<<… Kıbrıs’ı çok seviyorum. İstanbul’un kaosundan sonra benim için bir huzur limanı oluyor Kıbrıs. Burada bir hafta 10 gün kadar dinlenip, huzur bulup, arınıp, kendime geldikten sonra, tekrar sigara alışkanlığı gibi o şehri (İstanbul) özlüyoruz…>>
<<… Türkiye bir kaos yaşıyor. Düşünsel yönden, kültürel yönden, siyasi yönden, bence Türkiye çok kötü günler yaşıyor…>>
Röportaj: Mustafa Öncü
Geçen hafta radyo’da Bayrak Fm’de İlhan İrem röportajını yayınladım. İstedim ki bu röportaj okuyucularla da buluşsun. Sevecenlere keyifli okumalar...
· M.Öncü: Yıllardır sizlere söz vermiştim. Kendisiyle 1985’te ışık ve sevgi evreninde buluşmuştuk. 2012’deyiz, 2012 yılını da yavaş yavaş geride bırakıyoruz. Dostluğumuz baki sevgili dostum İlhan İrem’le Kıbrıs’a geldiği zaman röportaj yapacağımızı sözleşmiştik. Sözümüzü tuttuk ve buradayız. Sevgili dostum İlhan İrem hoş geldin.
· İlhan İrem: Merhabalar. Hepinizi ışık ve sevgiyle selamlıyorum.
· M.Öncü: Burada birçok hayranın var biliyorsun. Sevecenlerin var. Merak ediyorlar ki, ben bundan yaklaşık bir ay önce İstanbul’daydım, konseriniz “Aşk İstanbul’da”ydı, ben de ordaydım... Muhteşem bir konser izledim. Fakat buradaki hayranlarından Kıbrıs’ta ne zaman konser verecek, her zaman sanatçılara soruluyor, ne zaman yeni albümünüz çıkacak falan, gerçi biz öbür şarkılara doymadık. Onları içimizde sindire sindire yoğuruyoruz. İşliyoruz, bünyemizde her tarafımızda. Bir ağacın damarları gibi dağılıyorlar... Ne düşünüyorsun? Konsere daha sonra döneceğiz, İstanbul konserine, önce buradan başlayalım.
· İlhan İrem: Öncelikle ben Kıbrıs’ı çok seviyorum. Gerçekten cumhuriyetin kurulduğu gün geldik ilk defa (15 Kasım 1983) sevgili Melih Kibar’la beraber, Girne’de, Lefkoşa’da, Güzelyurt’ta, üç konser verdik. O zamandan beri artık bırakamıyorum, Kıbrıs’ı çok seviyorum. İstanbul’un kaosundan sonra benim için bir huzur limanı oluyor Kıbrıs. Burada bir hafta 10 gün kadar dinlenip, huzur bulup, arınıp, kendime geldikten sonra, tekrar sigara alışkanlığı gibi o şehri özlüyoruz. çünkü işler orda ama sık sık Kıbrıs’a geliyorum aslında Kıbrıs’a daha çok geliyorum baharda, ilkbaharda ve sonbaharda ama pek kimsenin haberi olmuyor, sessiz sedasız geliyorum, ordaki kaostan kendimi atıyorum, genellikle evde yazarak, çalışarak ve de iklim müsaitse yüzerek geçiriyorum. Kıbrıs’tan çok fazla konser çağrısı geliyor. Çok nitelikli konser dinleyicisi olduğunu çok nitelikli müziksever kitlesi olduğunu biliyorum. Fakat bildiğiniz gibi, gerek Türkiye’de gerek burada bir kültür erozyonu yaşanıyor, o yüzden de bir İlhan İrem konseri gerçekleştirecek, yapımcı sayısı çok çok az. Böyle bir konserin müzikal yönden diğer bütün açılardan yapımını gerçekleştirecek yetkinlikte yapımcılar olduğu zaman ancak konser veriyorum. Çok az konser veriyorum yılda bir iki tane konser yapıyorum İstanbul ve İzmir, Ankara gibi şehirlerde. Ama Kıbrıs’ta çağrı olduğu için, mutlaka bir konser yapmak istiyorum. Umarım gelecek sene 40. yılımda Kıbrıs’ta büyük bir konser gerçekleştirebiliriz, arzu ediyorum.
· M.Öncü: Hayranların da dört gözle bekliyorlardır. Bu konserin de bir an önce gerçekleşmesi dileğiyle, şarkıların onların yüreklerinde sürekli dolaşıyor zaten. Büyük bir sessiz çoğunluk var burada da Türkiye’de olduğu gibi. 22 Eylül günü İstanbul’da bir aşk doğdu. O konserde ben de vardım. Uzun zamandır seni sahnede izlememiştim. Büyük bir keyif aldım o konserde. Benim izlenimlerime geçmeden önce, sen neler hissettin sahneye çıkışında, orada seyircilerle, tekrar sevecenlerinle sahnede buluştun o duyguları almak istiyorum.
· İlhan İrem: ‘’Aşk İstanbul”da koydum konserimin adını… 2006’da 14 yıllık aradan sonra en son konserimi 1992 yılında Gülhane Parkı’nda vermiştim. 14 sene ara verdim. 2006 yılında Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’nda… Üç konserlik bir seriyle dönüş yaptım. “Ayrılıkların da Sonu Var’’ diye. 2007 senesinde ‘’Yürek Büyüsü‘’ isminde bir konser verdim Kuruçeşme Arena’da… 2008’de Rumeli Hisarı’nda ‘’aşka Davet ‘’ismiyle bir konser verdim. 2010’da yine Kuruçeşme Arena’da ‘bir’ ismiyle 1 Ağustos’ta konser verdim. Dediğin gibi 22 Eylül’de de ‘’aşk İstanbul’da adını verdim. Konserlere özel isimler veriyorum. Her bir konseri belirli bir konsept altında gerçekleştiriyorum. Çünkü o konserler çok özel insanlarla bir buluşma olarak gerçekleşiyor. Bu bir buluşma. Aşık ruhlar diye seslendim, duydun. Aşık ruhların buluşması, çünkü biz başka boyutlarda başka bir frekansta buluşuyoruz dinleyiciyle... O nedenle zaten fizik olarak, 1994’den beri ortada olmadığım halde. Fizik olarak ortada olmadığım halde, çok yoğun bir sessiz kalabalıkla, sürekli bir yürek ve ruh haberleşmesi içindeyiz.
· M.Öncü: Kısaca söylemem gerekirse hayatımda izlediğim, izlenmesi gereken konserlerin başında geliyordu ‘’Aşk İstanbul’’da. ‘’Ayrılıkların da Sonu Var’’ sanırım Kıbrıs’taki ayağı da o olacak ‘’Ayrılıklarında Sonu Var’’ diye.
· İlhan İrem: Ona da bir isim ‘’Ayrılıkların da Sonu Var’’ olacak. Çünkü çok uzun zamandır, zannedersem 1 Eylül 1991 veya 1992 çok uzun zamandır Kıbrıs’ta konser vermedim ve gerçekten çok yoğun çağrılar var. Bunlara artık duyarsız kalmak mümkün değil.
Kıbrıs’ın sanat hayatına yön verenlerin bu konuda müziğin sadece eğlencelik olmadığı, başka boyutlarda da müzikler yapılabildiğini, önce onların görmesi lazım. Ben de o zaman severek gelip burada konser yapabilirim çünkü bekleyen bir kitle var biliyorum...
“Türkiye bir kaos yaşıyor”
· M.Öncü: Sahnedeki performansın, şarap yıllandık sonra tatlılaşır, güzelleşir gibi öyle bir duruş vardı. Gerçekten nefisti. Performansından hiç bir şey kaybetmedin. Sahnede adeta yeniden doğdun diyebilirim... Ben müthiş bir keyif aldım. Oradaki görevliler, bugüne kadar yapılan en kalabalık konserdi dediler.
· İlhan İrem: Türkiye bir kaos yaşıyor. Düşünsel yönden, kültürel yönden, siyasi yönden, bence Türkiye çok kötü günler yaşıyor. Türkiye hak etmediği bir yönetimle idare ediliyor. Fakat bunun dışında gerçekten ışık yürekli, aydınlık insanlar da var.
· M.Öncü: Bir çok dinleyicimiz bizi arayıp soruyorlar, sanatçımız İlhan İrem’i televizyon ekranlarında da görmek istiyoruz. Az önce söylediğin gibi çok röportaj vermiyorsun. Bunun nedenini soruyorlar.
· İlhan İrem: Sevgili Mustafa Öncü biliyorsun 1973 senesinde başladığımızda, ilk 45’liğim ‘’birleşsin Bütün Eller’’le başladım. 1973’ten itibaren 1983’e kadar, çok yoğun bir şekilde 45’lik single şarkılar yaparak, her biri hit olan çoğu klasik olan şarkılar gerçekleşti. 83 senesinden başlayarak,’’pencere’’ daha doğrusu 1981’deki ‘’bezgin’’albümündeki ‘’olanlar olmuş’’şarkısını milat olduğunu kabul edersek ondan başlayarak, bir farklılaşma oldu. Yıldız olmak farklı bir şey, sanatçı olmak farklı bir şeydi. Bir yol ayrımına geldiğimi hissettim. Bendeki, ruhumdaki, özümdeki gelişmelerle, dışarıdaki gelişmeler tam tersi bir yola girdi. Türkiye liberal, Arap, Amerikan karışımı böyle bir kültür yozlaşması içine girdi. Ben bu ortamın içinde bulunmayı arzu etmedim. Şarkılarımı üretmeye, albümlerimi yapmaya devam ettim, fakat bir sessiz direniş olarak, 80’li yıllardan başlayarak yavaş yavaş kendimi geri çektim. 1994 senesinde ‘’koridor’’ albümüyle beraber, tamamen fizik anlamda kendimi geri çektim.
40. YIL ALBÜMÜ YOLDA
· M.Öncü: 22 Eylül’deki konserin sanırım kaydı yapıldı. Bu DVD olarak çıkacak mı?
· İlhan İrem: Önümüzdeki sene 40. yıl… Yeni şarkılardan oluşan bir albüm beynimde şekilleniyor. Zannedersem 40. yılda yeni bir albüm çıkacak. Enteresan bir albüm olduğunu düşünüyorum. Kendi kendini şekillendiren bir albüm bu… Ve detaylı bir kitapçık olacak 40 yılı özetleyen. Best Of’ların bir araya gelme düşüncesi var… DVD çalışması da konserlerden görüntülerle, böyle bir çalışma olabilir…
Asıl DVD çalışmasının bir ‘’İlhan İrem Belgeseli’’olarak hazırlamayı düşünüyorum. Belki bu konser görüntüleri o belgeselin içinde yer alabilir. Belgeselle ilgili yoğun bir çalışma var. 40 yılla bütün 40 yılı anlatan belgesel çalışmamız olacak.
· Mustafa Öncü: Bu çalışmayı dört gözle bekleyeceğiz. Çünkü insan hayatının bir DVD’ye sığdırılması, bir kitap haline dönüşmesi, çok güzel bir olay… Ama toplu olarak, gelecek nesiller adına ‘’İlhan İrem müziği budur” denmesi önemli… TRT döneminde yaşanan denetim sıkıntıları… Tüm bunları gelecekte gençlerin bilmesi gerekiyor.
· İlhan İrem: Sevgili Mustafa Öncü, çok yoğun bir hayat yaşanıyor. Üretimler, anlatımlarla beraber, şarkılarla beraber, bir tarih oluşuyor bence. Bir müzikli tarih oluşuyor. Ve bu çok önemli… Bunun belgelenmesi tabii ki gerekli... Benim bir yapım var ki, kötü olayları, yüreğimde ve beynimde tutmam. İnşallah daha güzel olacak…
“Romanım yolda”
· Mustafa Öncü: Son dönemlerde Türkiye’de plakların yeniden basımı var. Belli sanatçıların plakları yeniden basılıyor. Senin böyle bir düşüncen var mı?
· İlhan İrem: Düşünülebilir... Çok net değil bu konuda kararım... Ama bana gelen bazı mektuplarda da ‘’pencere’’,’’köprü’’ ve ‘’ötesi’’ gibi albümlerin ‘’koridor’’ gibi albümlerin plak formatında da tekrar basılmasına… Plak formatında basılmasının, belki çok özel bir sayıyla az miktarda, niye olmasın, yapılabilir tabii ki.
· M.Öncü: Bu arada kitap çalışmaların ne durumda? Bir şeyler karalıyorsun, resim yapıyorsun, biraz da bunlardan söz edelim.
· İlhan İrem: Resim çalışmalarıyla uzun zamandır ilgilenemedim. Çünkü son dönemde yazıya ve müziğe çok ağırlık verdim. Geçtiğimiz yıllarda resim yapmak için yeniden malzemeler aldım, boyalar aldım. Fakat yine zaman bulamadım. Önümüzdeki yıllarda yeniden başlamak istiyorum. Uzun süredir üzerinde çalıştığım iki kitap var… Biri şiir olmak üzere, biri de roman çalışması. Çok uzun soluklu bir çalışma o. Koridor’un öyküsünü de içine alan bir roman çalışması. Ama dediğim gibi daha çok denemeler yazıyorum. Son dönemde gazetelerde denemelerim yayınlanıyor. Ama kitap çalışması da, zannedersem önümüzdeki yıl bir kitabım yayınlanacak.
‘Umut bizden yansır’
·
· İlhan İrem: ‘’Cennet İlahileri’’ felsefi bir hedef değildi. Müzikal bir hedefti. Benim müziğimin ve anlatımlarımın oraya doğru gitmesi kaçınılmazdı. ‘’cennet İlahileri’’ albümü tamamen ilham geldiği şekilde, en natural haliyle gerçekleşti… Şarkılar kendi kendini şekillendiriyorlar. Beynimde oluşuyorlar. Belli bir birikim, kuyu dolduğu zaman gitarı elime alıyorum ve albümün kurgusu, konsepti, kapak görüntülerine kadar bir anda şekillenmeye başlıyor.
· M.Öncü: Burada sevgili Hansu İrem’in çok büyük katkıları var. Son çalışmalarınızda yine onun güzel kapak dizaynları, güzel sözleri…
· İlhan İrem: Evet evet. Her zaman olduğu gibi yeni albümümüzde de sevgili Hansu İrem’le beraber bir yapıt oluşturacağız.
· M.Öncü: Sevgili İlhan İrem gelecek adına neler söylemek istersiniz? Bu son değil, son yoktur. Biri biter ama bir şey de devam eder.
· İlhan İrem: Hiç bir zaman son yoktur. Kıbrıs’taki sevgili sevecenlere, sevgili dinleyicilere en güzel ruhlara, bütün Türkiye’deki ve bütün dünyadaki güzel insanlara, aydınlık yıllar, aydınlık günler diliyorum. Umut geleceğe dair bir kavram değildir. Bizden yansıyan bir kavramdır. Biz nasıl düşünürsek, hayat öyle olur. İyi düşünsünler, iyi olacak. Işık ve sevgiyle....