Yurttaşlık ayıbı ve gazetecilere dava!

Cenk Mutluyakalı

İki gazeteci bir de köşe yazarına “Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması Yasası” gerekçe gösterilerek dava okundu.
Polisten net bilgi almak için günlerdir çabalıyorum ama sonuca ulaşamadım.
O nedenle “öğrendiğim kadarıyla” yazıyorum.
Bir eksiğim varsa eğer sorumluluk, bilgi vermeyenlere aittir.

*  *  *

Özel hayatla uzak ya da yakın ilgisi yok meselenin… Kişilerin özel hayatının ya da paylaşımlarının konu edildiği bir haber de yok ortada!
Çünkü birisi kendi kendine konuşarak kayıt yapmış ve gazeteye göndermiş.
Ne mahremiyet söz konusu, ne de bir ötekinin iradesi dışında özel hayatının deşifre edilmesi…
Para karşılığı yurttaşlık temini”ne yönelik bir deneyim ya da senaryoyu önce kaydediyor… Sonra polise bu kaydın “silah zoruyla” yaptırıldığı yalanını söylüyor. Araştırma da sürüyor, bakalım sonu ne çıkacak.

*  *  *

O ses bandı bize de geldi, dinledik, inandırıcı bulmadık, araştırdık, yeterli veriye ulaşamadık ve yayınlamadık. Bir gazetemiz kendi değerlendirmesini yapmış, yayınlamış.
İyi ki de yayınlamış.
Çünkü görüyoruz ki, bir “yurttaşlık çetesi” oluşmuş ülkemizde, buna dair de bir “iç hesaplaşma” var.

*  *  *

Polis ülkedeki “sahte yurttaşlık” işlerinin peşine düşeceğine, gazetecileri kovalamış nedense… Söylenen o ki, gazetenin sahibi ile polis müdürü arasında ayrıca bir gerilim var.
Yurttaşlık” manşeti “Özel Hayat”la ilgisi yokken bunun üzerinden gazetecilere dava okunuyor. Hem yasa, hem gazeteciler hedef gösteriliyor… “Yasa kurbanı olduk” gibi bir bilinçsizlik işin diğer düşündürücü yanı…
Ceza Yasası’ndan da dava açabilirdi, genelde yaptıkları gibi…
Ceza Yasası, 47 b!..
Müfsit Niyetli Yayınlar…
Ağır Suç” ve “5 yıl hapislik…
Peki ne olurdu?

Dava açacak olan kendine bir dayanak bulurdu bulmasına da ortada kamu yararı varsa, gazetecilik yine mahkum edilemezdi.

*  *  *

Basın özgürlüğü Anayasa’nın güvencesi altındadır. Yasalar ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları kamu yararı için gazetecileri korur.
Altın kavram “kamusal yarar”dır.
Eğer ortada “kamu yararı” varsa gazetecilik korunmalıdır; kamu yararı yoksa işte o durumda korunması gereken toplum ve bireydir, gazete ya da gazetecilerden dahi…
O nedenle yapılan işe bakıyorum öncelikle… Yeni Bakış’ın haberi kamu yararı içindir ve mahkum edilemez.

*  *  *

Çoğu zaman kirini ortaya çıkardığımız ya da sorguladığımız insanların ilk başvurdukları yöntem “dava edeceğiz” seçeceğini bir tehdit olarak ortaya koymaktır.
Her daim şunu söyleriz, “elbette yargıya başvurmak sizin en doğal hakkınızdır, biz kamu yararı için gazetecilik yaptığımıza ve gerçekleri yayınladığımıza inanıyoruz, mahkemede kendimizi anlatmaya hazırız.

*  *  *

Şimdi ortada bir “haber” vardır.
Özel hayatla falan da ilgisi yoktur.
Kamu yararı için gazetecilik yapılmıştır ve gazetecilere okunan dava, bunu gündeme taşıyanların utancı olmalıdır.
Umarım bu “dava” hem bir kez daha “kamu yararı için gazetecilik” ilkesini kayıt altına alır, hem de “yurttaşlık ayıbı”nı yeniden gündeme taşır.