‘Tatil Köyü’

“Cezaevi değil, tam bir tatil köyü” diyor, gardiyan... Örnek veriyor: “Mesela benim evimde Digiturk yok, burada var...” Ve sonra şu görüşünü de koyuyor ortaya: “Cezaevi caydırıcılığını kaybetti...” *** Tabii

 

 

“Cezaevi değil, tam bir tatil köyü” diyor, gardiyan...

Örnek veriyor:

“Mesela benim evimde Digiturk yok, burada var...”

Ve sonra şu görüşünü de koyuyor ortaya:

“Cezaevi caydırıcılığını kaybetti...”

 

***

 

Tabii anlaşamadığımız bir nokta var, “çalışma saatleri”...

Onca “risk” var üzerlerinde...

Onca “psikolojik baskı”...

Onca “sistemsizlik”...

Haklılar...

Ama 12 saat çalış, 72 saat dinlen gibi bir düzen için de diyorum ki, “Sadece mahkumlara değil, size de tatil köyü...”

 

***

 

Kıbrıs Türk Gardiyanlar Birliği’nin yeni yönetiminden arkadaşlar geldi ziyaretimize, çok da iyi oldu.

Hem sohbet ettik.

Hem de anlattıklarıyla bilgilendik, şaşırdık bir kez daha..

 

***

 

Biliyor musunuz, mahkumiyeti sonrasında sınır dışı edilen ve üç kez yeniden adaya gelen, yeniden suç işleyen, yeniden cezaevine düşen mahkum var!..

Üç kez!..

Sınır dışı edilmesine rağmen...

Farklı kimlikle, kaçak yeniden gelen....

Bunları niye yazmıyor peki Türkiye basını, bunları niye manşete taşımıyor  Hürriyet’in Milliyet’in editörleri acaba?

Ya da Türkiye’nin bakanlarının, elçilerinin hiç mi bilgisi yok bu yaşananlardan ?

Sonra da ülke “sorma gir hanı” deyince, bozuluyor birileri...

 

***

 

Mesela “yurttaş” olmayan bir katil.

Müebbet almış.

40 sene hapis yatacak...

İade edilmiyor...

Niye?

Çünkü ancak “kendi isteği” olursa ülkesine iade edilebiliyor...

Peki ne olacak, yedirecek, içirecek, yatıracak, kaldıracaksınız, 40 sene...

Elbette yurttaş olsun ya da olmasın, herkesin insan hakkı vardır...

Tüm haklar eşittir, tüm insanlar için, elbette...

Öyle de, dönüp yüzümüze vurmayacaksınız ikide birde, “besleme” diye...

Göreceksiniz bu gerçeği de...

 

 

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri