Bağımsız Feminist Dergilere bir yenisi daha eklendi!

Feminist Atölye (FEMA)

info@feministatolye.org

 F Dergi- Feminist Düşün, Edebiyat ve Kültür-Sanat Dergisi

Türkiye’de yayınlanan bağımsız feminist deriglere bir yenisi daha eklendi. Bugüne dek mevsimlik olarak yayınlanan, feminist düşünce ve sözü çoğaltan, feminist pratiğe dair çeşitli düşünme kanalalları açan Amargi ve Feminist Politika yanında feminist sanat ve edebiyat alanında ürettiği söz ile başucumuzda yerini alan bir degimiz daha oldu! Bu yeni derginin adı “F Dergi”. Kadın Yazarlar Derneği tarafından 3 yıllık bir çalışma ve tartışma sürecinden sonra dünyaya gelen F Dergi, dünyada ve Türkiye’de kadın hareketinin karşılaştığı sorunları görünür kılan, tartışan bir dergi olarak tasarlandı. Kadınların “ne yazacağım, nasıl yazacağım” gibi kaygılara girmeden, özgürce seslerini yükseltecekleri bir alan olarak karşımıza çıkan bu derginin, aynı zamanda 3.’sü olan Güz sayısında dosya konusu “Şiddet”! Leyla Erbil’in konuk yazar olarak yer aldığı dergide, feminist felsefe, siyaset ve sanat alanlarında üretimleri ile tanıdığımız birçok yazar var. F dergiyi kitapçılardan istemeyi unutmayın!

CADI SÜPÜRGESİ

14 Eylül sabahı, Kıbrıs’ta yayın yapan bir radyo istasyonu olan Radyo Enerji’yi dinlemeye başlıyorum. Sevdiğim birkaç eser sonrası program yapımcısı konuşmaya başlıyor ve dinlediğim programa dair bilgi sunuyor. “Uyandırma Servisi”nde Özgür Gezgin’i dinliyormuşum. Hızını alamayan sevgili Özgür, Cuma sabahını gökkuşağı ile taçlandıracağından o kadar emin ki sormayınız! Heyecandan olsa gerek ki, programın formatını bile karıştırıp Transfobik Nefret Söylemi Servisi yayınına başlıyor. Zira dinleyicilere nefret söylemi tadında tavsiyelerde bulunuyor. Sevgili Özgür’e göre, gökkuşağının altından geçmememizde yarar varmış, aksi halde cinsiyetimiz değişebilirMİŞ! Uyandırma Servisi program yapımcısı Özgür’ü transfobik nefret söylemi yaydığı için çalı süpürgesi ile süpürmek istiyoruz.

Okuduk Pek Sevdik!

Nervous Conditions- Yazar:  Tsitsi Dangarembga

İlk olarak 1988 yılında  İngiltere’de yayınlanan Nervous Conditions, yayınlandığı günden bu yana sevilen klasikler listesinde üst sırada yer almıştır. Kitap, 1960’ların Britanya kolonisi Rodezya Cumhuriyeti’nde geçmekte olup (bugünkü adıyla Zimbabve), ergenlik çağındaki Tambu’nun hayatını konu alıyor. Çocukluğunu kırsal alanda geçiren Tambu, şehirdeki amcası  Babamukuru’nun yardımıyla İngiliz misyoner okuluna gitme şansını elde eder. Nervous Conditions, Tambu’nun isyankar kuzeni  Nyasha ile olan arkadaşlığı ve aldığı eğitim sayesinde hayata bakış açısının nasıl değiştiğini gösterirken, sömürge dönemindeki farklı grupların ırk, sınıf ve cinsiyet mücadelesine de değiniyor. İsmini Satre’ın Fanon için yazdığı önsözden alan bu kitap, Pandora tarafından “kaçırılmaması gereken bir özgürlük mücadelesi” olarak tanımlanmıştır. Ölmeden önce okunması gereken kitaplar listesinde 208. sırada yer alan Nervous Conditions, aynı zamanda Zimbabveli siyah bir kadın tarafından yazılan ilk roman olma özelliğini taşımaktadır. 1989 yılında Uluslar arası Yazarlar Topluluğu Ödülü’nü kazanan Tsitsi Dangarembga, bu kitap ile tam da Virginia Woolf’un tanımladığı gibi “kendine ait bir oda” kurduğunu dile getirdi.