Yunan ve Türk, kardeştir; Yunan ve  Türk’ün faşistleri ne yazık ki çok daha kardeştir

Serhat İncirli

Yunanistan’da “bazı” muhaceret memurları, pasaportunda KKTC mührü bulunan kişileri ülkeye sokmuyor…
Bu yıllardan beri var olan ve değişmeyen bir “faşist” uygulama…

-*-*-

Hukuken buna hakları var mı?
Var olduğunu öğrendik…
Ama insani açıdan çok yanlış…

-*-*-

“Bazı muhaceret memurları” gerçekten “gıcık” davranıyor…
Ve “KKTC mührü” gördüğü anda, propagandacılığı, memurluğunun ve tabii ki insanlığının önüne geçiriyor…

-*-*-

Türkiyeli bir kadın televizyoncu kardeşimiz de Yunanistan’a gitmiş…
Kızı da beraber…
Kızının pasaportunda “KKTC mührü” görülmüş ve kendilerine bayağı da kaba davranılarak, ülkeye sokulmamışlar…

-*-*-

Kınıyorum!

-*-*-

Ama konuyu abartmaya çalışan ve “aha Yunanlılar, Rumlar böyledir, onlarla birlikte yaşanmaz” demeye çalışan, “bazı Yunan muhaceret memurları ile aynı kafaya sahip Türk kardeşlerime “birkaç soru sormak istiyorum:
Televizyoncu kadın neden bize buyurmadı?
Televizyoncu kadın ve bu konuya balıklama dalan bir yığın “faşist sazan”, Ali Kişmir, Ali Bizden, Dr. Ahmet Cavit An, Dr. Okan Dağlı ve Can Sözer Türkiye’ye sokulmazken, neredeydi? 

-*-*-

Aslında bu ve buna benzer olaylar nedir biliyor musunuz?
Yunan ve Türk, kardeştir…
Ama Yunan ve Türk’ün faşistleri, ne yazık ki çok daha kardeştir…


Yiyen, yutan unutulacak; kimse, kimseden hesap sormayacak

Dün yazmıştık…
“Kıb – Tek’te hırsızlık” demiştik…

-*-*-

Neden “hırsızlık” demiştik?
KKTC’nin aldığı fuel oil yakıtın borsadaki ton fiyatı: 838 Amerikan Doları… 
KKTC’nin yakıta ödeyeceği miktar ton başına bin 305 Dolar… 
Alınan yakıt miktarı 2 bin 300 ton…
Bu 2 bin 300 ton yakıtın borsa fiyatı 1 milyon 927 bin 400 Dolar…
Ancak bizim ödeyeceğimiz miktar 3 milyon 105 bin 400 Dolar… 
İhaleye çıkılmadığı için ve doğrudan alım yapılacağından dolayı Kıb – Tek’in ödeyeceği fiyat farkı 1 milyon 177 bin 600 Dolar… 

-*-*-

Maliye Bakanı Sunat Atun, ihalesiz alım nedeniyle, KKTC ahalisinin “kazık” olarak hazmetmek zorunda olduğu “1 milyon 177 bin 600 Dolarlık” miktarla ilgili dün Meclis’te özetle şu açıklamayı yaptı…

-*-*-

Açıklamanın özeti şöyle:
“Küresel salgın nedeniyle bölgemizde enerji ve gıda tedariki sorunu vardır…
Rusya – Ukrayna savaşı nedeniyle de enerji tedariki sorunu artmıştır…
Akaryakıt tedariki çok zorlaşmıştır, bölgede ürün yoktur ve ne bulursak onu alıyoruz… 
Vatandaşa pahalılık olarak yansımayacak ve çevreye zararı olmayacak.
Yönetim Kurulu kararı da vardır. 
Getiren gemi de uluslararası sularda seyir etme hakkına herhalde sahiptir.
Ya elektriksiz kalacaktık ya da bu miktarı ödeyecektik…”

-*-*-

Bu arada Kıb – Tek’te örgütlü El – Sen’in Başkanı Kubilay Özkıraç bir açıklama yaptı ve dedi ki:
“… Geçmişte ve bugünlerde özellikle  yakıt   konusunda yaşanan vurgunlarla ilgili tek bir soruşturma açılmamıştır…”

-*-*-

Gelmek istediğim nokta şudur:
Bu konu kesinlikle araştırılmalıdır.
Maliye’nin, Polis’in ve Sayıştay’ın kesinlikle devreye girmesi gerekmektedir.

-*-*-

Çünkü, Yönetim Kurulu’nun kesinlikle düne kadar bu konuda bir kararı yoktur…
Çünkü, piyasadaki akaryakıt fiyatı ile alınan akaryakıt fiyatı arasındaki fark, çok büyüktür…
Çünkü, yakıtı getirecek gemi ile ilgili “korsan gemisi”ne varan iddialar söz konusudur…
Çünkü, Özkıraç’ın da dediği gibi, “geçmişte ve bugün” hiçbir vurgun “temize” çıkmadığı, araştırılmadığı için; bu konuda Sunat Atun’un açıklamaları zerre kadar inandırıcı gelmemektedir.

-*-*-

Tam bu satırları yazarken, çok sevgili bir kardeşim aradı; Özkıraç’ın söylediklerini teyit edercesine; şöyle bir soru sordu:
“… 30 senedir yazıyorsun; ganimetten, arsa peşkeşine, son günlerin özel konusu orman evine, her türlü adam kayırmacılığına, her türlü rüşvet iddiasına, demokrasiye müdahalelere, siyasi darbelere ve her türlü usulsüzlük ya da yolsuzluğa karşı tek bir net sonuç işittin mi?”

-*-*-

Bu konu da unutulacak…
Yiyen, yutan hayatını keyifle sürdürecek…
Kimse, kimseden hesap sormayacak…

-*-*-

Sevgili kardeşim çok haklı…
Hiç hesap sormadık ki bu güne kadar…
Yapılan her şeyi de unuttuk…
Kabullendik…

-*-*-

Bu “hırsızlık” ve topluma “kazık” da iki gün sonra unutulacak…


İngiltere'de yayımlanan Sunday Times gazetesi, İngiltere Veliaht Prensi Charles'ın eski Katar Başbakanı Şeyh Hamad bin Jassim'den, 2011-2015 yılları arasında üç kez birer milyon euro nakit para aldığını yazdı. Galler Prensi Charles'ın ofisi Clarence House, bu paranın bağış amaçlı olduğunu ve "yasalara uygun olarak" prensin yardım derneklerine aktarıldığını açıkladı… (Rüşvet denen mesele oralarda da yok değil yani…)