Umutlandıran denetimler

Cenk Mutluyakalı

 

Güne basın toplantısı ile başladık.
“Kandil” özele uğramamış
Ama şaşırıyorum doğrusu...
En keskin solcular dahi, böylesi günlerde fazlaca “dini bütün.”

*  *  *

Mülkiyeti pay ederken Kıbrıs Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünü dert etmeyenler...
İş “tatil”i paylaşmaya gelince çok hassas oluyorlar!
“1960’dan kalma hakkımız...”

*  *  *

Yeryüzü böylesi bir “yağma”, böylesi bir “iki yüzlülük” dürütmedi.

*  *  *

Önce tüccar indirim açıklamıştı.
Şimdi de yerli üretici...
Piyasada ne kadar hissettik derseniz, pek fazla değil.
Ancak bu çaba ve dayanışma son derece önemli...
Göreceğiz böylece kim elini taşın altına koyuyor, kim sadece “şov” yapıyor.

*  *  *

Başbakan “Yerli Ürün”e yönelik “ön yargılarımızı” hatırlatıyor.
Endişemiz kalite!
Kimi ürünlerde sadece endişe değil deneyim de var.
Çünkü gerekten de “kalite sorunu” bazen avaz avaz bağırıyor.
Ama kimi zaman da “psikolojik duvarlarımız” hepimizi bilindik markalara yönlendiriyor.

*  *  *

Ticari işyerlerine yönelik denetim sonuçları dikkatimi çekti.
3 ayda 1.481 işyeri denetimi olmuş.
Ağustos’ta 9 bin 878 TL,
Eylül’de 16 bin 244 TL,
Ekim’de toplam 68 bin 472 TL
ceza kesilmiş...
Son ay 88,659 TL’lik mal müsadere edildi ki, bunlar belki de evimize girecek “sağlıksız” ürünlerdi.
Geçenlerde kamuda ‘mesai saatleri’ denetimleri de yapıldı.
Bunlar iyi gelişmeler.
Ve biliyorum, arttıkça, kimileri de sesini yükseltecek.
Ama “yaygara”nın aslında “yozlaşma”yı koruma aracı haline getirildiğini de unutmamak gerekiyor.
Daha çok adalet, eşitlik ve üretim için “denetim” olmazsa olmazdır.
Hem de çok daha etkin denetim!