O utanç ‘randevusu’, Beyaz Ev ve dava!

Cenk Mutluyakalı

Beyaz Ev için genelev benzetmesi yapmıştı, gazeteci Ali Kişmir.
Ortada hiçbir gerekçe yoksa ağır bir kinayedir bu!

Malum, “Beyaz Ev” güvenlik kuvvetlerinin elinde tuttuğu beşparmakların tepesinde özel bir mekândır.
Askeri Gazino” derler.
Vyronas Pavlides’in malı aslında, hani, “Mavi Köşk”ün de sahibi…

“Beyaz Ev”i yakın geçmişte seçim karargahı gibi kullandılar.
Sorun da böyle başladı zaten…

Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın tüm tarihinde Kıbrıs doğumlu tek bir komutanı yoktur, bilirsiniz.
Kıbrıs tarihini 1571’den başlatıyorlar ya!
Bu coğrafya 450 senede Güvenlik Kuvvetleri’ne komutanlık yapacak tek bir “vatan evladı” doğuramadı (!)
Ecdadımızın böyle de bir yokluğu var.


Çünkü burada doğanları “Türk” soyundan saymazlar!
“Komutan” yapmazlar.
En “milliyetçilerin” bile buna itirazı olmaması ayrı bir ilginçliktir.

Niçin bu ordunun en tepesinde soyunda sopunda Kıbrıs adası doğumlu kimse olmadı?
Ne komutan!
Ne Kurmay Başkanı!
Ne Alay Komutanı!
Niçin sahi?

Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Yasası’nın 4’üncü maddesinde yazar bu:
“Güvenlik Kuvvetleri Komutanı ve kilit personeli Türk asıllı yurttaşlardan seçilerek atanır.”

İşte o “kilit” personel “soy” üzerinden bir seçim kampanyası yaparak “Beyaz Ev”i kararttı.


Bir benzetme, bir dava

“Beyaz Ev”e en son bir basın daveti sonucu gitmiştim, davet eden komutanı ve senesini de unuttum. Çok geniş bir yelpazede gazeteciler çağrılmıştı. Öyle yuvarlak masalar vardı, ben dahil özellikle muhalif isimleri kendi masasına almıştı komutan, çok da nazik ve hoş sohbetti.

10 sene olmuştur belki.
Ne o komutanı gördük bir daha ne de böylesi bir davet oldu.

Neyse!
Bir dava var şimdi önümüzde…
“Beyaz Ev” için bir benzetme yapılmıştı.
Peki, niçin?

Kıbrıslı Türklerin dünyadaki tek tanınmış temsilcisini belirleyeceği seçime bu mekanda müdahale edilmişti çünkü... TC Lefkoşa Büyükelçisi, kimi milletvekillerini toplamış, o dönemki Cumhurbaşkanı’nın ifadesiyle bu yemeğe komutanlar ve Milli İstihbarat Teşkilatı sorumlusu da katılmıştı.

Demokrasiye, iradeye, bu ülke insanının kendi kendini yönetme hakkına bir müdahaleydi bu!
“Beyaz Ev” böylesi bir ahlak dışı “randevu”da gündeme gelmişti.

Tahkir, tezyif

Gazeteci Ali Kişmir’e Güvenlik Kuvvetlerinin manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif ettiği iddiası ile Polis tarafından dava okunmuş.
Askeri Suç ve Cezalar yasası altında, böylesi bir eyleme 10 yıla kadar hapislik ön görülüyor.

Tahkir, onur kırma ve aşağılama demektir.
Tezyif, küçültmek ve alay etmek…

Onuru kırılan, aşağılanan, küçük düşürülen ve alay edilen bu toplumun iradesidir, tarihidir, haysiyetidir, kendisidir.


Bunu hatırlattığı için bir gazeteciyi hapse atacaklarmış.
Önce bu ülke insanından özür dilesinler.

Kıbrıs’ı yıkarız başınıza, hadi oradan!



Toprak bütünlüğü

TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya’nın Donetsk ve Luhansk Cumhuriyetleri'ni tanıma kararının Ukrayna'nın siyasi birliğinin, egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün açık ihlali anlamına geldiğini söyledi.

Ne ilginç şu siyasi birlik, egemenlik, hele de toprak bütünlüğü!
Siz anladınız ne demek istediğimi…