En nihayet Sertoğlu doğru yolda

Futbol Federasyonu başkanlığına geldiğinden beri genelde çok olumlu bir profil çizen Hasan Sertoğlu, özellikle, dış ilişkilerde biraz da geç olsa olumlu icraatların içine girdi. K.Kaymaklı başkanlığından başlayarak kanımca, kulüp başkanlığındaki diktatö

 

 

Futbol Federasyonu başkanlığına geldiğinden beri genelde çok olumlu bir profil çizen Hasan Sertoğlu, özellikle, dış ilişkilerde biraz da geç olsa olumlu icraatların içine girdi.

K.Kaymaklı başkanlığından başlayarak kanımca,  kulüp başkanlığındaki diktatörce, tek taraflı ve politik düşüncelerini camiaya empoze etmesinden kaynaklanan ters düşmemiz  özel ilişkilerimize de yansıyınca, Sertoğlu’na karşı sürekli muhalefet yapmaya devam ettim.

Bunu söylemekten de çekinmiyorum. Ömer Adal döneminde adeta iflas etmiş bir Futbol Federasyonu başkanlığını devraldı, beni ve Sertoğlu’na muhalefet eden çevrenin hayretleri içerisinde bir bir olumlu icraatlarına başladı.

Önce, iflas etmiş bir Futbol Federasyonu mali yapısını mucizevi bir şekilde düzeltirken, Federasyonu artıya da geçirdi. İlk etapta, yıllardır köhneleşmiş Futbol Federasyonu merkez binasını tılsımlı bir değnekle çağdaş bir hale getirdi.

Kulüpler ve hakemler üzerinde bir takım spekülasyonları sıfır derecesine indirmeye çalıştı. Ancak, bu konunda istediği mesafeyi henüz alamadı. Bu arada, daha çağdaş, daha güncel tüzük ve talimatları hayata geçiren Sertoğlu’nun bu köhnemiş yapıyı eğer, futboldan nemalanmak isteyen politikayı ve politikacıları Futbol Federasyonu’ndan uzak tutabilirse  değiştireceğinden eminim.

Tabii, zaman zaman benim ve sevgili dostum Raif Örtunç’un yazılarından rahatsız olduğunu açıklasa da biz doğru bildiğimiz yolda yürüyeceğiz. Bu arada, Sertoğlu kabul etse de etmese de, çevresine aldığı sürekli yanında taşımaktan çekinmediği ve doğal danışmanları olarak kabul ettiği bazı spor yazarları ile çizdiği profilin spor kamuoyunda yarattığı rahatsızlık da bir gerçek.

Neyse bunları bırakıp, Sertoğlu’nun olumlu icraatlarını yazmaya devam edelim. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmamazlığından kaynaklanan sözde spor ambargosunu aşmak için yıllardır yapılan mücadeleye gelelim. Bu tanınmamazlıktan kaynaklanan dış temasları aşmak için, NFBOARD gibi ne idiğü belirsiz bir kurumun düzenlediği ve birer panayır görünümünden öteye geçmeyen  Palyatif VİVA DÜNYA Kupası, Londra’daki Türklerin oluşturduğu karmalar ile  halkı avutmaya çalışıyor.

İşte, bu gayrı ciddi temaslar devam ederken ya kendisinin, ya da birilerinin telkiniyle eski FIFA Dış İlişkiler Sorumlusu Mösyö Champegne ile kurulan temaslar sonunda futbolun yasal zemini olan FIFA konusunda çalışmalar başlanıyor.

Bu arada, Champagne ile temaslar başlarken, 2007’deki FIFA önerilerini “ben olsam ufak tefek değişikliklerle kabul ederdim” diyerek sansasyonel bir başlangıç yapıyor. Ne var ki, bu başlangıç yapılırken, Sertoğlu  benim gibi bazı spor yazarlarının önerdiği FIFA ve Kıbrıs’ın tek yasal futbol Federasyonu KOP (Güney Kıbrıs Futbol Federasyonu) ile temas kurmaya öncelikle sıcak bakmıyordu.

Ama, ne olduysa Sertoğlu’nun iki yıldır beklediği Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören ile geçtiğimiz  hafta İstanbul’da yaptığı görüşmeden sonra oldu.

Sertoğlu Kuzey Kıbrıs’a gelir gelmez, çok gizli bir şekilde ortak dostlarıyle KOP Başkanı Gutsongomis ile Limasol’da bir yemekte bulundu. Bir iddiaya göre, Sertoğlu’nu hiç de iyi karşılamayan hatta, soğuk davranan,  resim bile çektirmeyen Demirören’in, Sertoğlu’na Gutsongomis ile görüşmeyi önermesinden sonra, Sertoğlu-Gutsongomis görüşmesinin gerçekleştiğidir.

Diğer bir iddia da, bu toplantıda hazır bulunan Mösyö Champagne’in, Sertoğlu’na tek yolun Gutsongomis ile görüşmek olduğunu söylediğidir. Her ne kadar da, Gutsongomis Sertoğlu’nu KOP Binasında kabul etmese de, bu görüşme büyük bir adımdır. Devam et Sertoğlu.   

 


 

Besim, arı kovanına çomak soktu ama?

 

Tanınmamış olsak da, ne yazık ki, her ülkede olduğu gibi bizim ülkemizde de futbolun çirkinlikleri de sergilenmektedir. Bu bağlamda, geçtiğimiz hafta B.Bağcıl Başkanı Hasan Besim’in televizyon kanallarına  bağlanarak, isim vermeden dört üst düzey hakemi komploculukla ve çetecilikle suçlaması ortalığı gerdi.

Bu sözlerinde ısrar etmesinin ardından çok sevdiğim spor yazarı arkadaşım ve  duayenlerden  Fevzi Beyar’ın (Amcam) yaptığı haberde bu isimlerin Savaş Tilki, Ecvet Kanatlı, Mehmet Malek ile Serdar Bilgimer olduğunu ima ettiğini yazdı.

Ne var ki, bu büyük suçlamanın ardından sadece, Kıbrıs Türk Futbol Hakemleri ve Gözlemciler Derneği’nden bir kınama geldi.

Aslında, bu iddiaların  böyle hafif geçmesine hayret ettim dersem yalan değil. Bakın, dört üst düzey hakem suçlanıyor ve sadece bir kınama ile geçiştiriliyor. Bu konunda olması gereken, önce töhmet altında bırakılan bu dört hakemin hemen yasal girişim başlatması ve B.Bağcıl  Başkanı Hasan Besim’i bu iddiaları kanıtlamasına fırsat vermeleridir. Eğer, Besim bu iddiaları kanıtlayamazsa, bunun hesabını vermelidir. 

Buna ek olarak, Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Sertoğlu’da Hasan Besim’in iddialarını araştırmalı ve konuyu Futbol Federasyonu kurullarına taşımalıdır.

Aksi taktirde, bu iddialar bu dört hakemin boynunda kalacaktır. Besim, arı kovanına çomak soktu ama?????????? Sonuçlarına kendisi dahil herkes katlanmalıdır.

 


 

Güle güle Ulubay, hoş geldin Kara

 

Geçtiğimiz Salı gecesi bir güzel insanı bir başka görevi için Türkiye’ye uğurladık. Bu güzel insan, tam üç yıldır Telsim Kıbrıs Müdürlüğü görevini sürüdüren sevgili Ahmet Ulubay idi. Üç yıl boyunca, bulunduğu kurumu Kuzey Kıbrıs’ta zirveye çıkaran Ulubay, İstanbul Vodafone’da kilit bir göreve atanırken, bizleri hem gururlandırdı, hem de ayrılması nedeniyle üzdü.

Golden Tulip Otel’de düzenlenen veda kokteylinde aslında Ulubay yaptığı konuşmada Kıbrıslı Türklere olan sevgisini ve bağlılığını dile getirirken, artık Kuzey Kıbrıs’ın Türkiye’deki fahri temsilcilerinden biri olduğunu açıkladı.

Bu noktada, Ulubay ile tam üç yıldır mesai arkadaşlığı yapan Telsim Kıbrıs personelinin de Ulubay’a olan sevgilerini ve vefalarını görmek gözlerimi yaşarttı. Ama, bu personelin yeni Müdürü Rasim Karas’a da sevgi ve saygıyla sarıldığını gözlemledik.

Ulubay’ın görevi devrettiği arkadaşı yeni Telsim Kıbrıs Müdürü Rasim Karas ile de tanışmak onurunu yaşadık. İlk izlenimde müthiş bir vizyonu olduğu izlenimini yaratan Karas, Ulubay’dan aldığı bayrağı daha ileriye götüreceğini söyledi.

Ayrılıklar daima acı olmuştur ama kavuşmalar sevinçli. Bu bağlamda “Güle güle Ulubay, Hoş geldin Kara”diyorum.

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri