, ürün aslında sizsiniz.” Google, nasıl sizi arama motoruyla dünyanın bilgisine ücretsiz ulaştırıp, sizi reklam ürünü olarak kullanıyorsa FaceApp de bunun küçük boyutlusunu gerçekleştiriyor.

Yani sizin bilgilerinizi alıyor ve bu verilerinizi üçüncü taraflarla ve reklam verenlerle paylaşıyor. Uygulamayı indirdikten sonra sizden bazı izinler alınıyor. Bu izinler arasında yok yok. Kamera, çekilen fotoğraflar, videolar, cihaz içeriğini görüntüleme... Bunlar yalnızca bazıları. Uygulama mağazalarına girerek FaceApp’in istediği izinleri görebilirsiniz.

İş bununla sınırlı değil. Aynı zamanda bir de ‘Gizlilik Sözleşmesi’ne göz atın. Verdiğiniz bu izinlerden toplanan verilerin nasıl kullanıldığı ‘Gizlilik Sözleşmesi’nde yazıyor. Özellikle birkaç madde var ki, siz eğlenirken toplanan verilerin hangi amaçlarla kullanılabileceğini açık açık gösteriyor

Kullanıcı içeriğini ve bilgilerini (Çerezler (cookie), log kayıtları, konum ve kullanımdan gelen verilerden fazlası olabilir) FaceApp’in parçası olduğu şirketlerle paylaşabiliriz. Ortaklar bu bilgileri, kendi servisleri ve kullanıcılara verdikleri hizmeti iyileştirmek için kullanabilir.

Ayrıca bilgilerinizi, çerezler, log kayıtları, cihaz tanımlayıcıları ve konum verileri gibi araçlardan gelen bilgileri, hizmet vermemize yardımcı olan üçüncü taraf kuruluşlarla (Servis sağlayıcılar) paylaşabiliriz. Servis sağlayıcılarımıza, ‘makul’ bir şekilde gerekli olan bilgilerinize erişim sağlanacaktır.

Çerez verileri gibi belirli bilgileri üçüncü taraf reklam ortaklarıyla da paylaşabiliriz. Bu bilgiler, üçüncü taraf reklam ağlarının yanı sıra en fazla ilgi çekeceğine inandıkları hedeflenmiş reklamlar yayınlamasına olanak tanıyacaktır.

Çağımız veri çağı ve sosyal medyada paylaşılan her içerik bir dijital ayak izi bırakıyor. En değerli verilerin başında ise fotoğrafların olduğunu unutmayın. (Hürriyet/ Ahmet Can)


EN SON HABER, isimli haber sitesi de "FaceApp" uygulamasının tehlikeleri konusunda uyardı:

FaceApp uygulamasını indirdiğinizde, telefonunuzdaki dosyalara erişebilmek için sizden birkaç izin talep ediyor. Uygulamanın gizlilik politikasında ise kullanıcı verilerinin toplanabileceği ve diğer şirketlerle paylaşılabileceği açıkça belirtilmiş durumda.

Yani bir kullanıcı FaceApp uygulamasını yüklediğinde, otomatik olarak bu unsurları kabul etmiş sayılıyor ve veri paylaşımına izin veriyor.

Aslında birçok mobil uygulama, siz farkında olmasanız bile verilerinizi toplayıp farklı kuruluşa reklam amaçlı satıyor. Ancak FaceApp uygulamasının bir anda popüler hale gelmesi, toplanan veri boyutunu da inanılmaz derecede artırabiliyor.

2017 yılında yayınlanmasına rağmen 2 yıl sonra Türkiye’de popüler hale gelen uygulama, geliştiricileri de bir hayli şaşırtmış durumda.

Facebook'un, birçok kullanıcının verilerini sattığı Cambridge Analytica skandalından sonra hiçbir uygulamaya güvenmemiz gerektiğini, bir kez daha hatırlatmakta fayda var.

GEÇMİŞE BİR YOLCULUK YAPALIM: 2017

FaceApp uygulamasının yayınlandığı yıla, yani 2017'ye götürelim ve hukuk firması Marque Lawyers'ın yönetici ortağı olan Michael Bradley'ın açıklamalarına yer verelim:

''Yüzlerini isimleriyle veya diğer verilerle birlikte uygulamalarla paylaşan kullanıcıları, gelecekte kullanılmak üzere tasarlanmış yüz tanıma sistemleri için oldukça savunmasız hale gelebilir. FaceApp'ın gizlilik politikasına baktığımızda, uygulamayı kullanan kullanıcılar verilerin FaceApp uygulamasına gönderilmesini kabul etmiş sayılıyor. Uygulama ise bu verileri diğer şirketlerle paylaşabileceğini gizlilik politikasında açıkça belirtiyor.

FaceApp eğer ileride başka bir şirkete satılırsa, kullanıcı bilgilerinin bulunduğu veritabanı da o şirkete satılmış olacak. FaceApp gibi uygulamaları kullanırken, yüz verilerimizin kolaylıkla siber korsanların eline geçebileceğini de unutmamak gerekir.''

2017 YILINI İNCELEMEYE DEVAM EDİYORUZ

FaceApp uygulamasının, 2017 yılında yayınlandığını yazımızın başında sizlerle paylaşmıştık. Uygulama ilk yayınlandığında, başta ABD olmak üzere birçok ülkede popüler olmaya başladı. Ancak uygulamanın o yıllarda bir anda popüler olması birçok güvenlik şirketinin de dikkatini çekti.

Kaspersky Lab’daki güvenlik araştırmacısı David Emm,''İnsanlara bir uygulamayı indirmeden ve gizlilik ayarlarını kabul etmeden önce verilerinizin nasıl kullanılabileceğini düşünmeleri ediyoruz.” açıklamasını yaparak, FaceApp uygulamasının tehlikeli olabileceğine vurgu yaptı.

BU NE YAMAN ÇELİŞKİ?

FaceApp uygulaması, 2014 yılında kurulan Wireless Lab. şirketinin sahibi Rus vatandaşı Yaroslav Goncharov olarak görülüyor. Ancak uygulama mağazalarındaki kayıtlara göre FaceApp uygulamasının adresi, ABD'deki Delaware eyaletinin Wilmington bölgesinde bulunuyor.

Şirketin geçmişte satılıp satılmadığı bilinmese de kullanıcı verilerinin, sürekli başka yerlere aktarıldığı kesin.

BİR GÜVENLİK UZMANININ DAHA AÇIKLAMASINA BAKALIM

Securízame güvenlik uzmanı olan Lorenzo Martínez, bu tür uygulamaların çok fazla veri topladığına inanıyor ve şu ifadelere yer veriyor: ''Size ait olmayan hiçbir uygulamaya tam olarak güvenmeyin. Yüzünüzü yaşlandırmaya yarayan bu algoritmalar, bunu yaptığı gibi biyometrik verilerinizi de rahatlıkla toplayabilir. Eğer yine de bu uygulamaları kullanmak istiyorsanız, fotoğrafınızı herkesin erişimine açtığınızı bilmenizde fayda var.''

Yavaş yavaş içeriğimiz sonuna gelirken, Ukrayna'daki yetkililerin son günlerde FaceApp uygulamasını yasaklamak istediğini de hatırlatalım.

Bü bütün bu bilgileri bir araya getirdiğimizde FaceApp türündeki birçok uygulamanın, aslında kullanıcı verilerini topladığını söylememiz yanlış olmaz. Ancak bir uygulama ne kadar popülerse, topladığı veri miktarı da o kadar fazla oluyor.

Son olarak FaceApp uygulamasının gizlilik politikasında yer alan şu cümle ile yazımızın sonuna geliyoruz: ''FaceApp,  uygulama ile paylaştığınız hiçbir bilginin güvenliğini garanti edemez.''

Muhammet KARAL/ EN SON HABER

İlgili Haberler

Dünya Haberleri