Meclis konuşmalarından öğrendik.
Türkiye’de dini ve etnik kökene dayalı partiler varmış (!)
Arıklı söyledi.
Meclis konuşmalarından öğrendik.
Erdoğan, Annan Planı’nda “suyumuza baldıran zehri damlatmış.”
İyi niyetle (!).
İçsek hepimiz ölecekmişiz.
Bizi, Kıbrıslı Rumların “hayır” oyu kurtarmış.
Töre söyledi.
Meclis konuşmalarından öğrendik.
Bir “karar” oylandı.
“Halkın bilgisindedir ama halkın bilgisine sunulmadı.”
Hasipoğlu söyledi.
***
Meclis’te bir grup vekil, Tatar’a destek için karar aldı.
Bu vekiller, bu kararla “Kıbrıs’taki kurucu ortaklıktan” vazgeçtiler.
“Ortaklık” değil, “ayrılık” istediler.
Ceplerinde Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu (!)
***
İki “ayrı devlet” diyorsan...
“Ortaklık” yok demektir.
“İki eşit kurucu ortak” yok demektir.
“Kurucu ortaklık” yok demektir.
Hem ayrı olacaksın hem ortak, nerede görülmüş bu?
Adanın tümünün güvenliğinden vazgeçecekler…Ortak garantiden, Avrupa Birliği yurttaşlık hakkından vazgeçecekler…
Deniz yetki alanlarından, ticaret yollarından vazgeçecekler…
Çünkü bunlar “ayrı” değil, “ortak.”
Vazgeçecekler ama bunu da diyemiyorlar.
İki ayrı devletten söz ediyorlar ama yarım ağız...
"İki devletli uzlaşı" diyorlar misal... İki ayrı devlet de değil...
***
Meclis, “olağanüstü” toplanarak aslında topluma bir iyilik yaptı.
Tufan hocaya, Kıbrıs tarihine geçecek o ders niteliğindeki konuşmayı yapma fırsatı verdi.
Yüzlerine vurdu tutarsızlıklarını hoca... Tarihi gerçekleri ve çarpıtmaları anlattı birer birer... Oy uğuruna yapılan bölücülüğü, istismarı, ayrıştırmayı, düşmanlaştırmayı...
Ve o sözler…
“Bu memlekette insanları bölmek üzerinden politika yapma çabasından vazgeçin. İnsanların doğum yerlerine göre siyasi rant elde etmekten vazgeçin. Gezip gezip de ‘sizi gemilere dolduracaklar’ diye korkutmaktan vazgeçin. Bunu nasıl konuşursunuz? Yazıktır!.."
***
Karar şuydu...
“Yeni bir müzakere süreci, ancak ve ancak iki Devlet’in işbirliğini sağlayacak bir antlaşmanın imzalanması için Kıbrıs Türk Halkının özden gelen egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün Birleşmiş Milletler tarafından tescil edilmesiyle mümkündür.”
Ne demekse…
Ne antlaşması?
Senin “ayrı devletin” varsa, neyin müzakere süreci bu?
Birleşmiş Milletler neyi tescil edecek?
“Kıbrıs Cumhuriyeti” ile “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” mi imzalayacak bu anlaşmayı?
BM de onaylayacak, öyle mi?
Ciddi misiniz?
Şaka gibi!
Beş yılın sonunda, seçime beş gün kala "devlet"i hatırlamak gibi...
***
En dramatik sahne ise şuydu...
Meclis yayını sık sık kesildi.
Her defasında sponsorlu reklam girdi araya.
Tatar’ın kampanyası "Kesintisiz internet dönüşümünü” anlatıyordu.
Uçuyorduk, kanatsız (!)