Vatanım Sensin ve Kıbrıs Türkü

Eralp Adanır

Bazı tarihsel içerikli dizileri severim. Meselâ bir zamanların “Çemberimde Gül Oya” dizisi, yakın geçmişte “Muhteşem Yüzyıl” gibi. Senaryo gereği ve izleyici çekebilmek açısından mutlaka eklemeler olmakla birlikte, tarihi; görsel güçle insanların anlayabilecekleri bir dil taşımaktadır diziler. Son günlerin favori dizilerinden “Vatanım Sensin” de, mutlaka izlemeye çalıştığım bir dizidir. İzmir’in Yunanlılar tarafından işgâl edilmesi ana konusu içerisinde yer alan “tali tarihsel bilgiler” de önümüze gelmekte, bazıları için şaşırmaktayız. Örneğin tarih kitaplarında yer almayan ve kadınlardan oluşan direniş grubu ve başındaki “Kara Fatma” gibi. Bugünkü yazım normalinden birazcık uzun olacak ama “tarih” dediğimiz geçmişin hatırlanmasında hatta bilinip de unutulmuş ya da kimilermizce pek bilinmedik bilgileri sırası geldiğinde paylaşılmasının, toplumsal bellek açısından önemli olduğuna inanıyorum. Bu vesileyle; Mustafa Kemal’in ateşlediği Kurtuluş Savaşı’nda bu küçücük ada’daki Kıbrıslı Türklerin, İngiliz idaresi altında olmalarına karşın Anadolu’ya yardım etmek için nasıl çırpındığının küçük bir örneğini, tarihe yolculuk ederek paylaşmak istiyorum, bazı araştırmacılarımızın ve yazarlarımızın bu konudaki çalışmaları karşısında saygı ile eğilerek.

...

Eski Basınımız’dan günümüz Türkçesine yaptığı çevirilerle önemli bir basın-yayın bilgi katkısını sağlayan duayen araştırmacı yazarımız Harid Fedai hocamızın, Kıbrıs Gaztesi’nde uzun zamandan bu yana uer verdiği bu konudaki çevirilerden birinde, söz konusu İzmir işgalinden dolayı sefil duruma düşürülen insanlara yardım gönderilmesiyle ilgili birkaç habere rastlıyorum. 1920 yılına ait Doğru Yol gazetemizin bir nüshasında Anadolu’ya yardım için bir kampanya başlatıldığını görüyoruz...

(Harid Fedai-Eski Basınımızdan-KIBRIS Gazetesi-19 Ocak 1998-s:32)

Doğru Yol

6 Ocak 1920 Pazartesi, Sayı: 16

Felakete Uğramış Kardeşlerimize Yardım.

.....

...Henüz daha rüştünü kanıtlamamış bir düşman (Yunan), Anadolu’muzun en kıymetli bir yerine, güzel İzmir’e, Türk İzmir’e musallat edildi...Vatanımızn kalbi hayatı olan İzmirimiz, bu kararın ilk kurbanı oldu. Yunanlı...İzmir’i işgâl değil; topuyla tüfengiyle, süngüsüyle oraya saldırdı. Kesti, biçti, yaktı yıktı, ırza geçti...Bu dehşeti fırtınadan kaçıp kurtulan 140 bin ırktaşımız kışın şiddetli kar ve buzlarına çıplak göğüsleri, yersiz yataksız yoksunluklarıyla karşı karşıya duruyorlar. Yiyeecek bir lokma ekmekleri, giyecek bir elbiseleri yok... acaba bu felaket ve sefalet karşısında bize hiçbir görev düşmez mi? Vatandaşlar, iyi düşünelim: Anadolu, Türk’ün son yurdu, son sığınağıdır. Eğer oradaki kardeşlerimizin böyle sefaletler, yoksunluklar altında helak olup gitmelerine seyirci kalırsak dünyada en alçak insanlar biz oluruz. Biz de elimizden geldiği, gücümüzün yettiği ölçüde, hiç sebepsiz ölüme çarptırılan bu insan topluluğuna yardımı esirgemeyelim...(Ahmed Raşid)”

 

Bu haber bir şekilde Anadolu’da ya duyuluyor ya da birilerine haber gönderiliyor. Sonuçta “Türk İstikbâl Kumpanyası” isimli bir Tiyatro kuruluşu, Kıbrıs Türkleri’nin bu yardım çağrısına cevap verip organizasyona dahil olmayı istiyor...

 

 

(Harid Fedai-Eski Basınımızdan-KIBRIS Gazetesi-9 Şubat 1998-s:31)

Doğru Yol

26 Ocak 1920 Pazartesi, Sayı: 18

Doğru Yol Gazetesi

Ser-Muharrirliği Canibine

Efendim!

On iki Kânun-i Sani (Ocak) sene 920 tarihli ve 16 numaralı gazetenizde neşrettiğiniz makaleden cesaret alarak kumpanyam marifetiyle yakında İzmir felaketzedeganı menfaatine olmak üzere bir müsamere vermeğe karar verdiğim cihetle Lefkoşa müeddedât-ı içtimaiyelerinin umumunun iştirarkiyle işbu vereceğim müsamere hasılatını kontrol ve icab eden ruhsat-ı resmiyenin hükümet-i mahalliyeden istihsal ve biletlerin sarfına nezaret ve daha icab eden hususatda kumpanyamıza muavenet etmek üzre toplanmasını istirham eyler ve bu hususta kumpanyamıza isabet edecek hizmeti fahri olarak kudretimiz yettiği mertebe ifa eyleyeceğimizi arz eylerim.

Kışın şiddetle hüküm-fermân olduğu şu zamanda mezkur muhtacının mihen ümeşakkati nazar-ı mütalaaya alarak işbu teşebbüsün sür’at-i mümkine ile kuvveden fi’le isâli için icab eden faaliyeti Lefkoşa müessesatından intizar eylerim.

İşbu mektubumun dahi ceride-i ferideleriyle neşrini istirham eylerim. Ol babda...

22 Kanun-i Sâni (Ocak) 920.

Türk İstikbâl Kumpanyası Müdürü

Behçet Sırrı.”

 

Behçet Sırrı bey yönetimindeki Tiyatro ekibi adamıza gelip söz konusu kampanya için gösterilerini gerçekleştirir. Tiyatro ekibinin içerisinde “Katina” isimli bir Rum kadının da görev alması çok manidardı. Gösterinin yapıldığı yer büyük bir kalabalığa şahitlik etmişti. Satılan biletlerden elde edilecek yardım yanında bir de açık artırmadan bahsedilmekteydi. Bu habere geçmeden önce şunu belirtmek isterim ki; Kıbrıs Türkü, sırası geldiğinde İngiliz idaresi altında olduğu zamanda bile Anadolu’ya böylesi bir durumda elinden geldiğince yardım etmeyi bilmiştir. 

 

(Harid Fedai-Eski Basınımızdan-KIBRIS Gazetesi-16 Şubat 1998-s:31)

Doğru Yol

29 Mart 1920 Pazartesi, Sayı: 27

İzmir Felaketzedeleri Yararına Yapılan Tiyatro

Doğru Yol’un çeşitli makaleleri ve teşvikleriyle Lefkoşa Hürriyet ve Terakki Kulübü tarafından İzmir göçmenlerine bir insanlık yardımında bulunmak maksadıyla düzenlenen tiyatro ilan edildiği gibi Mart’ın yirmi beşinci günü akşamı olağanüstü parlak bir şekilde sahneye konulmuştur... İzmir ve yöresi ehalisinin  onulmaz yaralarını sarmak, onların gereksinmelerini azaltmak uğrunda insanlığın ve dinin gereklerini yerine getirmek yardım ve ve isteği yolunda halk adeta birbirlerini çiğnercesine tiyatro binasına koşmuşlardır. Tiyatro başlamadan önce avukat Fehmi Bey, bu tiyatronun neden düzenlendiği hakkında önemli bir konuşma yaptıktan sonra İslâm İddihar Sandığı (günümüz Türk Bankası’nın çekirdeği-H.F.) katibi Ahmed Retmi(!) Bey’le Fikri Bey tarafından Mehmet Emin Bey’in “Yurdumuzun İniltisi” adındaki içli şiiri okunmuş ve halkın üzerinde yaptığı etkiden herkes gözyaşları akıtmıştır...Bu kutsal maksat uğrunda “Türk Tiyatrosu” Müdürü Behçet Sırrı Bey’le Katina Hanım’ın hizmet ve özverilerini dile getirmek bir tür kıymet-kadir bilirlik olur...Ahmed Raşid Bey...hazır bulunanları bu kutsal maksat için yapılacak açık artırmada özveri göstermeğe davet etmiştir.”