YAZ HAZIRLIĞI

Tamer Öncül

 

Birden bire gelmişti sıcaklar.

Tam, Lefkoşa’nın üşüten serin gecelerini Ekim’e kadar zor görürüz artık, diye düşünürken, serin, bulutlu bir sabaha uyandık Perşembe gün…

Buna karşın, sıcak kendini hissettiriyor. Yarına bu hava kalmaz, belli…

40’ı selamlayacak yine güneş; betonların arasında bir ağacın gölgesini arayacağız… Apartmanda yaşayanlar, evinin her tarafını betona boğanlar, klimanın yapay soğuğuna sığınacak; akıllı telefonlarda, sanal bir yaz geçirme devri başlayacak…

Benimse, “bahçe gecelerim” başlayacak. Kışın dahi fazla ilgi göstermediğim Televizyonu unutma devri… Oturma odasını terk edip; bahçeye taşınmanın hazırlıklarına çoktan başladım…

Yarasaların uçuştuğu bahçede oturup; son portakal çiçeklerinin kokusunu ciğerlerinize çekerken, yıldızların ışıltısıyla, kitapların sayfalarını süslemek… Küçük dünyamızdan ve sorunlarımızdan uzaklaşıp doğayla /Evrenle baş başa kalmak…

İnsanın kitapla başbaşalığı, (kuru) kalabalıklardan daha çoğaltıcıdır genellikle…

Kitap okuma üzerine yapılan araştırmaların çoğunda bu “yargı”nın bilimsel olarak kanıtlandığını görebilirsiniz.

Bu konuda son yapılan araştırmalardan biri de Kingston Üniversitesine ait. Bu araştırmaya göre, kitap okumak insanların sosyal çevrelere daha kolay adapte olmalarına neden oluyor. Bunun nedeni de, düzenli kitap okumanın kişide empati duygusunu geliştirmesi olduğu olarak saptanmış.

Kitap okuyan katılımcıların televizyon izleyenlere oranla daha arkadaş canlısı olduğunu belirten bilim insanları Brighton’da düzenlenen British Psychological Society Conference’ta yaptıkları açıklamada, düzenli kitap okuyanlarda pozitif davranışlara daha sık rastlandığının da altını çiziyorlar. Bu etkiyi yaratmada en başarılı kitap türü de, komedi kitaplarıymış…

Onca kötülük ve vahşete karşı, insana direnç gücü veren bir işlevi var komedinin/ ironinin. Gülmenin yalnızca ruhsal anlamda değil; fizyolojik sağlık açısından da önemli olduğu, bilimsel verilerle çoktan kanıtlanmıştı…

2000’li yıllara kadar bizim toplumda direnç gücünü veren UMUT’tu!.. Ve biz onu, hızla tükettik… Birkaç kırıntı kalmıştı belki, sağ olsun küçük hesaplara kendini kaptırmış iki yaşlı liderimiz geçen gün onları da tüketti…

Artık elimizde yalnızca İRONİ kaldı; bir de kitaplar… Ve gökyüzünü süsleyen kırlangıçlar…

 

 

KIRLANGIÇLAR

Hirundo rustica

 

Boşuna bekleme

başın yukarıda,

titreşen tellerin ritminde

üşüyen gözlerin

bir ay daha bekleyecek

boş nota yerlerine bakıp…

Önce fırtınası,

sonra gelecek kırlangıçlar.

Sürgüne gönderilen

SOL anahtarı gagalarında

kavuşmanın coşkulu müziği

dolacak bahçeye…

Bulutları parçalayan

keskin uçuşlarla açacaklar

güneşin perdesini

ve sen sıcaktan bıkana kadar

açık kalacak perde…

Ta ki onlar da sıkılıp

başka sıcaklara uçuncaya dek…

Unutmazlar, korkma

dönmeden örtecekler perdeyi…

T.Ö.