Yahudi Muhacirler-67

Eralp Adanır

İngiliz Mandasının sona ereceği ve tüm idarenin kurulacak olan yeni Yahudi Devleti'ne bırakılacağı 15 Mayıs tarihine yaklaşıldıkça, Araplar ile Yahudiler arasındaki savaşın son bulabilmesi için çaba bulmak yerine en acil olanın en azından Kudüs'ün özerk bir duruma getirilmesi çabaları ortaya atılıyor. Bilindiği gibi Kudüs; sadece Müslümanların değil, Yahudilerin, Hırsitiyanların da dinlerinin doğuşu açısından kutsal bir yerdir. Bu vesileyle bu yerin talan edilmesi, zarar görmesi kimsenin çıkarına olmayacağı bilinciyle en azından bu şehir için bir ateş-kes uygulamasına gidilme fikri yoğunlaşıyordu.

 

"11 Mayıs 1948-Hür Söz-s:1

Filistin Vaziyeti Daha Feci Oluyor

Kudüs'ün Kurtarılması İçin Gayretler

İngiliz manda idaresinin sona ereceği 15 Mayıs yanaştıkça bu memleket bir cehenneme dönmektedir. Bir taraftan Yahudiler karışık vaziyetten istifade ederek bir Hükûmet kurduklarını ilân etmekte ve böylece (Yahudi Devletini) bir olup bitti olarak kabul ettirmeğe çalışıyorlar.

Diğer taraftan Amerika ve diğer Hristiyan devletler Manda idaresinden sonra büsbütün feci bir hal alacak olan anarşinin hiç olmazsa Kudüs şehrine de siyaret etmemesi için çalışmaktadırlar. Arapların da buna razı oldukları ve (Ateş kes) emrine riayet edecekleri sanılmaktadır. Bu emrin yerine getirilmesi için, Arap Birliği Genel Sekreteri Azzam Paşa Kudüs'ü ziyaret ederek, İngiliz Yüksek Komiseri Sir Alan Conningham ile görüşmüştür.

Filistin'in diğer yerlerinde Araplarla Yahudiler arasında yapılmakta olan çarpışmaların kati olarak ne merkezde olduğunu kestirmek kolay değildir. Her iki taraf da kendine uygun bir şekilde haberler vermekte ve şahsi emniyeti garanti edilmeyen birtaraf gazeteciler harp sahalarına yanaşamamaktadırlar.

Yahudi kaynakları tarafından verilen haberlere bakılırsa, Kudüs'ün dışında Kudüs-Tel Aviv yoluna hakim olan ve askerlik bakımından önemi bulunan bazı tepelerin bir kaçı Hagana kuvvetleri tarafından işgal edilmiş bulunmaktadır. Arapların işgali altında bulunan diğer tepeler için de şiddetli harpler yapılmaktadır. Yahudilerin iddiasına bakılırsa, bu mevkiler adetleri çok olan Araplar tarafından tutulmaktadır."

Kudüs için akılcı yol bulunmuş ve oranın korunması için bazı anlaşmaya gidilme çabaları yoğunlaşmıştı. Bu haberin gazetede yayınlanmasından bir gün önce ise Mağusa'dan Filistin topraklarına yeni bir Yahudi Muhacir grubu daha ayak basıyordu.

 

"12 Mayıs 1948-Hür Söz-s:2

Yahudiler

Dolores ismindeki vapurla Pazartesi günü Mağusa'dan 223 mülteci Yahudi Filistin'e hareket etmiştir."

 

13 Mayıs 1948-Hür Söz-s:1

Kudüs Açık Şehir İlân Edilecek

Harp Edemeyen Çocuk ve Malüller Burada Barınacak

Cenevre'deki Beynelminel Kızıl Haç teşkilâtı Kudüs'teki İngiliz, Birleşmiş Milletler, Arap ve Yahudi makamlarına müracaat ederek 15 Mayıs'tan sonra Kudüs'ün bir açık şehir ilân edilmesini istemiştir. Bu müracaat alakadarlar tarafından iyi karşılanmıştır. Bu teklif kabul edilecek olursa, Kudüs harp harici ve çocuk dahil ve diğer harp edemeyen şahıslara bir ilticagâh olacaktır.

Manda idaresinin sona ereceği önümüzdeki Cumartesi günü Filistin tarihinin mühim bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir. Amman'dan gelen haberler, bu tarihten sonra Filistin'in ve hatta Ürdün topraklarının Yahudiler tarafından işgal edileceği ihtimalinden bahsetmektedirler. Bazı Arap liderleri, "Irgun" ile"Hagana"nın 80 bin kadar tam techizatlı asker çıkarabilecek bir vaziyette olduklarından bahsetmeğe başlamışlardır. Bildirildiğine göre, bu kuvvetler, tank, ağır top, uçak ve diğer silahlarla mücehhezdir. Buna karşılık Arap kuvvetleri nüfusça fazla olmakla beraber, techizat itibarıyle Yahudiler gibi olmaktan çok uzaktırlar. Bazı Arap çevrelerinin iddiasına bakılırsa Mısır hükûmeti Filistin ve civarındaki Araplar'a fiili yardım yapmayacak olursa, buralarda vaziyet çok feci olacaktır." 

 

Mağusa ve Ksilotimbo kamplarındaki Yahudi Muhacirler, 15 Mayıs tarihi yaklaştıkça sevinç gösterilerinde bulunmaya başlamışlardı. Kıbrıs'taki kamplarda o gün itibarıyla 25 bin civarında bir Yahudi Muhacirin bulunduğu da belirtilmekteydi. Fakat bir sorun olmasa da bir değişiklikle yüzyüze kalıyor buradaki Yahudi Muhacirler. Bilindiği gibi bu gruplar Mağusa'dan Filistin'e İngiliz yönetimi ve organizasyonu altında gönderiliyorlardı. 15 Mayıs'tan sonra İngiliz hükümetinin mandalığı son bulacak olmasıyla bu taşınmanın artık başka bir organizasyonla devam etmesi gerekecektir. Bu noktada görevin Yahudi organizasyonuna kaldığı görülmektedir. 

 

"13 Mayıs 1948-Hür Söz-s:2

Kıbrıs'taki Yahudiler Sevinç İçinde

Kıbrıs'taki kamplarda muhafaza altında bulundurulan 25 bin kadar Yahudi, Filistin'deki İngiliz İdaresinin 15 Mayıs'ta sona ermesi keyfiyetini kutlayacaklardır.

Bu Yahudilerin Filistin'e götürülmesi meselesi 15 Mayıs'tan sonra İngiliz Hükûmeti'ni alâkadar etmediği için bunların Yahudi makamlarında Hayfa'ya götürülecekleri zannedilmektedir. Boğaz limanında bulunan Pan York ve Pan Crescent vapurlarının bu nakliyatta kullanacakları zannediliyor.

Kamplarda bulunan Yahudilerin Kıbrıs'tan nakli işi artık Yahudi Ajanlığına kalmıştır. Bu hususta bir karar verilinceye kadar Yahudiler şimdiye kadar olduğu gibi kamplarda kalacaklardır." 

Ve Yahudilerin beklediği gün gelmişti. 14 Mayıs gece yarısı 00.00'dan sonra 15 Mayıs'ın ilk dakikasında Yahudi Devleti kendini resmen ilân edecektir. Bir devlet ve hükümet olma organlarını o güne kadar elinden geldiğince tamamlayan Yahudiler ilk hükümetini de David Ben Gurion başkanlığında oluşturmuşlardır. Yahudi direnişçiler ya da tedhiş örgütleri olarak bilinen Hagana resmi bir Devlet Ordusu'na dönüşürken, bir diğer önemli örgüt olan İrgun'da yer alan silahlı güçler orduya dahil oluyordu. İrgun ise Yahudi Devletinde siyasi bir parti olarak yoluna devam edecektir.  

 

"14 Mayıs 1948-Hür Söz-s:1

Filistin'de İngiliz İdaresi Sona Erince Yahudi Devleti Resmen İlân Edilecek

13 Kişilik Yahudi Hükûmet Faailyette

Bu günkü Cuma gecesi saat 12'den sonra Filistin'deki 27 senelik İngiliz İdresi nihayete erecektir. Yüksek Komiser Sir Alan Cunningham, Cumartesi gününün erken saatlarında bir kruvazör ile Filistin'i terk edecektir.

Yahudilerin kurmuş bulunduğu devlet, Manda sona erer ermez, Yahudi bölgesi kabul edilen yerlerde idareyi eline alacaktır. Yahudi hükûmeti 13 kişiden ibaret olup, Başbakanı David Ben Gurion'dur. Hagana teşkilatı resmen Yahudi Devlet Ordusu olacak ve Yahudi Bayrağı taşıyacaktır. İrgun isimli tedhişçi gizli teşkilat da açık bir siyasi parti olarak kalacaktır. İrgun kuvvetleri Yahudi ordusuna katılacaktır.

Şimdiye kadar Arap memleketleri içinde esaslı bir tedbir alan devlet Mısır'dır. Kral Faruk tarafından geçen gün imzalanan bir kanun ile Mısır 15 Mayıs'tan itibaren (Muhassara altında bulunan bir devlet) olarak ilân edilmiştir. Bundan maksat, Manda'nın sona ereceği tarihte, Araplar tarafından girişilecek geniş ölçüde askeri harekâtı kolaylaştırmaktır.

Askeri harekât mutad olduğu gibi karşılıklı çarpışmalar halinde devam etmektedir. Kudüs ve daha bazı bölgeler yiyeceksiz kalmıştır. Hayfa nihayet Yahudi kuvvetlerine teslim olmuştur. Buradaki idareyi Yahudiler ele almışlardır."