‘YAPANIN YANINA KAR MI KALACAK?’

Sami Özuslu

Prof. Mustafa İlkan hocam isyan ediyor yaşananlara…
Haksız mı?
Kritik sorular soruyor, gönderdiği katkı yazısında…
Son derece önemli hatırlatmalar eşliğinde, o önemli soruyu gündeme getiriyor: Yapanın yanına kar mı kalacak?
Yapanlara bir şey olmadıkça, yaşanacak bir ülke olmaktan çıkıyor yaşadığımız toprak.
Fazla uzatmanda sözü, Mustafa İlkan’a bırakıyorum köşeyi…

*  *  *

“Öncelikle planlı yapılaşma, planlı gelişme ve planlı çevre anlayışına içtenlikle katılır ve katkı da koyarım.

Ancak gel gör ki iş böyle yürümez. Bu ülkede alan alır, satan satar, sonra gerisine vur palayı!..

Öncelikle bu talan edilen ve yüzde 80 toprağı bizim olmayan yarım kara parçası şunu sormalıyız:  

Ey adam, sen kimin malı üzerinden ahkam kesmektesin?
Kimin malına ne yapılacağının veya yapılamayacağının çekişmesini yaparsın?

Bir çözüme kadar bu toprakları korumak ve temiz tutmak zorunda olduğumuzu hatırlatmalıyız. Diyelim ki bunu kabul etmiyor ve ‘bu topraklar bizimdir’ diyoruz. O zaman da imar planları ve emirnamelerden önce ülke için ekonomik gelişme ve yatırım planlaması yapmak gerekmez mi?

Kıbrıs her ne kadar da iki kısma bölünmüş olsa da planlaması ortak sorunumuz değil mi? Hani işbirliği? Ekonomimizi hangi yönde geliştirmeliyiz? Hangi alanlarda yapılaşma ve ne tür yapılaşma yapacağımızı planlamamız gerekmez mi?

Turizm ve Yükseköğrenim mi?

Öyle ise gelişme bölgeleri ve buna uygun yatırım alanları planlaması yapmamız gerekmez mi?

Örneğin Lefkoşa’da –ki her yerde aynıdır- atmanın sonu yok. Kimisi tek kat, kimisi iki kat, kimisi de ‘yukarı büyüme’, yani apartmanlar der. Hangisi hangi şartlarda doğrudur? Yuvarlak konuşmalar, atmalar, saçmalamalar gırla…

Lefkoşa’da bir ev yapmaya karar verdim. Bana dediler ki ‘kat izni 3 kat’. Tamam ama dibimde 10 kat inşaat var zaten. Ama o önceden izin aldı dediler. Daha sonra inşaata başlayan başka bir bina da 5 kata çıktı. Bu nasıl planlamadır?

Şimdi ben biraz sesimi yükseltsem kendi çıkarıma mı çalışmış ve şehirleşmede planlamaya uymak istemediğim sonucu mu çıkacak?

İşte buradaki kavga gürültü da bu…

Ne yapmak istediğimiz belli değil. Planlamamız ne yönde olacak belli değil, ama planlama ve emirnamemiz var. Yani temelsiz bina yapıyor gibiyiz bana göre…

Çok mu geç kaldık

Evet, çok geç kaldık. Alınız bakalım Girne’yi geri… Peki Girne’nin bu hale gelmesinde kimlerin rolü var? Kimler en fazla rantı elde etti? Bunun tespiti yapılamaz mı? İşte sanırım sorun bu…

Evet yapanın yanına kaldığı bir ortamda hiçbirşey bana anlamlı gelmiyor. Çünkü niyetimiz kötü. Çünkü art niyetliyiz. Çünkü geçmişten hesap soramıyoruz.

Geçmişte rantı sağlayanlar acaba şimdi bu tantananın neresindedir? Tarihi geri getiremeyiz ama birazcık da ders alalım bari…

Bazen bir deşifre bile birçok kesime geri adım attırır ve raya oturtur.”