Cizre ve Surda yaşananlar Lefkoşada protesto edildi

Doğu ve Güney Doğulular Derneği'nin Cizre ve Doğu'da yaşanan olayları protesto etti.

 

Doğu ve Güney Doğulular Derneği'nin Cizre ve Doğu'da yaşanan olayları protesto etti. Dernek Kuğulu Park'ta basın açıklaması yaptı. “Zaman ezilen halkların dayanışma zamanıdır.” Diyen Doğu ve Güney Doğulular Derneği zulme karşı demokratik eylemsellik sürecine her insanın katkı sunması gerektiğini ifade etti.  Dernek ayrıca her alanda TC Devletinin tavrının lanetlenmesi gerektiğine vurgu yaparak “Kendine insanım diyen herkes vicdanını harekete geçirmeli, gücü oranında bu sürece bulunduğu alandan destek olması gerekmektedir. Ya karanlığın hükmü yüzyıllarca üzerimizde sürecek ya da yıllardır süren bu zulüm son bulacak, halklar bir arada iç içe özgür geleceğini kuracaktır.”ifadelerini kullandı.

Doğu ve Güney Doğulular Derneği basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Basına ve Kamuoyuna AKP hükümeti 'terörle mücadele' başlığı altında 7 Haziran seçimlerinden bu yana 500'e yakın çoğunluğu çocuk, yaşlı ve kadın olan sivilleri hiçbir savaş hukuku gözetmeden katletmiş ve katletmeye devam etmektedir. Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm dünyanın gözü önünde yapılan bu katliama dünya sessiz kalmaktadır.

Türkiye Hükümeti ve Devleti, Kürtlerin Rojava'da kimsenin gücünün yetmediği DAİŞ'e karşı zafer kazanması ve geriletmesi tüm dünya'ya moral olurken, DAİŞ çetelerine destek verdikleri ispatlanan, hırsızlık ve yolsuzluklara adı bulaşan ve belgelerle ispatlanan AKP hükümetinin tek başına hükümet kuramaması ile HDP'nin seçim başarısı AKP'nin kirli savaşanın başlangıcı olmuştur.

Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan tarafından başlatılan ve karşılıklı müzakereler şeklinde devam eden diyalog ve çözüm süreci hiçbir can kaybı yaşanmadan devam etmiştir. Daha sonra Devlet tarafının müzakereleri tek taraflı bitirerek topyekûn savaş ilan etmesine kadar da tüm provokasyonlara rağmen böyle sürmüştür.

'90'lı yılların uygulamalarını aşarak Şark Islahat planının güncelleştirilmesi temelinde bir boyuta varan saldırı ve katliamlar, ilk etapta Silvan, Silopi, Cizre, Sur, Nusaybin alanlarında gündeme konularak tüm Kürt coğrafyasına yaymayı planladığı Devlet ve Hükümet yetkililerinin değerlendirmelerinde açık bir biçimde görülmektedir.

Tüm Kürt coğrafyasını ateş altında tutarak, şehirleri ve yerleşim alanlarını insansızlaştırarak ağır silahlarla Kürt toplumuna karşı bir soykırım politikası izlemektedir. Aylardır Cizre'ye yönelik imha temelinde bir uygulamayı sistemli bir şekilde uygulayarak, hiç bir kural ve kaide tanımayan, uluslararası savaş hukukunda yeri olmayan kadın, çocuk, genç ve yaşlı demeden insanları öldürerek, yaralı insanların dahi infaz edildiği ve onlarca insanın yaralı iken katledilmesi kamuoyunun bilgisi dâhilindedir.

Bir tarafta bu katliamcı uygulamalar yapılırken, aynı zamanda AKP hükümetinin oluşturduğu havuz medyasının öncülüğünde toplumsal dezenformasyonun devreye sokulması katliamların üstünü örtmeye ve gerekçe bulma çabaları bundan sonraki niyetlerini de açık bir biçimde ortaya koymaktadır.

Tüm çağrılara rağmen onlarca insanı bodrumlarda kuşatarak adım adım imha etmeyi kamuoyunun gözleri önünde büyük bir iştahla sunan, toplumda kopuşa neden olan halkların ortak yaşamını tehdit eden AKP zihniyeti DAİŞ'in Rojava’da yürüttüğü Cami yakmalar, Talan, gasp, katliam canlı canlı insan yakmalar ve infazlar yapmalarından geri kalmamış DAİŞ'in Kürtlere olan öfkesi AKP zihniyetiyle ne kadar yakın bir zihniyeti olduğunu ortaya çıkarmıştır.

Tek bir Kürt kalmayana dek katliamlarını devam ettirecek olan bu anlayış ve zihniyete karşı tek bir Kürt kalsa da diz çökmeyeceğiz felsefesiyle Rojava'da iman, azim ve inançla mücadele ederek kazanan insanlıktan aldığımız inançla yürütülen bu ahlaksız savaşa karşı diz çökmeyeceğimizi buradan kamuoyu ile paylaşmak isteriz. Zaman ezilen halkların dayanışma zamanıdır.

Zulme karşı demokratik eylemsellik sürecine her insan katkı sunmalı, her alanda bu katliamlar lanetlenmeli ve kendine insanım diyen herkes vicdanını harekete geçirmeli, gücü oranında bu sürece bulunduğu alandan destek olması gerekmektedir. Ya karanlığın hükmü yüzyıllarca üzerimizde sürecek ya da yıllardır süren bu zulüm son bulacak, halklar bir arada iç içe özgür geleceğini kuracaktır. Cizre'de yaşanan açık katliam, bu savaş konseptinin ne kadar kirli ve AKP devletinden beklenti içinde olunmaması gerektiği mesajını açık ve net bir şekilde halklarımıza vermiştir.

Bir bodrumda arkadaşlarımız şahsında insanlık ateşe verilmiş ve Devlet soykırım politikasını bir daha Cizre'de göstermiştir. Cizre'ye, Sur'a sesiz kalmak daha büyük katliamlara izin vermektir. Bu temelde başta insan Haklarına inanan her bir fert, bu mücadeleye inanan destek sunan tüm kurum kuruluş, Aydın, yazar, akademisyen, inanç grupları 7'den 70'herkes bu katliamı kınamalı ve tepkisini ortaya koymalı.”

Fotoğraflar: Ahmet GÜNEŞ

Haberler Haberleri