Yaşlı Bakım Evleri…

Kutlay Erk

Kısa bir süre önce Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği öncülüğünde yaşlıların sesi olmak ve onların sorunlarının çözümünde hükümetin sorumluluklarını yerine getirmesi için bir eylem yapıldı; 28 sivil toplum örgütü de bu eyleme destek verdi.

Eylem konusu ile yakından ilgilenen bağımsız Milletvekili Jale Refik Rogers geçmişte de meclis kürsüsünden dile getirdiği yaşlı bakım evleri ile ilgili mevzuat eksikliğini, devletin yaşlı bakım evleri ve kronik hastalıklar hastanesindeki yetersizliklerini, özel yaşlı bakım evleri ile ilgili sorunları bir kez daha hükümete iletildiğini açıkladı. Rogers ayrıca, Meclise gelmiş olan yaşlı bakım evi yasa tasarısının ivedilikle görüşülmesinin ve geri kalan yasaların güncellenmesinin sosyal devlet olmanın gereği olarak yaşlıların insan onuruna yaraşır bir bakım alabilmelerini vurguladı.

Eylem de Milletvekili Rogers de haklı ve doğru… Temmuz 2002’de Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanlığı’na seçildikten sonra yaptığım ilk işlerden biri ‘Yaşlılara Avrupalı Hizmet Birimi’ oluşturmak ve bölge–bölge ve aşama-aşama olmak üzere 65 yaş üzeri yaşlılarımız belirleyip, kaydedip, onlara kendi evlerinde bazı hizmetleri sunmak olmuştu. Kıbrıs Türk Belediyecilik tarihinde ilk kez böyle bir proje uygulanmıştı. Birimde oluşturduğumuz ekipler yaşlılarımızı kendi evlerinde ziyaret edip onların sağlık ve bazı sosyal hizmetler ihtiyaçlarını karşılıyordu. Ayrıca, dönem-dönem piknikler, toplu yemekler organize ediliyor, onların sosyalleşmesine de katkı sağlanıyordu; yıllarca görüşememiş eski arkadaşların, komşuların ve akrabaların bu vesilelerle karşılaşması, buluşması çok mutlu bir ortam yaratıyordu…

Yaşlılara bu bağlamda verilen daha pek çok hizmetler vardı; bilenler ve anımsayanlar vardır elbet… Önemli olan ise böylesi bir projenin nerden kaynaklandığı, neyi amaçladığı, verilen hizmetlerin temel kavramının ne olduğu idi… O zamanlar muhaliflerimiz bizim popülist davranarak oy avcılığı yaptığımızı söylüyordu; hiç anlamamışlardı projenin asıl amacını çünkü onların her yaptığı oy hesabına dayalı idi… Yaşlılarımız aile gençlerinin yardım, destek ve katkısına ihtiyaç duymaktadır; aile gençlerinin ise kendi çoluk-çocuğu, işi-gücü vardır ve yaşlılarına ihtiyaç duyduğu ilgiyi, desteği, yardımı tam ve zamanında ve gerektiği gibi vermekte sıkıntıları vardır. Çevre desteği şart… Devlet kurumları bu desteği vermekte hantal kalır; belediyeler daha pragmatiktir ve yaşlıların duydukları ihtiyaçlara çözümleyici olmakta daha verimli olur. Dolayısıyla hem yaşlının ihtiyacı yerine getirilir hem de onların gençlerine destek verilmiş olur.

Bir örnek verelim… Yaşlılarımız gençliklerinde Hala Sultan Tekkesini ziyarete giderdi; 1974’ten sonra onlarca yıl gidemediler… Gençlerinin ise öyle bir geçmişi yoktur… Belediye olarak onları Larnaka’ya Hala Sultan Tekkesine götürmek ve onların nostaljik bir hasretini gidermek biz belediye yönetimine de büyük bir manevi haz vermişti.

Yaşlılar için ihtiyaç duydukları hizmetleri alabilmek önemlidir; bunu kendi evinde ve sosyal çevresinde yaşayarak almak ise bir bakım evinde almaktan çok daha da önemlidir … Yaşlılara bakım için beş yıldızlı otel niteliğinde bir bakım evi yapabilirsiniz, en harikasından kişilerle onlara oralarda en harikasından hizmetler verebilirsiniz… Kendi sosyal tarihinden ve çevresinden kopuk bir yerde ve şekilde bu hizmetleri verdiğinizde, kabulleri buruktur, canları eziktir, moralleri kırıktır… Etrafında çoluk çocuğu ve gelen giden eş-dost ve akrabaları, yoksa, tanıdıkları, arkadaşları, komşuları yoksa aldığı hizmetlere müteşekkirdir ama duygusal olarak tatmin değildir… Ziyaretçileri zaman içinde azalır, kendi çocuklarının ziyareti bile seyrekleşir… Birinin ziyaretçisi geldi mi, diğerlerinin gözü kapıdadır ve ziyaretçileri gelmemişse onuru kırıktır, hıçkırığı boğazında yaşları göz yuvalarında düğümlüdür… Gariban hisseder, terk edilmişlik hisseder… Sağlığını daha da bozacak bir ruh haline girer…

Kendisi gibi birçok yaşlı ile aynı yerdedir, tüm zamanını onlarla geçiriyor; yalnızlık çekmiyor diye kabul edilir… Peki de ne konuşuyorlar, sohbet konuları nelerdir? Önce birbirlerine kendi geçmişlerini, ailelerini ve yaşadıkları acı-tatlı anılarını anlatırlar… Sonra da her yaşlı kendi hastalığını, sağlık sorunlarını konuşur; hatta kimin hastalığı daha ciddidir diye yarışa, iddiaya bile girerler… Daha da hasta olurlar kendi iç dünyalarında… Ve en acı olay, yaşlı bakım evinde birlikte oldukları arkadaşlarından biri vefat edince yaşanır… Hepsinin morali yıkıktır, hepsinin aklından geçen “Şimdi sıra kimde?” sorusudur… O vefatın üzerinden günler geçer kendilerine gelmek için… Ve tam da kendilerine geldiler ki bir arkadaşları daha göçer…

Konuyu daha fazla dramatize etmek istemem; gerçeğinde ise Yaşlı Bakım Evi’nde yaşamak yaşlılar için dramdır. Gençler ise mecburiyetten böyle bir çözümü evla görüyordur. Çözüm arayışı devletin fiilen dahil olacağı bakım evleri olmamalıdır… Çözüm belediyelerdedir, devletin ve ailelerin de desteği ile belediyelerin yaşlılara kendi evinde, kendi sosyal çevresinde yaşamaya devam ederek sağlık ve sosyal gereksinimlerini karşılayabilmektedir. Çözümün odağında sağlık sorunları ile boğuşan, sosyal konularda ilgi ve desteğe ihtiyaç duyan yaşlılara bu nitelikte ilgi ile bireysel sağlık sorunlarına karşı yüksek moralle daha dirençli olmalarını sağlamak olmalıdır.
Konu, yasal düzenlemeler için meclise gelmişse, odağında devletin yaşlı bakım evleri işletmesi veya özel yaşlı bakım evlerine belirli koşullar getirmesi yerine yaşlılara kendi evlerinde ve sosyal çevrelerinde yaşamaya devam edebilmeleri için belediyelerin destek vermesini düzenlemek, devletin belediyelere bu yönde kaynaklar sağlamasına yönelmek daha doğru ve sonuç alıcı olacaktır. LTB Başkanlığım döneminde Yaşlılara Avrupalı Hizmet Birimi’nin bir etkinliğinde ileri yaşlı bir kadın üyemize seslenirken, kadın bir eli ile ceketimin kenarını çekti, diğer eliyle elimi tuttu, çok mutlu bir tebessümle gözlerime baktı, konuşamadı, yutkundu; sessizliğinin sesi çok şey anlatmıştı…
Yaşlılar için talep, yaşamlarının geri kalan süresini kendi evlerinde ve sosyal çevrelerinde en rahat, sıkıntısız, sağlıklı ve mutlu şekilde yaşayabilecekleri ortamın ve olanaklarının devlet desteğinde ve belediyeler marifetiyle yaratılması olsun…