Yönetim notu: 10 üzerinden 3!

Cenk Mutluyakalı

Kamuoyu araştırmaları seçim süreçlerinin vazgeçilmez unsurudur.
Hem adaylara, hem de kampanya ve seçmene yön verirler.
Ama çoğu zaman şu soru kendini yineler: Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan?
Kimine göre sonucu gösterir anketler, kimine göre sonucu belirler.

***

Anketler hedef kitleyi bilgilendirdiği gibi yönlendirme gücüne de sahiptir elbette...
Seçilen örneklem ne kadar doğruysa, sonuçlar o oranda gerçeğe ışık tutar.
Bir de insanlar ne kadar özgür ve dürüstse…

Fark ettiniz mi bir seçim yaşıyoruz ve ilk kez neredeyse hiç anket yayınlanmadı. 10 Haziran da son gündü zaten… Sonrasında yayın yasağı var.
“Ara Seçim” pek bir heyecan yaratmadı sanırım…
Ya da Türkiye seçimlerinin gölgesinde kaldı.
Gereksizdi.
Bir vekilin kendini öne çıkarma hevesi hepimize pahalıya patladı.

***

Yine de topluma önemli bir imkan yarattı.
Bir şans!
Kendimizi göstereceğiz.
Tepkimizi göstereceğiz demek daha doğru aslında…

Tek vekil seçmek işin sadece “sembol”ü olacak.
Asıl manzara çoğunluğun bugünkü yönetimi onaylaması ya da reddetmesi üzerinden okunacak.
Ya da yeniden ikiye yarılacağız karpuz gibi…

***

Mayıs ayında gerçekleşen iki ayrı kamuoyu araştırmasını kapsamlı inceleme imkanı buldum, en günceli ülke genelinde yüz yüze yapılmış, bin örneklemle…
Üstelik baktım; “son seçimde kime oy verdiniz” sorusuna yanıtlar da uyuşuyor.
Örneklem tutturulmuş.
Yaş, cinsiyet, meslek, kent, kırsal dağılımları doğru…
En fazla merak ettiğiniz soruyu biliyorum: “Kim önde?
Sami Özuslu’nun kararsızların dağıtılmadığı sonuçlarda bir adım önde olduğunu gördüm.
Ali Başman’la yarışıyor.
Sokaktaki manzara da bu yönde görülüyor.
Elbette hatırı sayılır bir kararsız seçmen kitlesi de var.

***

Asıl dikkatimi çeken sonuç şu oldu.
Burada kararsız yok.
“Ülke yönetimine kaç puan verirsiniz” diye sorulmuş ve 10 üzerinden not istenmiş.
Karne gibi…
3.02 çıktı ortalama!
Üç!
Hani okul argosuyla “çakılma” hali…

Bir başka önemli nokta…
Ülkede en az güvenilen kişi “başbakan” olarak anons ediliyor, düşünsenize…

İkinci bir araştırma demiştim, 500 kişiyle yapılmış, yüz yüze ve telefon yöntemi bir arada…
Hemen hemen aynı sonuçlar…
“Hükümet”e güven yerlerde…

***

İnsanların mutsuz ve endişeli olduğunu, gelecek kaygısının köpürdüğünü söylemek için ankete de gerek yok sanırım…

Güvensizlik çoğalıyor.
Hem siyasete hem de hayata dair şimdi…
Çünkü yaşam alanlarımızdaki yabancılaşma, nüfus siyasetindeki derin yanlışlar, pahalılığın normalleşmesi ve keyfileşmesi, işsizliğin büyümesi herkesi derinden yaralıyor.
Ekonomide, trafikte, eğitimde, sağlıkta, çalışma yaşamında kaos var, huzursuzluk var.
Bunun temel sebebi de belirsizlik, iradesizlik, kötü yönetim…

Yeni bir dönem için samimiyet kadar radikal ve kararlı eylemlere, dünyayla barışmaya, kapasite sahibi ve dürüst yöneticilere, bir de ortaklaşmaya ihtiyaç olduğu ortada…

“Ara Seçim” ders vermeli, mutlaka…