Věra Jourová: Tüm Avrupalı kadınların güvende hissetmelerini istiyorum!

Konuk Yazar


Cinsel şiddet mağdurlarının teselli edici sözlerden daha fazlasına ihtiyaçları var
 

 

Věra Jourová (*)

Yılbaşı gecesi Köln’de yaşananlar Avrupa’nın dört bir yanındaki milyonlarca kadının dramının bir kez daha acı bir şekilde hatırlanmasını sağladı: Cinsel taciz Avrupa’da her 2 kadından 1’ini etkileyen her gün yaşanan bir durumdur. 15 yaşın üzerindeki her 20 kadından 1’i tecavüze uğramıştır.

Ancak, polise gitme ve basına konuşma cesaretini gösteren cesur kadınların aksine, tahminlere göre dört kadından biri olmak üzere, diğer birçok kadın acılarını daha ziyade ses çıkarmadan yaşıyor. Başkalarının bilmesini istemiyor, kendilerinden utanıyor veya polisin kendilerine yardım edemeyeceğine - veya daha da kötüsü- yardım etmeyeceğine inanıyorlar.

Mağdurlara teselli edici sözler söylemek yetmez.

AB Adalet Bakanlarının önümüzdeki hafta yapılacak toplantısında cinsel şiddet mağdurları için güçlü bir karşılık vermek amacıyla bir çağrıda bulunacağım.

Avrupa’da her üye devletin kendine ait ceza yasaları var. Bu da tecavüz gibi şiddet eylemlerinin farklı şekillerde tanımlanması ve yargılanması anlamına geliyor. Bir diğer deyişle, bir mağdurun saldırganlarının yargı önüne çıkarıldığını görme şansı nerede yaşadığına bağlı. Ben, mağdurların AB içinde her yerde adalete aynı erişime sahip olmalarını sağlamak için elimden gelenin en iyisini ortaya koyuyorum.

Bu doğrultuda, AB Adalet Bakanlarına Avrupa Birliği’nin İstanbul Sözleşmesi’ne katılmasını önereceğim.

İstanbul Sözleşmesi özellikle kadına şiddet ve aile içi şiddeti hedef alan ilk Avrupa antlaşmasıdır.

Bu antlaşma güçlü bir araçtır çünkü antlaşmayı onaylayan tüm ülkeler şiddet mağduru olan kadınları korumak ve onlara destek olmakla yükümlüdür. Çağrı merkezi, sığınma evleri, tıbbi hizmetler, danışmanlık ve hukuki yardım gibi hizmetler vermeleri gerekir.

Örneğin: Bir kadın kocası tarafından dövülmüşse, evin sahibi o olsa dahi polisin o adamı evden uzaklaştırma yetkisi olacak.

Hayatından endişe eden bir kadın, ülkenin dört bir yanında 7/24 acil tavsiye verecek ve destek sağlayacak ücretsiz yardım hattına erişebilecek.

Bir tecavüz mağduru, kendisine derhal tıbbi danışmanlık, bakım ve adli tıp hizmetleri sağlayacak söz konusu yardım merkezine erişebilecek.

Sözleşme önlemeye de odaklanmaktadır.  Cinsiyetle ilgili basmakalıpları ortadan kaldırmaya çalışmak, toplum içinde kadın ve kızlara karşı düşünüş ve tutumların değişmesini desteklemek yaşam kurtarabilir ve insanların çektiği acıları azaltabilir.

Sözleşmeyi uygulamakla yükümlü olan ülkeler genel halkı – erkek çocuklar ve adamlar dahil – eğitmeli, farkındalığını arıttırmalı ve şiddet mağduru veya şiddet riski altındaki kadınlarla çalışacak ilgili profesyonelleri eğitmeli ve bu alanda uzmanlaşmış STÖ’lerle yakın işbirliği yapmalıdır.

Cinsel taciz ve cinsel şiddetin görmezden gelindiği günler sona ermelidir.

Cinsel taciz ya da şiddet mağduruysanız, sizleri polise gitme cesaretini göstermeye çağırıyorum.

Şiddet mağduru olmanın ne kadar acı verdiğini biliyorum ve şunu dile getirmek istiyorum: Mağdurlara teselli edici sözler söylemek yetmez.

Toplumumuzun sorunun boyutunu anlamasının ve sokaklarımızdaki, evlerindeki ve işyerlerindeki kadınların güvende olduklarından emin olmak amacıyla cezai yargı sistemlerimizin bir arada çalışmasının zamanı gelmiştir.

İstanbul Sözleşmesi’ne dahil olmak cinsel şiddete güçlü bir karşılık vermemizi sağlayacak ve AB içinde nerede yaşadıklarına bakılmaksızın bu tür suçların mağdurlarına gerekli araçlar ve desteğin sağlanmasına, tavsiyelerin verilmesine yardımcı olacak.


(*) Avrupa Komisyonu’nun Adalet, Tüketiciler ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinden sorumlu Üyesi