KENDİ KARAKTERİNİZİ YARATMAK
Organik bir süreç olarak da tanımlanabilen Yaşam, sizi ilkelerinize ve değerlerinize ulaştırabilecek bir süreçtir de bir bakıma...
Bu organik sürecin de kattığı bir özellikle, ilkelerinize ve değerlerinize yönelik heyecanınızı, aşkınızı ve ihtirasınızı kaybetmek, aslında öz itibarı ile yaşama isteğinizi de kaybetmek anlamına gelmektedir...
Yaşam sürecinde ulaşabileceğiniz başarılar arasında en önemlisi ve başat olanı;
İlke ve diğerlerinizin tümünü mümkün kılacak olan şeydir...
O şey de, kendi karakterinizi yaratmaktır...
DEĞER VE İLKE KÜLTÜRÜ
Mizacım değildir siyasi partilerin iç işleyişleri ile ilgili konuşmak, karışmak, lâf söylemek; böyle bir davranıma sahip olmadım bugüne kadar, olmak da istemem...
Ancak düşünce, fikir ve bilgi üzerinden tartışmak ve değerlendirmek isterim olay ve olguları...
Aylardır UBP içerisinde yaşanan erk mücadelesine de bu yüzden müdahil olmak istemedim hiç; istemem de...
Fakat işin ucu gelip tüm toplumu hem de olumsuz etkileyen boyutlara ulaşınca, üstelik yargıya da taşınıp yargı tarafından karar da verildikten sonra, bir durum analizi yapmadan da edemiyor insan;
Çünkü UBP'nin iç işlerinde çözülmesi gereken durumlar tüm topluma taşıttırılmış, ülke yönetilmez bir sürece sürüklenmiştir; halen de sürükleniyor...
Ve bu da Kıbrıs Türk Toplumuna onarılması çok zor yaralar açmıştır, açmaya da devam etmektedir...
UBP'nin özellikle son 4 yıldır Kıbrıs Türk Toplumuna tanıştırmış ve hatta yapıştırmış olduğu olumsuz gelişmelerin analiz edilmesi bu nedenle UBP'nin iç işlerine karışmak olarak yorumlanmamalı, tam aksine sorunlarını içlerinde çözmeleri adına katkı olarak dahi değerlendirilmelidir...
Çünkü UBP de eğer bu toplumun nicel olarak büyük bir siyasi örgütlenmesi ise; orada yaşanan ve son aylarda ayyuka çıkan ilkesizlik ve değersizliklerin tüm topluma bir virüs gibi yayılmaya devam ettiği de gözle görülür ve hissedilir bir durum yaratmaktadır ve tüm toplumun motivasyon ve psikolojisini derinden etkilemekte, umutsuzluğu körüklemektedir...
YARANMA VE YANAŞMA KÜLTÜRÜ
Aslında;
"UBP'nin bir siyasi karakteri yok ki! değer ve ilke kültürleri olsun...!" demek pek de yanlış olmayacaktır gelinen bu konjonktürde...
İlke ve değerleri olmayan bir insanın veya insanların da hâliyle "uyum kabiliyeti" yüksek olur..!
Müthiş bir ikiyüzlülük, yaranma ve yanaşma kültürleri bu yüzdendir.
Yarın AKP'liler istesin, UBP'de "Atatürk allerjisi " de çıkar; çünkü ilkeleri doğrultusunda aldıkları bir nev-i şahsına münhasır şekilleri yok..!
Türkiye'nin taleplerine çok yakın hareket etme mecburiyetleri, bir gün Kemalistlerin, diğer gün İslâmistlerin isteklerine uyum gösterme sebebleri de bundan dolayıdır;
Milletvekillerinin parti parti, kapı kapı dolaşmaları da ...!
Yani;
Ne adabı var, ne kuralı var..!
Hiçbir değer yükü yok ..!
"Demokrasi ilkesi " mi sayılıyor bu transferler?
Siz, bu halkla bir “bağ” kurup siyaset yapabilir misiniz artık?
SİYASETİ MADARA ETMEYE NE HAKLARI VAR ?
Hukuki tartışmalara, süreçlere katılmak, saygılı olmak istemiyorsunuz, tamam da...
Da'sı şu:
Hukuka da posta konur mu ?
Siyasetin böylesine "madara" olduğu bir dönem daha var mı?
Gündemin, siyasetin düzeyini düşürdükçe düşürüyorsunuz.
Sanki üç milletvekili transfer edince durum düzeliyormuş gibi...!
Siyasette çok şey gördüm de, “bizim karakterimiz yok” diye tutturan bir iktidara ilk defa rastlıyorum..!
KKTC, ciddi sorunları olan bir ülke.
Toplum, parlamentodan ciddi çözümler ve öneriler bekliyor ...
Toplum iktidardan sorunlara çözüm getirecek icraat bekliyor...
Onlarınsa siyasetteki bu düzeyi düşürmesi sorunlarımızı çözüyor mu ?
Siyaset sizin sandığınız şey değildir.
Siyaset, aşağıdan yukarıya bir değer sistemi hiyerarşisidir...