Türkiye’deki seçimlerin yansımaları…

Tayfun Çağra

Türkiye’deki yerel seçim sonuçlarından sonra ‘bizimkiler’in nasıl bir davranış biçimine girecekleri merak konusuydu…

31 Mart öncesi İstanbul’a gidip oruç tutuyorlarmış gibi ‘iftar yemeği’ veren ‘bizimkiler’, AKP adayı Murat Kurum’a da destek verip geri gelirlerken Pazar günü sandıktan çıkan sonucu tahmin ediyorlar mıydı acaba?..

Böyle bir öngörüleri olsa İstanbul’da iftar yemeği verirler miydi yoksa o iftar yemeği de başkalarının düşüncesi ve direktifi olduğu için mi oradaydılar?

Meclis’te o iftar yemeğinin parasının nereden çıktığı ile ilgili bir soru soruldu mu, yanıt alındı mı bilmiyorum ama sorulmadıysa sorulmasında yarar var.

Elbette o iftar yemeği bugünün gündemi olmasa da eğer yanıt verilirse ortaya çıkacak sonuç ilginç olacaktır;

Eğer yemeğin parasını ‘bizimkiler’ ödediyse yani bizim paramızla başka bir ülkede bir adaya destek verildiyse bu hakkı nereden aldılar?

Eğer o yemeğin parasını AKP ödediyse de bu ezikliği ‘bizimkiler’ bize neden yaşatırlar? Başkasının parasıyla ‘kahramanlık’ yapmak, “iftar yemeği verdik” demek ne zamandan beri ‘caiz’ oldu! 

***

“İftar yemeği” dendi, “1. Kentler ve Kültürler Buluşması” dendi seçim öncesi İstanbul’a gidip Murat Kurum’a destek verme eylemine… Erhan Arıklı da, “Sevgili Murat Kurum’dan seçilmesi halinde KKTC toplu taşımacılığı konusunda destek sözünü aldık” dedi ama Arıklı’nın toplu taşımacılıktan önce uhdesinde olan ve tarla haline gelen kara yollarında biraz delik kapatması, biraz asfalt dökmesini bekliyor vatandaş… Tabii eğer bir Karayolları Dairesi bırakmışsa, o işleri de tamamen abilerine bırakmamışsa!..

Sonuçta 31 Mart akşamı sonuçlar açıklandı; ‘Bizimkiler’, sonuçları nasıl izlediler, ne hissettiler bilemiyorum ama biraz rahatsız olmalarında yarar var gibi… Gerçi Türkiye’de henüz seçim sonuçlarına, açıklamalara rağmen hazımsızlık çekiliyorsa buradakilerin de hazmetmeleri şimdi için pek mümkün değil.

Başta Van’da yapılanları dün televizyonlarda gün boyu izledik. %55’le seçimi kazanan DEM Parti adayının mazbatasını vermeyip yarısı kadar oy alan AKP adayına mazbata verme girişimine karşı gelişen tepkiler, yine yargıda yapıldığını izlediğimiz taraflı kararlar, halkların 22 yıl sonra sandığa yansıyan kararlarının sindirilemediğini gösteriyor bize…

Türkiye’de bu gelişmeler yaşanırken ‘bizimkiler’in nasıl bir ruh haline girecekleri, davranış biçimlerini hangi yöne çevirecekleri, neyi neyle tutacaklarına karar vermeleri için bir sürenin daha geçmesi gerekiyor demek ki…

‘Bizimkiler’, yeni gelişmelere göre karar aşamasındayken, Türkiye halklarının bu aşamadan sonra şimdilik görebildiğimiz kadarıyla haklarını kolay kolay yedirmeyecekleridir.   

Türkiye’deki seçimler ve sonrası gelişmeler ortadayken ‘bizim’ Tatar da yarın BM Genel Sekreteri Guterres ile görüşecek ve “tüm ambargo ve kısıtlamalara rağmen Kıbrıs Türkü’nün verdiği haklı mücadeleyi anlatacağını ve bu engellemelere son verilmesini isteyeceğini” söylemiş.

Uçağa binmeden önce de devlet demeden “egemen eşitlik” istemiş.

***

Sonuçta Türkiye’deki gelişmeler ‘bizimkiler’in de tavırlarına ve sözlerine yansıyacak. Bu yansımaların nasıl olacağını göreceğiz.