Yeniden ‘Bu Memleket Bizim Platformu’…

Kutlay Erk

 

Kıbrıslı Türklerin yeni cumhurbaşkanını AKP Kıbrıslı Türklerin bir yarısının oyları ile seçtirdi; AKP’ye hayırlı olsun… Şimdi sıra Kuzey Kıbrıs’ta AKP siyasetine geçit vermek istemeyen Kıbrıslı Türklerin diğer yarısının ne yapacağında…
Bu seçimde Kıbrıs Türk demokrasisi AKP marifetiyle çarçur edildi. Kıbrıs Türk muhalefetinin demokrasiyi kurtarmak, geliştirmek ve Kuzey Kıbrıs insanını geleceğin sürdürülebilir sosyal, ekonomik ve siyasal yaşamına ulaştırmak ödevi daha ciddi bir aşamaya girmiştir.

Koşullar yirmi yıl öncesine çok benziyor. Kırık dökük bir ekonomi, değer kaybeden bir para birimi, içe kapatılmış bir halk… Kıbrıs sorunu çözüm sürecinde tıkanıklık, iki devletli çözüm isteyen bir Kıbrıs Türk liderliği ve halkın makus talihi olan statükonun devamı… Kıbrıs Türk kimliğini değiştirme gayretlerinde bir Türkiye hükümeti… Yirmi yıl öncesiyle olan tek fark  uluslararası siyasetin Kıbrıslı Türklerle ilgili algısı… Yirmi yıl önceki algıya göre, Kıbrıslı Türkler silah zoru ile aldıkları toprağı ve Kıbrıslı Rum mallarını vermek istemeyen, dolayısıyla da BM ölçütlerinde çözüm görüşmelerini “Yapayım da olmasın” zihniyeti ile köstekleyen bir toplum… Şimdilerde ise BM ölçütlerinde çözümü iki defa kabullendiğini uluslararası topluma kaydettirmiş, toprak ve mal iadesinde irade kullanmış, Kıbrıs’taki statükoyu reddeden onurlu ve direngen bir halk; kendi kaderini tayin hakkını BM marifetiyle kullanarak, Kıbrıs’ta yaşayan ayrı ama ayrılıkçı olmayan bir halk…

Dolayısıyla, yirmi yıl öncesinin koşullarında Kıbrıslı Türklerin toplam muhalefetinin adada barış ve soruna çözüm için oluşturduğu ‘Bu Memleket Bizim Platformu’ bugün yeniden yaşanan benzer koşullarda yeniden canlandılımalıdır. Muhatap gene aynı muhataptır; Kıbrıs’ta statükonun devamını kendileri için isteyen ve dolayısıyla BM çatısındaki çözüm görüşmelerine çomak sokan Kıbrıs Türk liderliği ile onu makama oturtan Türkiye iktidarı… Platform’un oluşturucu unsurları gene aynı olmalıdır, Kıbrıs’ta BM ölçüylerinde çözümü destekleyen siyasi partiler ve sivil toplumun tüm unsurları; sayısı doksanları aşan toplam unsurlar, tüm yurtseverler…

Bunu başarabilmek için tüm unsurların farklılıklarını dondurarak, ortak yanları üzerinden hareket etmesi ve her bir katılımcıyı eşit görmesi kaçınılmazdır. Farklılıklar üzerinden yürüyen süreçlerin Kıbrıs Türk barış ve çözüm güçlerini ve daha geniş anlamda Kıbrslı Türk yurtseverleri getirdiği aşamanin tescili 18 Ekim’de yapılmıştır. Artık kibir ile, büyüklük havaları ile, ideolojik klikleşme ile, kim daha dik duruyor yarışı ile, kim omurgalı – kim omurgasız tartışmaları ile ve kim önder olacak çekişmeleri ile yürünecek yol olmadığı kesinleşmiştir. Kısır çekişmeler, kökenden insan ayrıştırmalar, zümresel çıkar odaklanmaları ve ittifakların kendi eksenlerinde olması kaprisleri ile yürünebilecek yol yürünmüş, 18 Ekim’de duvara toslanmıştır. Yeniden ‘Bu Memleket Bizim Platformu’ ve yenisi daha organik bir ittifak, daha derin bir dayanışma olabilmelidir. Şakası yok… Eğer Platform canlanamazsa veya canının kanı yetersiz kalırsa veya vücudunun organları birbirleri ile uyumu yakalayamazsa, gelecek, AKP’nin kurgusuyla gelecek,

Platformu başlatma inisiyatifini kim alacak? İşte burda tüm unsurlar, mücadelenin siyasi kapsamı olduğu nedeniyle, inisiyatifin CTP’den gelmesinden sıkıntı duymamalıdır; CTP de kullandığı inisiyatifin kendisine verilen bir hak değil, bir sorumluluk olduğunu bilerek ve Platform’un canlanmasını sağlamakla yükümlü bir görev olduğunu bilerek inisiyatifi kullanmalıdır. Ve Kıbrıslı Türkleri Platform gene sokaklara çağırabilmeli ve onbinleri sokakta demokratik eylemlerde buluşturabilmelidir. Yirmi yıl öncesi gibi; yirmi yıl önce başarılanı yeniden başarmak için… Kıbrıs sorunu çözüm sürecini yeniden ve BM ölçütlerinde başlatmak ve sonuçlandırmak için… Anımsamakta fayda var, yirmi sıl önce Platform’un etkili eylemlerinden sonra gelişen siyasi irade Cumhurbaşkanı Denktaş’tan, Başbakan Talat’a geçmişti ve Annan Planı referandumuna giden süreci Platform bu siyasi mekanizma ile başarmıştı. Yeniden olabilir, yeter ki Kıbrıs Türk yurtseverleri 18 Ekim’in verdiği dersi iyi okumuş olsun…

Geride kalan seçim AKP’nin oyun kuruculuğuyla geçti; AKP senaroyu yazdı, rol kapıp kapak yıldızı olmak isteyenler yarışa girdi, kapak yıldızını AKP Kıbrıslı Türklere seçtirdi… Şimdi sıra yurtseverlerin oyun kuruculuğunda; onların birlikte senaryo yazıp, rolleri eşit paylaşımında ve kapak yıldızı yaratmaya değil, Kıbrıslı Türklerin geleceğinin yönünü bulacağı bir Kutup Yıldızı olmakta…

Gelecekte kazanılacak zaferler var… Geçmişte kazanılan zaferler gibi… Geleceği yurtseverlerin dayanışması kuracak… 18 Ekim’in satır arası öyle mesaj veriyor, okuyana…