Gittiler, aldılar, geldiler…
Bunu hep yapıyorlar zaten…
Daha önce ne olduğunu bilemedikleri için bir şey söyleyemediler…
Ankara’ya gittiler hep birlikte, verdiler paketi ellerine, geldiler, okuttukları gibi Ercan’da okudular.
İrsen Küçük de hava! attı;
Daha önceki Başbakan gibi 7 ay bekletmemiş, alıp geldikten sonra okumuş diye…
Ne günlere kaldık!!!
Kıbrıs’ın kuzeyindeki halkın tümünü ilgilendiren pakette neler yazdığını, neler olduğunu bilmeyen hükümetimiz, Ankara’ya gidip de başkalarının hazırladığı paketi ellerine aldıktan sonra açıklamayı marifet sayıyor.
Ne varmış pakette;
Kamuya yeni yasa yapılacakmış, mesai saatleri değişecekmiş, okullara tam gün gelecekmiş, kamuya istihdam azaltılacakmış, elektrik ve telefonun ardından kooperatifler de ve daha neler neler özelleştirme kapsamına girecekmiş.
Şimdi yine tartışmalar, yine tepkiler, yine eylemler, yine isyanlar…
Sonra?
Sonra “bir cami de şuraya yapacağız” denecek, “bir külliye de şuraya planlandı” denecek, paket yine gündemden düşecek.
Ardından yine alevlenecek, yine gündeme başka şeyler girecek.
Bu böyle gidecek…
İnciler, çelişkiler, ayıplar;
-İrsen Küçük, “paketi ekonomik örgütlerden görüş alarak hazırladık” dedi, ekonomik örgütler açıklama yaptı; “paket gizli hazırlandı, sorumlusu hükümettir” dedi.
-Geçitkale Belediye Başkanı Kıvanç Buhara, mezar kazdırarak oğluna hediye ettiği insan kafatası hikâyesinin ortaya çıkmasından sonra “mezarı kayıp şahıslar komitesi kazdı” dedi, komite açıklama yaptı, fotoğraf göndererek “bizim kazdığımız yer başka yer” dedi.
-Lefkoşa Türk Belediyesi’nde çalışanlar kira ödeyemez, çocuğuna harçlık veremez duruma geldi ama hükümet de Bulutoğluları da “gelin para almadan çalışmaya devam edin” demeye devam etti.
-Ankara’dan paketi aldılar, geldiler ama mecliste bütçe üzerindeki genel görüşmeler başlayacak. Görüşülen ve görüşülecek bütçe ile Ankara’dan gelen paket arasında bir uyum var mıdır? Bütçe hazırlanırken paket göz önüne alındı mı yoksa paketi hazırlayanlar, bizdeki garibanların! hazırladığı bütçeyi değerlendirdiler mi?