Yaladıkları parmak

“Başbakan” olarak Güzelyurt’u ziyaret etmiş, İrsen Küçük. Hafta sonu... Bir “Başbakan”, en acil, en önemli, en dikkat çekici nereye gider dersiniz? “UBP İlçe merkezine...” Toplantı yapmış!.. Yok canım, “

 

 

“Başbakan” olarak Güzelyurt’u ziyaret etmiş, İrsen Küçük.

Hafta sonu...

Bir “Başbakan”, en acil, en önemli, en dikkat çekici nereye gider dersiniz?

“UBP İlçe merkezine...”

Toplantı yapmış!..

Yok canım, “parti başkanı” olarak değil, “Başbakan” sıfatıyla, elbette (!)

Yargıyı ve mahkemeyi ‘küçük’ hesaplarına takmıyor yani!..

Oysa, mahkeme, “parti başkanlığı yetkililerini kullanamaz” demişti...

Başbakan’ın yargıya böylesine saygısızca davrandığı bir ülkede, yurttaş ne yapar dersiniz ?!

 

***

 

Ne yaptığını gördük... İşte Lefkoşa...

Sendika ve işçiler, yollara çöp döktüler, uzun caddeler boyunca...

Çok çirkin, yakışıksız...

Kimse bana, bunun “demokratik mücadele” olduğunu söylemesin...

İki yanlışın bir doğru etmeyeceğini bilmeliyiz...

Belediye işçileri, eylemciler, sendika, eğer bu kafayla giderse, haklıyken, haksız duruma düşecek, uyarmış olalım...

“Lefkoşalı”yı alamayacaklar yanlarına ve yalnızlaşacaklar giderek.

Evet, “angarya” çalışmamakta haklılar...

Kimse, bir diğerini, “yasal haklarını” görmezden gelerek, geleceğini “çalarak” çalıştıramaz...

Öyle de...

Yollara çöp dökmek neyin nesi!

O çöpü toplamazsınız, “angarya çalışmayız” dersiniz, tamam...

Ama o yolları siz kirletemezsiniz.

O zaman “hükümete” kızar, tüm bir şehri cezalandırırsınız...

Hakkınız yok...

 

***

İş iyice çığırından çıkarken, yönetenler ne yaptı peki?

Hiç! Ne bir diyalog, ne de girişim...

Tüm bunların sebebi başıboşluktur, beceriksizliktir, sorumsuzluktur, iş bilmezliktir...

İLKESİZLİKTİR...

Yönetim yok... Yönetim aklı hiç yok...

“Ekonomik Program”ı bir başka ülkenin “atanmışları” açıklar; Kıbrıs sorununu rafa kaldıran Cumhurbaşkanı parti içi egolarının peşine koşar, Başbakan yargıyı “ti”ye alır, Bakanlar el etek öpmekten memlekete bakmaya fırsat bulamazsa...

Sonuç bu işte...

 

***

Bu yaşadıklarımıza “istikrar” diyenlerin “körlüğü” de cabası tabii...

Balı tutan parmağını yalardı eskiden...

Şimdi, yaladıkları parmakta bal yerine, “lağım” var!..

 

 

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri