Uzakları Yakın Edelim...

Dr Filiz Besim

 

Hadi gelin bu hafta sağlığa bir ‘ES’ diyelim. Bu hafta bekleyelim görelim; bakalım söz verildiği gibi mecliste sağlık için bir ad-hoc komite kurulacak mı?

Ve UBP kurultayını da ‘ES Geçelim’. Siyasetin halkın sorunlarına çözüm üretemediği bu siyaset arenasında elbette ki halk zamanı geldiğinde gücünü gösterecektir.

Gelin bu hafta farklı bir yolculuğa çıkalım. Yurtdışı Kıbrıs Türkleri Birlik Platformu’nun çalış tay sonuçlarını okuyorum. Yurtdışı Kıbrıs Türkleri ‘Anavatanımız Kıbrıs’a daha yakın olmak’ istiyoruz  diyorlar. Nasıl heyecan verici kelimeler dizisi ‘Anavatan Kıbrıs’... İşte budur bizim Anavatanımız Kıbrıs’tır. Kıbrıs adası üzerinde yaşayanlar, ya da dünyanın dört bir yanına dağılan Kıbrıslıtürkler; bizim anavatanımız Kıbrıs Adası’dır.

300 bin civarı Kıbrıslıtürk var adamızda, bir o kadar da İngiltere’de, sanırım 200 bin Türkiye ve 80 bin Avusturalya ve sayısı bilinmeyen bir rakam kadar da dünyanın değişik coğrafyalarında... Dünya üzerinde 900 bin Kıbrıslıtürk... Ben heyecanlandım.

AİDİYET DUYGUSU…

Bu adada yüzyıllardır bitmeyen sorunlar var, savaşlar, ekonomik kaygılar, eğitim, sağlık ama en önemlisi gelecek kaygısı... İşte buna bağlı birçok nedenle 1917’lerden beri Kıbrıslıtürkler bu adadan göç ediyorlar. Kâh çok ama çok uzaklara, kâh denizin sadece öte yüzüne... Ama işte öylesine büyük ki bu adaya duyulan aşk, nereye gidilirse gidilsin beyinlerin bir bölümü takılıp kalıyor adacığımıza... Aidiyet duygusundan silkinip arınmak öyle kolay olmuyor. İşte bu 600 bin Kıbrıslıtürk bazen aile bağlarıyla, bazen mal mülkleriyle, bazen de sadece ve sadece bir gönül bağıyla, ama illa ki bir nedenle bir bağ kuruyorlar Anavatanları Kıbrıs’la...

Yaşadıkları Dünya’nın değişik ülkelerinde aidiyetleri onları bir araya getiriyor. Gelenek ve kültürleri, akrabalıkları ve bu adaya duydukları ortak sevgileri ve yaşanmışlıkları... İnsan olmak işte böyle bir şey... Tarihinle, kültürünle ve kimliğinle dünya üzerinde var olmak...

NEDEN OLMASIN?..

Yurtdışı Kıbrıs Türkleri kurdukları Birlik Platformlarıyla Kuzey Kıbrıs’ta seçme ve seçilme hakkı istiyorlar. ‘Anayasanın dört temel şartı var’ diyorlar. ‘Vergi vermek, kanunlara uymak, askerlik yapmak ve seçme - seçilme...’ ‘Dört maddenin üçünü yerine getiriyoruz; ülkemize daha yakın olmak için seçme ve seçilme hakkını da istiyoruz’ diyorlar.

Kuralları doğru konursa ‘neden olmasın?...’ diyorum. Hatırlayın Annan Planı döneminde onlara çok kızmıştık. Bu ülkede yaşayan birçok insan çoluk, çocuk, genç yaşlı, kadın, erkek ‘çözüm ve barış isteriz’ diye meydanlarda haykırırken onlar gelişmiş ülkelerde yaşamanın tuzu kuruluğuyla bin dokuz yüz ellilerden kalma Kıbrıs milliyetçiliğiyle ‘Annan planına hayır’ diye haykırıyorlardı. Son elli yılda bu adada yaşanan onca dertten, sorundan değişen konjonktürlerden, nüfus yapısından habersiz... Aslında biz bu adada yaşayan Kıbrıslıtürkler de uzaklardaki bu yurttaşlarımızın sesini ilk kez o kadar güçlü duymuştuk.

NELER YAPILABİLİR?..

Peki ama doğrusu ne? Doğrusu bana göre uzakları yakın etmek. Onlardan korkmadan onlara bu adanın güncel sorunlarını ve dertlerini anlatmak ve onları bu dertlere ortak etmek. Mecliste birkaç milletvekiline sahip olmak istiyorlar. Kullandıkları oy bu adanın genel oy havuzuna düşmeden sadece kendi milletvekillerini seçecekse olabilir. Seçilen milletvekilleri bu adada yaşamalı ve sorunlara, dertlere bire bir ortak olmalı, seçmenlerine konuları daha bilinçli bir şekilde anlatmalı.

Yurt dışında yaşayan Kıbrıslıtürklerin de sorunlarını buraya taşımalı ve arada resmi güçlü, demokratik bir yol kurulmalı. Gerekirse bu ülkede yaşanacak sağlıklı bir emeklilik için yatırımların buraya akması sağlanmalı. Yurt dışında güçlü bir lobicilik için daha güçlü ve burası ile bağlantılı örgütler kurulmalı. Karşılıklı birbirimizi sahiplenmeli ve kenetlenmeliyiz. Bu işbirliğine bana göre öyle çok ihtiyacımız var ki... İçerde ve dışarıda kendi kaynaklarımızı birleştirmeye ve bir güç yaratmaya, güç olmaya...

Elbette ki bu konular bir sürece yayılmalı ama bu konu ile ilgili de ciddi, organize çalışmalar başlatılmalıdır. Eğer gerçekleşecekse kısa bir süre sonra olabilecek olan Kıbrıs sorunu ile ilgili bir referandumda oy kullanmalarını sürece ve ülke şartlarına olan yabancılıklarından dolayı riskli bulsam da, yurt dışındaki vatandaşlarımızla bütünleşme anlamında sürecin sağlam adımlarla başlaması gerekliliğine inanıyorum.

KONU CİDDİYETLE TARTIŞILMALI…

Bütün bunları yazarken kafama takılan bir eğri gemiyi de sizlerle paylaşmadan edemeyeceğim. Kıbrıs’a hiç uğramayan, Kıbrıs kökenli olmayan, bu ülkede yaşamayan ama cüzdanında kıyak bir KKTC kimliği olanları ne yapacağız?

Yine de her şeye rağmen, kimsenin beslemesi olmadan kendi büyük gücümüzü yaratmak için politik çareler üretelim ve bu konuyu ciddiyetle tartışalım derim.