15 Kasım 1983'te doğan "cumhuriyet" çocukları büyüdü!
29 yaşında...
"Torpil" bulamayanlar henüz işsiz...
***
"Töreni kendinden büyük" bu devletin öncesini bilmeyebilirler.
Yine bir "devlet" vardı, Kıbrıs Türk Federe Devleti!
Şimdikinden eksiği yok, fazlası vardı hatta...
"Birleşik Federal Kıbrıs"ın "federal" parçası olarak yutturulduğu için de "lanetlenmiş" falan değildi.
Yine Cumhurbaşkanımızı, Hükümeti falan seçiyorduk, asker güvenliği sağlıyordu, bakanlar yerli yerindeydi...
“Demokrasi” şimdiki kadardı, yine...
Ne kadarsa (!)
Yasama da yürütme de yargı da hepsi vardı ...
Hatta inanmayacaksınız, Fenerbahçe gelip maç bile yapıyordu o zaman, bizim takımlarımızla...
Tabii daha bir boldu ganimet, daha bir dağıtım, üleşme telaşı içindeydi ahali...
Ve yine inanmayacaksınız, "kimlikle giriş" de yoktu ülkeye...
Deli gibi çalışıyordu tekstil fabrikaları çünkü dışarıya mal satıyorduk ha bire...
Yani hani o "ambargolar altında inim inim inleme" söylenmeleri var ya!
İşte bu "meşhur" 15 Kasım'la başladı, en fazla...
***
Diyeceksiniz ki, kimin ne aklından zoru vardı da, dünyadan iyice koptuk.
Bu sorunun yanıtını, "okul tatil oldu" diye sevindiğimiz ve bizi otobüslere doldurup Lefkoşa'ya taşıdıkları o ilk 15 Kasım'dan beri arar dururum.
Bilirsiniz, 15 Temmuz askeri darbesiyle güneyde, bir "20 Temmuz"umuz oldu.
Kurtarıldık !..
Türkiye'deki 12 Eylül askeri darbesiyle de nur topu gibi bir "KKTC"miz!
Sonrası malum, yaşıyorsunuz zaten...
***
Yani bu yıldönümlerinde "coşmak" yerine "ağlamak" gerek kaderimize...
Tabelalar değişsin, kimileri birkaç dönem daha seçilsin, “ayrılık” perçinleşsin diye, dünyadan hem de nasıl kopardılar hepimizi...
Ama yine de, adettendir, yazalım:
"Kutlu olsun" (!)