Yurttaşlıklar ve UBP’nin özür borcu

Sami Özuslu

 

İçişleri BakanıTeberrüken Uluçay yeni hükümetin yurttaşlıkla ilgili öngörülerini açıklayınca kimi çevreler bağırmaya başladı.
Hükümetin ve bakanlığı yurttaşlığa başvuru süresini 10 yıla çıkarma, kota uygulama, yasa çıkana kadar yeni yurttaş yapmama gibi hedefleri var.
Kıbrıslı Türklerin canını en fazla acıtan konulardan biridir yurttaşlık meselesi ve artık bir ‘geri dönülmez akşam’a ihtiyaç vardır.
Ne yapıp etmeli, ‘yurttaş yapma’ konusunun istismarını önleyici kesin, katı kurallar konulmalı.
Aksi halde her üç beş senede bir ‘golifa yurttaşlık’ tartışmaları dönüp dönüp gündem olacak.
Siyasi ve/veya başka çıkarlar amacıyla yurttaşlık yapma olasılığını ortadan kaldırmadıkça, bu ayıp yüzümüze vurmaya devam edecek.
**
Kıbrıslı Türkler’de yurttaşlık konusunun kökenleri eskilere ve esasen Kıbrıs sorununa dayanır.
Kıbrıslı Rumlar karşısında ‘azınlık’ olmadığımızı ispatlama gibi bir derdimiz vardı ya, işte bu yüzden adadaki ‘Türk nüfus’un artırılması gibi bir strateji izlendi.
Kıbrıs’a Osmanlı fethi sonrası aktarılan nüfustan sonra çeşitli dönemlerde adaya insanlar taşındı.
En büyük nüfus hareketlerinden biri 1974 savaşı sonrasında oldu. Anadolu’nun farkl bölgelerinden aileler Kıbrıs’a gelmeye teşvik edildi.
Daha sonraki dönemde en büyük nüfus akışı patlaması 1980’li yılların ortalarından sonra başladı. Özal döneminde TC-KKTC arasında kimlikle giriş yeni bir furyaya sebep oldu.
**
Nüfus akışı ya da aktarımı ile yurttaşlık konuları birbirinin aynı değil. Ancak sağ iktidarlar ve Türkiye’nin Kıbrıs işlerine bakan derin merkezleri sadece ‘gezen nüfus’un değil, ‘kağıt üzerindeki nüfus’un da artırılması için gereğini yaptı.
Uluslararası kurallara ve Kıbrıs’tan yükselen “demografik yapımız bozuluyor” feryatlarına rağmen bu süreç devam ettirildi.
‘Gollifa yurttaşlık’ deyiminin başrol oyuncusu hep UBP oldu. Başta Derviş Eroğlu olmak üzere UBP’li iktidarların yurttaşlık konusunda bu topluma yaptıklarının hesabı kolay kolay verilemez.
Bazen kitabına uydurarak, ama bazen de tamamen keyfi, hukuk dışı ve gayrı ciddi yurttaşlık dağıtımına toplumun her kesiminden tepki vardı. Bu ‘her kesim’e UBP tabanının çoğunluğu da dahildir.
Yani UBP’li hükümetlerin ‘bol bol yurttaş yapma’ siyasetine UBP’liler de karşıydı. Bugünde böyledir.
İsteyen anket yapıp UBP’lilere sorabilir!
**
UBP’nin bu ülkede başta Kıbrıs sorunu olmak üzere birçok konuda halka ‘özür borcu’ vardır.
Bunlardan biri de yurttaşlık konusudur.
UBP liderliği toplumdan özür diler mi bilemem, ama yurttaşlık siyasetini gözden geçirmesi kaçınılmazdır.
Şimdiki hükümetin yaptığı hazırlıklara itirazları da olabilir, ancak yurttaşlık sisteminin geri dönülemez ve her UBP hükümetinde istismar edilemez hale gelmesine katkı koyabilir.
Hem toplumun ama hem de UBP tabanının bu konudaki sesine kulak vermek yeterli olacaktır.
UBP bu konuda ya yeni siyaset arayışına girecek ya da yurttaşlıkta izlediği siyasetle bu topluma yabancılaşma sürecini daha da artıracak.
Yurttaşlık yasaları mecliste gündeme geldiğinde ortaya çıkacak tabloyu merak ediyorum.