Yahudi Muhacirler-62

Eralp Adanır

 

Bir yandan Filistin'in askeri makamlarca boşaltılması sürer, savaş en kanlı şiidetiyle halkları birbirine düşürürken özellikle Amerikan yönetiminin, Filistin'in bölünmesi konusunda pek de bu fikre katılımcı olmadığı iması yaratılan açıklamaları, yorumları da basına düşmekteydi. Bir İngiliz Mandası altında yer alan Filistin'de doğal olarak Birleşik Kırallığın söz söyleme hakkının neredeyse en büyüğünün kendilerinde olduğunu düşünürsek, Filistin'in şekillenmesinde İngiliz çıkarlarının da olması gerektiğini farz saymak saflık olmaz herhalde. Bu durumda Amerika aslında biraz oyundışı kalmış vaziyetteydi. Belki bu açıklamaların temelinde bu oyundışılık da yer almaktadır...

"21 Mart 1948-Hür Söz-s:1-

Filistin'in Taksiminden Vazgeçiliyor mu?

Amerikanın Yeni Bir Teklifi

Lake Success'den verilen bir habere göre, Emniyet Konseyi'nin son toplantısında Amerika temsilcisi, 15 Mayıs'ta İngiltere'nin Filistin'den çekilmesine müteakip bu memleketin iki devlete ayrılması hakkında daha evvel yaptığı teklifi geri çektiğini ve memleketin bundan böyle Filistin'in Birleşmiş Milletlerin müşterek vesayetine konması fikrine taraftar olduğunu söylemiştir. Bundan başka Amerikan temsilcisi, bir Milletler Derneği genel toplantısı yapılarak bu teklifin incelenmesi teklifini yapmıştır. Rus temsilcisi bu hususta her hangi bir fikir beyan etmeden evvel Hükûmet ile istişare edeceğini söylemiştir."

 

Anlaşıldığı üzre, iki devletli bir Filistin toprağında hakimiyetin iki devletçe kesinleşmesiyle birlikte büyük güçlerin burada nasıl bir etkiye sahip olup olamayacakları konusunu, özellikle Amerikan hükümetini çıkar anlamında düşüncelere sevkettiğini söyleyebiliriz. Bu olumsuz senaryoyu, en iyisi BM vesayeti altına sokarak bu bölgelere istedikleri müdahaleyi yapabilme düşüncesinin, Amerikan yönetimince yeni bir senaryonun getirisi olduğu görülebilmektedir. En azından ben bu haberlerden böyle okuyorum.  Tabii bunlar son müdahale hamleleridir.

"23 Mart 1948-Hür Söz-s:1-

Filistin Taksim Edilimeyecek

Amerika, Bu memleketin B.M. Vesayeti Altına Konmasına Taraftır

İngiltere Filistindeki mandasına 15 Mayıs'ta son verecek ve 1 Ağustos'a kadar da bütün askerini bu memleketten çekmiş bulunacaktır. Mandanın sona ermesinden sonra Filistin'in iki devlete taksim edilmesi daha evvel B. Milletlerin Emniyet Konseyi tarafından kabul edilmiştir. Amerika da bunu destekliyordur.

Bu haber, Arapları pek fazla kızdırmış ve Yahudileri ise sevindirmişti. Bu işin yapılmasına imkân olmadığına kanaat getiren Amerika temsilcisi ayrılma plânının taksiminde büyük kan dökümü olacağını ve dünya sulhunun tehlikeye gireceğinden bahisle bu memleketi B. Milletlerin vesayeti altına verilmesini teklif etmiştir.

Bu haberler, Arapları çok sevindirmiş ve Amerkaya olan kırgınlıklarını gidermiştir. Diğer taraftan Yahudi âleminde keder ve büyük bir şaşkınlık ile karşılanmıştır.

Filistin Davası Yeni Safhaya mı Giriyor?

Her İki Taraf Anlaşmaya Razı Olduklarını Bildirdiler

Kudüs: Yahudi Ajanlığı Başkanı Gurion, Yahudilerin yabancı hiç bir kuvvetin idaresine girmeyeceklerini çünkü hali hazırda, bir Yahudi devletinin mevcut bulunduğunu söylemiştir. Bundan başka böyle bir plâna karşı gelebilmek için kuvvetleri bulunduğunu da ilâve etmiştir. Ayni zamanda Yahudilerin Araplar ile de anlaşmağa hazır olduğunu ve bu hususta Yahudilerin ellerini uzatmağa hazır olduklarını ilâve etmiştir.

Diğer taraftan Kahire'den verilen bir telgraf anlaşma cihetinin Araplar tarafından da istenildiğini gösteriyor. Arap Birliği Genel Sekreteri Azam Paşa verdiği bir beyanatta, Arapların Yahudilerle anlaşmağa hazır olduklarını ve hatta Kıbrıs'ta bulunan 30 bin Yahudi'nin Filistin'e girmelerine de itiraz etmediklerini söylemiştir. Yalnız böyle bir konuşmanın yalnız iki taraf arasında yapılması lüzumuna işaret etmiştir. Paşa devamla, Arapların bir Yahudi azınlığına düşman olmadıklarını istismar etmek maksadını güdenlerin istenmediğini de söylemiştir."

 

Dökülen kanların herhangi bir sonuca vardırmayacağı gerçeği her iki tarafça da anlaşılıyor mu acaba diye düşünüyor insan. Diğer taraftan satır aralarında verilen bir bilgi de, Kıbrıs'taki kamplarda 30.000 Yahudi Mülteci'nin var olduğu şeklindedir. Gazetenin iki gün sonra verdiği haber ise, bu işin sonuna gelindiğini müjdeliyordu.

 

"25 Mart 1948-Hür Söz-s:1-

16 Mayıs'ta Yahudi Devleti İlân Ediliyor

Kudüs: Yahudi Ajanlığı İcra Komisyonu Filistin'deki İngiliz idaresinin sona erdiği tarihten yani 16 Mayıs'tan itibaren Filistin'i bir Yahudi Devleti olarak ilân etmeğe karar vermişlerdir. "

 

Bu haberin ardından ada'ya Yahudi Muhacir akınının devam ettiğiyle ilgili başka bir habere rastlıyoruz. Ama bu geliş yasal yollarla organize edilen gelişlerden biri değildir. Yine zaman zaman gazete haberlerinde rastladığımız ve "kaçak gidişler" olarak da isimlendirebileceğimiz, Yahudi Muhacirlerin kendi olanaklarıyla direkt olarak Filistin'e gitme çabalarının bir yansımasıydı. Ama yine başarısız bir gidiş çünkü İngiliz Deniz Kuvvetleri tarafından durduruluyor ve rotası Kıbrıs'a çevriliyordu.

"30 Mart 1948-Hür Söz-s:2-

Daha Yahudi Kafilesi Geliyor

Kudüs'ten dün verilen bir habere göre, içerisinde 800 kadar Yahudi bulunan bir gemi Filistin açıklarında İngiliz Deniz Kuvvetleri tarafından durdurulmuştur. Bu Yaudiler mütad olduğu veçhile Kıbrıs'taki kamplara sevkedilmiştir."

Yafa'da bombalar patlamaya devam ediyor, pusularda ölenler ve yaralananlar bir "sayı" olarak istatistiklere geçiyor. İsrail Devleti'nin kurulmasına giden yol da, yolun devamında da kan ne yazık ki durmuyor. Bugün dahi... Ve az sonra okuyacağınız bu haberin ardından yine yeni bir Yahudi Muhacir kafilesinin ada'dan Filistin'e doğru ayrıldığı duyurulmakta.

"31 Mart 1948-Hür Söz-s:1

Arap-Yahudi Harbi Azıtıyor

Yafa'ya Bomba Atıldı

Betelam köyünde 1200 Arap tarafından muhasara altına alınmış bulunan Yahudiler ile Araplar arasında mütareke yapılmıştır. İngilizler tarafından kararlaştırılan bu mütareke esnasında 35 yaralı Yahudi kaldırılmıştır.

Şimali Filistin sahillerinde pusu kuran Arap birlikleri 42 Yahudi öldürmüşlerdir.

Kudüs'te hükümet makamları tarafından çıkarılan resmi bir tebliğe göre Yafa'ya düşen iki bomba bir mektebe zarar yapmıştır. Bu bombaların uçaklar tarafından atıldığı anlaşılmaktadır."

600 Yahudi Daha Gitti

Mağusa: Geçen gün Kıbrıs kamplarında bulunan Yahudilerden 300 kişi Filistin'e hareket etmiştir. 300 daha Yahudi de dün hareket etmiştir."