İngilizlerin ünlü gazetesi The Guardian, Kuzey Kıbrıs’ta “başörtüsü” meselesi ile başlayan siyasi gelişmelere geçtiğimiz gün çok geniş yer ayırdı…

-*-*-

Benzer haberler, Euronews’de, İngilizce yayınlanan Cyprus Mail ve Kathimerini gibi gazetelerde de ayrıntılı bir şekilde yer aldı…

-*-*-

The Guardian’a bakalım…

Helena Smith imzasıyla yayınlanan uzun haberde, neredeyse konuyla ilgilenen herkes, ya da tüm yabancılar, “Recep Tayyip Erdoğan ile Kıbrıs Türk Toplumu arasındaki münasebeti” de bir şekilde öğrenmiş oldu!

-*-*-

Efendim bu haber veya bu gazete çok mu önemli?

Tabii ki çok önemli!

-*-*-

Haberde, “… Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, açıkça desteklediği politikalara karşı gösterileri hızlandıran Kıbrıslı Türkler için sert sözler sarf etti” deniyor…

-*-*-

Erdoğan’ın “marjinal gruplar” diye nitelediği sendikalara karşı “… kızlarımızın baş örtüleriyle uğraşmaya çalışırsanız, üzgünüm, bizi karşınızda bulacaksınız” sözleri de haberde yer alıyor…

-*-*-

Aynı haberde, geçtiğimiz Cuma akşamı Lefkoşa’da düzenlenen “baş örtüsü tüzüğü karşıtı” eylemden de söz ediliyor…

-*-*-

The Guardian, KTOEÖS Başkanı Selma Eylem’in “… Bir kez daha AKP’ni temsilcilerine sesleniyoruz: Ellerinizi çocuklarımızdan uzak tutun ve toplumumuzdan uzak durun” sözlerini kullandığını da yazıyor…

-*-*-

Gazeteye göre Tayyip Erdoğan, Kıbrıs’ta “iki devletli çözüm” istiyor ve bunun Türkiye ve Kuzey Kıbrıs'ın ortak vizyonu olduğunu iddia ediyor…

-*-*-

Ve aynı gazetenin aynı haberinde, sendikaların yanında yüzden fazla örgütün ise Kıbrıs’ta iki toplumlu, iki bölgeli, iki toplumun siyasi eşitliğine dayalı federal çözümden yana olduğu vurgulanıyor…

-*-*-

Haaa Helena Smith, haberine farklı uzman görüşleri de eklemiş…

Mesela, haberde, “… Uluslararası alanda tanınan Güney’deki Lefkoşa Üniversitesi'nde tarih ve siyaset bilimi profesörü olan Hubert Faustmann, ‘Kısmi olarak Kemalizm nedeniyle ama aynı zamanda seksen iki yıllık İngiliz sömürge yönetimi nedeniyle, Kıbrıs Türkleri dünyanın en laik Müslümanlarıdır" diyor…

-*-*-

Prof. Hubert Faustmann’a göre, “… Tanık olduğumuz şey kültürel bir çatışma”…

-*-*-

Ve haberde, Türkiye’nin Kıbrıslı Türklerin kültürlerini değiştirilmek için baskı yaptığı öne sürülürken, eski Sendikacı Şener Elcil’in şu sözleri de yazılıyor: “Kendimizi kurtaracaksak, bu mücadeleyi sürdürmeliyiz” diyor…

-*-*-

Elcil, “kendi topraklarımızda azınlık olduk” şeklinde görüş belirtiyor…

-*-*-

Şimdi yorumumuza geçelim…

Sizce, Sayın Erdoğan, bütün bunların farkında değil mi?

Yani, meselenin The Guardian’da dile getirilen noktaya geldiğinden hiç mi haberi yok?

-*-*-

Bence Erdoğan bilerek yapıyor…

İsteyerek, bilinçli siyaset gereği gerginlik yaratıyor…

Aynı şekilde, yine bilerek ve isteyerek “iki devletli çözüm” diyerek olmayacak duaya amin çektiriyor!

-*-*-

Peki neden?

Birincisi, elbette “Türk çıkarları” veya “Türkiye’nin stratejik çıkarları”…

Ki bana göre bu yanlıştır, türkiye için iyi olan Kıbrıs sorununun çözümüdür…

-*-*-

Ama ikincisi kötü olan, tehlikeli olan…

-*-*-

Erdoğan, Kuzey Kıbrıs’ı, merhum Sırrı Süreyya Önder’in dediği gibi, Türkiye’nin kalın bağırsağı olarak kullanıyor!

Tam bir felaket!

-*-*-

Sayın Erdoğan kucaklayıcı ve çözümden yana davranabilir…

Davranmalıdır da!

-*-*-

İnanın, belki üç beş yandaşı veya yalakası mutsuz olacak ama hem Kıbrıs Türk Toplumunu kucaklasa hem de çözümden yana tavır takınsa, gerçek bir Dünya lideri olacak!

Hep saygı görecek ve hep saygıyla anılacak…

Devlet ya güçsüzdür ya da ırkçıdır!

Güçlü devlet saygın gelecek da falan da filan da…

Geçiniz kardeşim!

Kimi kandırıyorsunuz?

-*-*-

Alın size bir örnek!

Şimon Aykut!

-*-*-

Kimdir Şimon Aykut?

Etnik kökenine bakmaksızın, hepimizin soyadı KKTC mi?

Erdoğan öyle demedi mi?

-*-*-

Şimon Aykut bir KKTC vatandaşıdır!

Şimon Aykut, KKTC’ye en büyük yatırım yapan iş insanlarından da biri belki yap – sat işinde birincisidir…

-*-*-

Her hangi bir suç işledi mi?

Hayır işlemedi!

Şimon Aykut, KKTC’de sabıkalı bir suçlu mu?

Değildir!

-*-*-

Üstelik, Şimon Aykut, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın “yürüyün arkanızdayız” dediği yatırımcılardan biridir değil mi?

Evet öyledir!

-*-*-

Bu ülkeye çok ciddi para kazandırdı mı?

Evet kazandırdı!

-*-*-

Şimdi gelelim Kıbrıs Cumhuriyeti’ne!

Şimon Aykut, Kıbrıs cumhuriyeti yargısının başsavcılığının iddialarına göre ne tür bir suç işledi?

İşte bu soruya verilecek yanıt gayet önemli!

-*-*-

Sizin “Rum Yönetimi” dediğiniz Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Başsavcılık makamına göre Şimon Aykut, Rumlara ait Kuzey’de kalan mülkleri aldı, sattı, üzerine inşaat yaptı…

Bütün bunlar suç mu?

Bizde değil, ama Kıbrıs Cumhuriyeti Başsavcılığı’na göre suç ve konu mahkemede…

-*-*-

Peki, güçlü Devlet ve Saygın Gelecek nerede?

KKTC ne yapıyor?

-*-*-

Bunu geçtim, “anavatan” veya son gnlerin yeni modası ile “Kardeş Vatan” Türkiye ne iş?

-*-*-

Haaaa, gidin, Güney Kıbrıs’taki hapishaneyi basın ve Şimon Aykut’u çıkarın dediğim yok!

-*-*-

Ama bu konuda, hangi girişimi yaptınız?

Hiç!

-*-*-

“Hayır yaptık” da demeyin!

Çünkü siz yapmadıklarınız için bile yalandan “yaptık” demekten hiç çekinmiyorsunuz?

-*-*-

Efendim, KKTC ve Kardeş Vatan Türkiye Cumhuriyeti, kendi vatandaşları ve en ciddi – en büyük yatırımcısı için resmen kılını kıpırdatmıyor!

Bu durumda ya güçsüzdür; ya da “ırkçı”dır!

-*-*-

“Bizi kimsenin etnik kökeni ilgilendirmez” iddiası koskocaman bir yalandır!

Şimon Aykut’un Güney Kıbrıs’taki mahkemesi sürüyor…

Yarın yine mahkeme huzuruna çıkacak!

-*-*-

Ama Kuzey Kıbrıs’ta biz Şimon Aykut’u resmen sattık!

Terk ettik!

Bıraktık!

-*-*-

Utanan var mı?

Ayıp ettik adama diyen var mı?

Yoktur!