Ve işte son 24 saate girdik.
Dünya çapında sansasyon ve heyecan yaratan ‘Maya takviminin sonu’ iddiasının ‘hikaye’ olup olmadığını anlamağa az kaldı.
Mayaların haklı çıkacağına tümüyle inanan ya da benim gibi topyekün ‘hiçbir şey olmaz’ diyenler olduğu gibi, senaryoya kısmen inananlar da var.
Keşke Maya takviminde olduğu iddia edilen öngörü doğru çıkar da birkaç günlük karanlığın ardından dünya ‘yeni ve iyi bir dönem’e girse!..
Fena mı olur?
Sahi, nasıl bir dünya istiyoruz biz?
22 Aralık sabahı nasıl bir yaşam arzuluyoruz gözümüzü açtığımızda?
Madem mutlu değiliz dünyanın bugünkü halinden, neleri değiştirmek istiyoruz?
21 Aralık merakı sürerken, ‘güzel bir dünya’nın hayalini kurmak yasak değil nasılsa…
Gelin o hayali kuralım bugün!
‘Öyle bir dünya olsun ki’ diyerek…
--
Öyle bir dünya olsun ki, hiçbir bebek aç kalmasın.
Çocuklar anne-baba özlemi yaşamasın.
Hiçbir ana yüreği evlat acısıyla burkulmasın.
Tek bir genç bile doğduğu ülkeyi terk etmek zorunda kalmasın.
Hiçbir sevda karşılıksız kalmasın.
Hiçbir insanoğlu bir başka insanı öldürmesin.
Kimse bir başkasının malına göz koymasın, çalmasın, çalmak zorunda kalmasın.
Hiçbir çocuk eğitimsiz, okulsuz kalmasın.
Bilim insanları bomba üretmesin.
Dünya yüzündeki bütün silahlar yakılsın, gömülsün, yok edilsin.
Hiçbir ülke yöneticisi kaba kuvvete dayalı bir mantığa sahip olmasın.
İnsanlara baskı yapan, korku salan, tehdit savuran insanlar adam yerine konulmasın.
İnsanlar hapse düşmesin, kimsenin özgürlüğü kısıtlanmasın.
Bütün dünyada barış, huzur ortamı oluşsun.
Yer altı ya da yer üstü kaynaklarının paylaşım kavgası yüzünden halklar birbirine düşman edilmesin.
Yediği önünde, yemediği arkasında olup, yoksulluk nedir bilmeyenler zor koşullarda yaşamanın ne olduğunu öğrensin.
Kötü niyetli insanlar toplumdan dışlansın, yüzüne bakılmasın.
Para kullanımı ortadan kalksın.
Özel mülk olmasın.
Dünya malı bütün dünyalıların olsun.
Evsize ev, işsize iş, eşsize eş bulunsun.
Ve kimse ağlamasın, bütün yüzler gülsün.
--
21 Aralık öncesi son yazıyı Mayalara ithaf ediyorum.
Olur da yarını göremezsek, binlerce yıl sonrasına bir ‘dilek’ bırakmak için…
Yarından sonra da görüşmek umuduyla!