‘Yap, boz’

Cenk Mutluyakalı

İnsanın aklı almıyor.
Sağlık Bakanı, bir doktor değil mi?
Tabipler Birliği üyesi, aynı zamanda…
O halde…

***

Bir ülkenin bütün hekim örgütleri “Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi, pandemi hastanesi ilan edilecek en son yerdir” diyor.
İlk ilan ediliyor.

***

Şimdi şunu merak ediyorum.
Ya bu ülkenin hekimleri sağlığı bilmiyorlar.
- Mümkünü var mı? -
Ya da sağlık “siyasi kararlar” ile yönetiliyor.

***

Anlamıyorum.
Çünkü Tabipler Birliği aynı zamanda Covid-19 Koordinasyon Merkezi’nin de üyesi…
Aklım almıyor.
Çünkü hükümet ortakları içinde bir de Moleküler Genetik Uzmanı milletvekili var.
Hani “nimet” gibi…
O da sosyal medyadan paylaşıyor önerilerini…
Onun dediklerinin de neredeyse tam tersi uygulanıyor.

***

Bakanlar Kurulu’ndan dışarı sızan kulisler de önemli tabii…
Sağlık Bakanı kimseden katkı kabul etmiyor, kimseyi konuşturmuyor, çocuk gibi küsüyor. Başbakan susuyor. Sağlık gündemi sinir harbine dönüşüyor.
İyi ki sağlık örgütleri, kamuoyu baskısı, muhalefet ve medya var, böylece kimi üst düzey kararlar da dayatılıyor.
Yoksa görüyorsunuz…
O kadar çok “yap, boz” var ki bu süreçte..

***

Sağlıkla ilgili kararlardan doktorlar mutsuz…
Ekonomiyle ilgili kararlarda iş dünyası, esnaf, sanayici…

Evet “zor” bir süreç, haklısınız…
Evet, gecesini gündüzüne katarak çalışıyor, pek çoğu…
Evet, yorgunluk büyük…
Öyle de!
Kriz dönemlerini yönetmektir marifet…
Yoksa ‘hayat bayram olsa’ eğer, o koltuklara, 23 nisan çocukları yeter de artar bile!
 


Önce kendileri uygulasa ya!



Kıbrıslı Rum gazeteci arkadaşıma soruyorum, “nasıl gidiyor” diye.
“Bilgisayar başından gündemi izliyoruz” diyor.

- “Basın toplantıları…”
- “Yok.”
- “Niye yok?”
...
“Sağlık Bakanlığı WhatsApp üzerinden soruları alıyor, yanıtlıyor.”
“Nöroloji ve Genetik Enstitüsü her akşam saat 18.00’de tüm detayları paylaşıyor, online açıklama yapıyor.”
“Siyasi liderler ya da bakanlarla Skype bağlantısı yapılıyor.”

Adanın kuzeyinde Başbakan “sosyal mesafe” uyarısı yapıyor, “evde kal” diyor.
Sonra basın toplantısında altı kişi yan yana oturuyor.
Basın da çağrılıyor.
Bakanlar Kurulu toplantılarına özellikle çağrılıyor gazeteciler, seviyor bizim siyasiler, yüz yüze işleri!
Yüzümüze gözümüze öyle bulaşıyor.