Barışı gençler getirecek

Nobel Barış Ödülü’nü AB aldı. Dün Nrveç’in başkenti Oslo’da bu amaçla bir tören vardı. Oslo’daki törenle eş zamanlı olarak Lefkoşa’da da bir tören düzenlendi. AB Kıbrıs Temsilciliği’ndeki törende önemli isimler kısa ko

 

 

Nobel Barış Ödülü’nü AB aldı. Dün Nrveç’in başkenti Oslo’da bu amaçla bir tören vardı.

Oslo’daki törenle eş zamanlı olarak Lefkoşa’da da bir tören düzenlendi. AB Kıbrıs Temsilciliği’ndeki törende önemli isimler kısa konuşmalar yaptılar. Lefkoşa’da işbirliğinin mimarları, Belediye Başkanları Mustafa Akıncı ve Lellos Dimitriades’in de aralarında olduğu konuşmacılar kendi deneyimlerinden yola çıkarak önemli mesajlar verdiler. Kayıp Şahıslar Komitesi üyelerinin, kayıpları aramak için çaba sarf eden sivil toplum örgütü temsilcilerinin konuşmaları da önemliydi.

Ancak AB’nin düzenlediği etkinliğin en çarpıcı tarafı, iki toplumdan gençlerin söyledikleriydi.

**

AB Temsilciliği’ndeki etkinliğe Güney’den ve Kuzey’den bazı okullardan lise düzeyinde öğrenciler de davetliydi.

Küçük sayılabilecek salonun zemininde yan yana oturarak gazeteci arkadaşlarımız Aysu Basri Akter ve Kiriakos Pierides’in sunduğu etkinliği izleyen gençler de söz alarak görüşlerini aktardılar.

Kıbrıslı Türk öğrenciler görüş beyan etmekte çok da istekli olmamakla beraber yine de konuşanlar oldu. Program üç dilde olduğu için ‘kendini ifade etmekte lisan sorunu’ yoktu. İsteyen kendi ana dilinde, isteyen İngilizce konuşabiliyordu.

**

Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk gençlerin çoğunluğu, siyasetçilerin ‘yaşlı’ olmasından yakınıp, siyaset dünyasının ‘gençleşmesi’ üzerinde durdular.

‘Avrupalılık’ kavramı üzerine yapılan tartışmalardan önemli ve etkileyici mesajlar çıktı. Gençlerin ‘Avrupa yurttaşı’ olmayı bir ‘barış projesi’ olarak algılaması önemliydi.

Belki bunda Nobel Barış Ödülü’nün AB’ye verilmiş olması ve törenin de buna adanmış olması önemli rol oynadı. Ancak Kıbrıslı Türk ve Rum gençlerin ‘Kıbrıslılık’ ötesinde ‘Avrupalılık’ gibi bir üst kimliğe sıcak yaklaştığını söylemek mümkün…

Bu tespit geleceğe dair önemli ipuçları ve daha da önemlisi umut veriyor.

Yarım yüzyıldan fazla bir maziye sahip Kıbrıs sorununun ‘bildik yaklaşımlar’ yerine ‘farklı bir algılama ve yorumlama ile çözüme nasıl götürülebileceği’ sorusunu sorma ve yanıt arama eğilimi var gençlerde…

**

Oradaki gençlerin bütün Kıbrıslı Türk ve Rum gençleri temsil ettiği söylenemez. Ancak AB Temsilciliği’nin Nobel Barış Ödül töreni vesilesiyle düzenlediği etkinliği gençlerle ilgili kısmı, bize çok basit bir gerçeği anımsattı.

Diyalog...

Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar farklı gündemlerle, farklı beklentilerle yaşam sürüyor. Ortak kaygılar, beklentiler, sevinçler, üzüntüler olmadığı sürece ve bunlarla ilgili ortak çabalar ortaya konulmadıkça barış çok da yakına gelmeyecek.

Bu yüzden konuşmanın, bir araya gelmenin, birbirini anlamaya çalışmanın önemi, kestirilemeyecek kadar büyüktür.

Bir araya gelişlerde ‘Kıbrıs sorunu nasıl çözümlenmelidir’ gibi ağır politik sorular yerine gençler arası diyaloğun, işbirliğinin, birlikte üretmenin önünü açacak konulara odaklanmak gerekiyor.

Çünkü Kıbrıs’a barışı gençler getirecek.

AB Nobel Ödülü’nü aldı, ama Kıbrıslılar henüz o ödülü hak edecek çözüme ulaşamadı.

Ve bugünün gençleri, daha şimdiden o ödüle aday oldu.

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri