KKTC Başbakanı İrsen Küçük hafta başında yaptığı açıklamada Lefkoşa Türk Belediyesi’nin ayda 1 milyon TL fazla faiz ödediğini itiraf etti.
İrsen Küçük açıklamasında “LTB’nin özel bankalardan aldığı kredilerin yüksek faizlerle alınan krediler olduğunu, 10 milyon sterlinlik borçlanmanın da banka dışında yapılan bir borçlanma olduğunu ve bunun faizinin yüzde 15 olduğunu” anlattı.
“Bu yüksek faizlerden de biz belediyeyi kurtarmak istiyoruz” diyen Küçük, “Bu borçlanmalarla LTB sadece faizlerden ayda 1 milyon TL kazanacaktır. Yani faizi bir milyon aşağı çekecektir” ifadesini kullandı.
İrsen bey önceki gün de yaptığı açıklamada Ziraat Bankası’ndan alınacak kredi ile bu 1 milyon TL fazla faizden kurtulunabileceğini ama sendikanın işbaşı yapmaması nedeniyle bunu engellediğini söyledi.
Şimdi Ziraat Bankası’ndan alınacak kredinin 50 milyon mu, 55 milyon mu, 70 milyon mu, 90 milyon mu olduğunu bir kenara koyalım. Zaten her kafadan bir ses çıkar. İlgili bankanın bu krediyi hangi koşullarda vereceğini de bir kenara koyalım. Hatta bu kredinin kullanılmasından sonra belediyeyi artık başkan ve meclis üyelerinin değil bankanın idare edeceğini, yani bankanın kayyum olacağını da bir kenara koyalım.
Başbakan’ın bu açıklamalarından sonra benim aklıma “BELEDİYE’Yİ BU FAİZ YÜKÜNÜN ALTINA KİMLER SOKTU?” sorusu geldi.
Başbakan’ın açıklamalarını dikkatle okudum ama bu konuda hiçbir açıklama, en küçük bir ipucu görmedim.
Başbakan açıklamasında “10 milyon sterlinlik borçlanmanın banka dışında yapılan bir borçlanma olduğunu ve bunun faizinin de %15 olduğunu” söyledi.
Ama sayın başbakan bu borçlanmanın altında bakanlar kurulunun imzasının olduğunu söylemedi. Üstelik borcun bakanlar kurulu kararı ile alındığını, kullanıldığı ve UBP’li belediye meclis üyelerinin oylarıyla kararının daha sonra alındığını açıklamadı.
Doğru bu borç kendi hükümeti değil, kendinden önceki Eroğlu hükümeti zamanında alındı. Ama kendi hükümeti de, kendinden önceki Eroğlu hükümeti de UBP hükümetidir. Bu borç alındığı zaman kendisi de UBP Genel Sekreteri idi. Kaldı ki Eroğlu hükümetindeki bakanların çoğu bugün kendi hükümetinde de görev yapıyor. Yani kendi bakanlarının çoğunun bu kararın altında imzası var.
Peki o dönemde hem cumhurbaşkanlığı, hem de belediye seçimlerinde kullanıldığı iddia edilen bu 10 milyon sterlinle ilgili kimseye hesap sorulmayacak mı?
Lefkoşa halkı %15 gibi çok yüksek bir faiz oranıyla tefeciden alınan ve kent için değil, birilerinin yeniden seçilebilmesi için kullanıldığı iddia edilen bu borcu faizleriyle beraber ödemek zorunda mı?
Başbakan normal koşullarda alınacak bir kredi ile yalnızca faiz olarak ayda 1 milyon TL tasarruf sağlanabileceğini iddia ediyor.
Peki bu hesapsız kitapsız borçları belediyenin sırtına yükleyen bakanlar kurulu üyeleri, belediye başkanı ve UBP’li meclis üyeleri ne olacak?
Yoksa onlar hiçbir şey olmamış gibi görevlerine devam mı edecek?
Kimseye hesap sorulmayacak mı?
Bunca yıkımın ardından hala herkes sus pus olmaya devam mı edecek?
Belediye’de krizin başladığı günlerde, başkanın ve meclis üyelerinin yasa dışı olarak izne gönderilmesi gündeme geldiği günlerde başkan “konuşursam yer yerinden oynar” demişti.
Konuşmadı.
Peki bu ülkede kimse başkanı çağırarak ona bu konuda bildiklerini söylemesini, söylemediği takdirde bunun suç olduğunu ve cezasının bulunduğunu söylemedi mi?
Anayasa Mahkemesi hükümetin zorunlu izne göndermesini Anayasa’ya aykırı bularak tarihinde ilk kez ara emri müessesesini çalıştırdı. Ama Anayasal suç işleyen hükümet “bunun Anayasa’ya aykırı olduğunu biz de bilirdik ama ne yapalım başka çaremiz yoktu” diyerek, bilerek suç işlediğini itiraf etti.
Ama yine hiçbir şey olmadı.
O günlerde taraf değiştirerek UBP kurultayında İrsen beyi destekleyeceğini açıklayan Cemal Bulutoğlu’na “merak etme dönüşün muhteşem olacak” diyen İrsen Küçük değil miydi?
Kıbrıs Türk halkı bu rezilliği daha ne kadar izleycek? Daha ne kadar tahammül edecek ve daha ne kadar sırf kendi küçük çıkarcığı da hallolsun diye ses etmeyecek?
Bu ülkenin başbakanı olarak sayın Küçük bu belediyeye ayda 1 milyon TL fazla faiz ödetiliyor diyor. Sonra da UBP’li başkan ve UBP’li meclis üyeleri hala görevlerinin başında dururken onlara 90 milyon TL daha borçlanmaları için yetki vereceğini açıklıyor.
Hiç mi insafı yok?
Hiç mi bu Lefkoşa halkını ve belediye çalışanlarını düşünmüyor?
Seçim kazanmak için her şey mübah mı?
Bu işler artık bu kadar ucuz mu?