Yağmurun suçu ne?

Tayfun Çağra

Yağmurlar bol bol yağdı, yağmaya da devam ediyor… İnsan sevinmeli, yüzlerin gülmesi gerekli ama değil, sanki de yağmurun yağması bir felâket senaryosu olarak görülüyor ülkemizde…

***

Aslında ikiyüzlülük bu konuda da karşımıza çıkıyor. Veya çıkarlar yağmur konusunda bile çatışıyor. Veya bilinç eksikliği de diyebiliriz belki…

***

Bir şeyler eken, ekinlerin büyümesi, ürün vermesi için yağmuru bekleyen üretici ile hayatlarını aksattığını düşündükleri yağmurun ekmek elden su gölden gibi yaşayanların beklentileri arasında fark var.

***

Biri, üretim yapmak, para kazanmak, bu parayı kazanırken de toplumsal fayda sağlamak olan üreticinin beklentisi başka… Giyinip kuşanıp gezmeye gidecek olan veya işe giderken başına düşen iki damla yağmurun fönünü bozduğu veya Mercedes’ini yıkattıktan sonra başlayan yağmura söven adamın beklentisi yine başka…

***

Oysa toprağa atılan ekinin, sebzenin, meyvenin boy vermesinden, büyümesinden, toplanmasından o fönü bozulan da, gezmeye giden de, Mercedes’ini yıkatan da yararlanıyor ama yağmursuz bu gelişmenin olamayacağından belki de haberi yoktur veya çok da umurunda değildir, kafa yormamıştır bu konuya…

***

“Offf gene yağmur” diye şikâyet edenleri anlamakta güçlük çekiyorum. Evet, ne yazık ki alt yapımız yok şehirlerde… Olanlar da darmadağın olduğundan her yağmurda seller götürüyor, yollar, evler batıyor… Sadece şehirler değil, köyler de nasibini alıyor çünkü yağmur suları akıp gidecekleri dereleri bulamıyorlar… Bulamayınca da taşıyorlar, kendilerine yol arıyorlar, köyün, kasabanın ortasından geçiyorlar.

***

Derelerin taşması, yağmur sularının sel olup akmasının başka bir nedeni de göletlere gidecek yollarının da kalmaması… Ne kadar yağmur yağsa göletler dolmuyor. “Ama işte toprak doyacak da ona göre göletlere gidecek” deniyor ama toprağın doyması halinde bile su, gölete gidecek kanal bulamayacak yine… Sular boşa akıp gidiyor, bir yerde toplanamıyor… Toplanabilse, göletlere ulaşabilse şimdiye kadar ağzına kadar dolarlardı…

***

Bu satırları yazarken Girne’den şiddetli yağmur haberleri geliyordu… Yağmur suyu yine yol bulduğu yerden, şehrin içinden denize doğru akıp gidiyor… Bunu yaparken de önüne çıkan şeyleri basıp geçiyor tabii…

***

Hâlâ dere kenarlarına hatta içlerine verilen inşaat izinlerinin durdurulması, derelerin, su kanallarının önünün açılması ve göletlere giden arkların yeniden gözden geçirilmesinde fayda var. Yoksa yağmur bol yağsa da biz yine su sıkıntısı yaşamaya devam edeceğiz.

***

Evet, yağmur yağıyor, perişan oluyoruz ama bu, yağmurun suçu değil… Suç bizde… Suç insanda… Çoğu zaman olduğu gibi…