Başbakan çok kızdı. Söylentilere göre ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisi konusunda etrafa emirler bile yağdırmış. Bu rezilliğin durdurulmasını istemiş. Adam koskoca bir Başbakan. Emirlerine karşı çıkacak olanın vay haline. Bu önemli mesele Meclis kürsüsüne bile taşınmış. Durum böyleyken ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisinin geleceği ile ilgili bir tahminde bulunmak zor.
Yapımcılar “Böyle dizi yapımcılığı olmaz olsun...” der de pes eder mi ? Yapımcılar “Aman Başbakan’ı kızdırmayalım..”diyerek senaryoda oynamalar yaparlar, Saray entrikalarından vazgeçer, savaş meydanlarını, zaferleri, kahramanlıkları ön plana çıkarırlar mı ? Yapımcılar, sonuçta karşılarına çıkacak her türlü sürprize kendilerini hazırlayarak, sonuçlarına da katlanarak aynı çizgide devam ederler mi ? RTÜK devreye girer, bir sürü gerekçelerle dizinin yayınını durdurur mu ? Bir ‘özel’ savcı dizi yapımcıları hakkında soruşturma başlatır mı ?
Aha size bir sürü soru. Bekleyip göreceğiz neler olacağını.
***
Kabul etmeliyiz ki Türk halkı, özeleştiri yapmayı hiç ama hiç bilmiyor, kabul edemiyor. Hele bazı kurumları veya tabulaştırılmış kişileri konu alıp, -doğru veya hayali- sinema filmiymiş, TV dizisiymiş yapmayı asla kabul edemeyen bir toplum yaratılmış uzun ve sebatlı çabalar sonucu. Bunu değiştirecek babayiğit de çıkamamış bir türlü.
Cesursanız, Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili, gerçek veya hayali bir konu üzerinde eleştirisel bir yapım çıkarın ortaya. Görürüsünüz başınıza gelecekleri.
Cesursanız, Kurtuluş Savaşı ile ilgili, gerçek veya hayali bir hikaye üzerine eleştirisel bir yapım çıkarın ortaya. Görürsünüz başınıza gelecekleri.
Hele hele resmi tarih dışına çıkarak, tarihi olaylar veya tarihi kişilerle ilgili ‘belgesel’ yapmak ?????? Ne mümkün....
Bırakın tabulaştırılmış kişileri ve olayları...
Cesursanız eğer, Türk doktorları, Türk adaleti, Türk Polisi, Türk Esnafı, Türk Kapıcıları ile ilgili eleştirisel bir yapım çıkarın ortaya. Görürsünüz başınıza gelecekleri.
Çünkü Türk, birey olarak, orada burada eleştiri yapar ama örneğin doktorlar arasında, kötü niyetliler olabileceğini, bunun da bir TV dizisi bir sinema filmine konu olmasını hazmedemez.
Çünkü Türk, bireysel olarak eleştirir ama, örneğin Türk polisi içinde yolunda çıkmış olanların, rüşvet alanların, katil olanların, bir TV dizisi veya bir sinema filmine konu olmasını hazmedemez.
Örneğin, hapishanelerde neler olup bittiğini, bırakın Türk halkını artık dünya biliyor. Ama bu konuda, cesursanız eğer, hayali veya gerçek bir TV filmi veya bir sinema filmi yapmaya kalkın. Görürsünüz başınıza gelecekleri.
Türkiye’nin en iyi belgesel yapımcılarından biri olan Can Dündar’ın ‘Mustafa’ belgeseli nedeniyle uğradığı saldırıları unutmadınız herhalde. (Söz konusu belgesele eleştirilerin hep kendine ‘Atatürkçü’ diyenlerden geldiğini, Başbakan’dan bu konuda hiç ses çıkmadığını da hatırlatalım bu arada.)
***
Gelelim Başbakan’ın çok kızdığı ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisine......
Dizinin, özenle çekilmiş, mekanları, giysileri v.s. ile Türk TV’cilik tarihinde bir devir açtığını kabul etmemiz gerek önce. Dizide, bazı tarihi gerçeklerin es geçildiği, hatta zaman zaman önemli hatalar yapıldığı doğru..Seviyor izliyorsunuz veya sevmiyor izlemiyorsunuz, dizinin, ‘Kimin eli kimin cebinde’ olduğu belli olmayan, bir zamanların ünlü ‘Dallas’ dizisine döndüğü de doğru.
Eleştirecek birşeyler arıyorsanız, bulursunuz ve eleştirirsiniz. Bu en doğal hakkınız. Ama işi Başbakan seviyesinde ‘Osmanlıcılık’ ideallerinizle bambaşka noktalara çekerseniz işin rengi ister istemez değişir.
Başbakan’ın derin bir ‘Osmanlıcı’ olduğu ortada. Yadırgamamak lazım. Çünkü o da milyonlarca Türk insanı gibi, sayfaları hep zaferlerin, ihtişamların anlatıldığı resmi tarih kitapları ile büyümüş. Bilinmeyen veya saklananları bir türlü kabul edemeyen bir halkın çocuğu o da.
Eleştirdiği ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisinde anlatılanlar hepten doğru mu ? Hayır değil...
‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisinde sapmalar, saptırmalar var mı ? Evet var...
Ama unutmayalım. Bu sadece bir TV dizisi. Başka birşey değil. Yapımcıların bu diziyi yaparken “Biz herşeyi tarihsel gerçeklere dayandırarak yapıyoruz” iddiasında bulunduklarını da duymadım ben. Aynı, (örneğin) ‘Kurtlar Vadisi’ dizisinde, bir zamanların ‘Karaoğlan’ sinema filmlerinde ve sayacak onlarca örnekte olduğu gibi.